Taliban'a terorist demenin, dememenin ve diyememenin ayrı ayrı ve birçok anlamda maliyeti ve haliyle handikapları mevcuttur. Olur da Taliban'a terorist oluşumdur derseniz, bunun sınır aşırı ve sınırlar dahilinde birçok alan ve anlamda ciddi maliyetleri olmasının yanı sıra, birde ABD ile karşı karşıya gelmek gibi çok yüksek ve girift bir başka maliyeti getirecektir.

Taliban'a terorist demenin, dememenin ve diyememenin ayrı ayrı ve birçok anlamda maliyeti ve haliyle handikapları mevcuttur.

Olur da Taliban'a terorist oluşumdur derseniz, bunun sınır aşırı ve sınırlar dahilinde birçok alan ve anlamda ciddi maliyetleri olmasının yanı sıra, bir de ABD ile karşı karşıya gelmek gibi çok yüksek ve girift bir başka maliyeti getirecektir.

Bir diğer seçenek ise Türkiye'nin şuan takındığı soft power, yumuşak güç yada absorbe edilebilir bir tavır ve tutum içerisinde olmaktır ki, bu tutum günü ve orta vadeyi kurtarabilir bir tutum olarak görülebilir olsada orta vadenin hemen sonrasında beklentilerin çok daha ötesinde büyük ve ağır götürüleri olma potansiyeli kuvvetle muhtemeldir.

Zira ABD'nin oynadığı oyun ne Irak ne Suriye ne Filistin nede bir başka lokal oyunla açıklanabilir bir ölçekten fersah fersah uzak bir oyundur.

Afganistan üzerine oynanan oyun Irak, Suriye, Filistin ve en nihayetinde Türkiyeyide içine alan son derece girift, kompakt ama hepsinden önemlisi milyonlarca insanın ölümü, ülkesinden sürülmesi ve elbette sınırların yine, yeniden ve çok daha küçük ölçekler ve onlarca yeni devlet (!) kurulması üzerine kurgulanmış bir oyundur.

Bütün bunlar ABD'nin Taliban'a nasıl bir görev yüklediğinin ilerleyen süreçte meydana çıkmasıyla daha bir görünür hale doğru evrilecektir. Ancak şimdiden ortaya koyabileceğim önemli miktarlarda ve çok çarpıcı öngörü ve projeksiyonlarının varlığının altınıda çiziyorum.

Şu an itibariyle yapacağım her öngörü ve koyacağım projeksiyonun iki tarafı keskin olması hasebiyle beni ciddi sıkıntılarla karşı karşıya bırakma potansiyeli son derece yüksek olması dolayısıyla istemsizce yutkunuyorum.

Ama ana omurgaları itibariyle bir kaç kelam edecek olursam, Afganistan'ın tahliye sürecine ve bu sürecin içerisine bakacak olursak AB ama özellikle Almanya'nın da bu kurgunun önemli bir ayağı olduğu kuşkusuzdur.

Almanya da ABD için tipik bir müstemleke ülkesidir ve oda kendisine tevdi edilmiş görevi yürütmektedir denebilme olasılığı taşıyor olmasına mukabil tüm Avrupa'nın başat aktörü ve bütün AB'yi temsil ediyor olması dolayısıyla bu kadar yavan bir açıklamayla izahı mümkün değildir.

Mevcut projenin ABD, AB ( özellikle Almanya ) İran ve Körfez ülkeleri de dahil son derece geniş bir spektrum içerdiği ve hal böyle olunca çok ciddi ve hayati komplikasyonlar yaratacağı da ayrıca kaydedilmesi gereken hayati olasılıklar arasındadır.

Bir anda var edilen ve yine aynı hızda yok edilişe tabi tutulan DAEŞ tiyatrosunun beyin ve damaklarda bıraktığı tat ve lezzete (!) eş değer çiçeği burnunda sevimli mi sevimli Taliban tiyatrosunada aynı gözle bakmak sıradan işler kabilindendir.

TALİBAN !

Kim bunlar ?

Ne talep ediyorlar ?

Kimden talep ettiler ?

Talep edilenlerin, dünyanın geldiği nokta itibariyle ederi nedir ?

Savaş koşulları altında ve imkanların sıfır düzeyinde olduğu bir yerde makul ve mantıklı bir talebin dahi karşılanma olasılığı nedir ? Kabilinden sayısız sorular insan zihnini ve duygu dünyasını tırmalayıp duruyor.

Böyle bir oluşumun yani Gerçekçi olduğunu varsaysak bile salt medrese (taklit) eğitiminin koca bir ülkeyi ve üstelik bir sürü bakanlığı ve önemli rakamların, bütçelerin döneceği bir ülke yönetimini becerip altından kalkabileceğini iddia etmek akılla izah edilebilir bir durum değildir.

Müntesibi olduğumuz bu havza üzerine oynanan oyun her türlü tahayyülün, plan ve komplo teorilerinin üzerindedir. Öyle ki bir lahsa dalgınlığın maliyeti telafi edilebilirin çok ötesindedir.