Dünya adil değil… Hele de ülkelerin çıkarları söz konusu ise hiç adil değil…

Dünya adil değil… Hele de ülkelerin çıkarları söz konusu ise hiç adil değil…

Adil olmayan bir dünyada, adil davranıyor olmanız çoğu zaman hiçbir anlam ifade etmeyebiliyor!.. .

Örnek; Suriye meselesi…

Türkiye iç savaşın başlamasının hemen ardından haklı olarak savaş nedeniyle göç edenler için Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasak güvenli bir bölge oluşturulmasını istedi ama tüm ısrarlarına rağmen bu gerçekleşmedi…

Türkiye, Irak’ta ağzı yanan ABD’nin, Suriye’ye asker göndermeyip, “sen gir” teklifine de sıcak bakmadı… Ve roller değişti!

ABD, piyade gücü olarak PKK’nın Suriye kolu PYD’ye yaslanıp ipe un serince, oluşan boşluğu Rusya doldurdu.

PYD’ye desteği nedeniyle ABD ile yaşanan gerginliğe, savaş uçağını düşürdüğümüz Rusya da eklenince elimiz kolumuz bağlandı, sıkışıp kaldık.

IŞİD, burnumuzun dibinde ve 910 kilometre sınırımız olan Suriye’den füzelerle saldırırken, YPG’li militanlar ise sınırı aşıp Türkiye’de bombalar patlatıyor!

ABD 10 bin kilometre, Rusya da binlerce kilometre öteden gelip Suriye’de at koşturuyor ama tüm bu saldırılar karşısında sınırımızdan bir iki top atışının dışında bir şey yapamıyoruz…

Üstelik de ABD ve Rusya, Türkiye’ye inat Kuzey Suriye’de bir Kürt oluşumu için PKK ve YPG’nin sırtını sıvazlayıp, önünü açıyor!

İşte bu sıkışmışlık Türkiye’yi dış politikada yeni arayışlara yöneltiyor. Artık İsrail, İran ve Rusya ile yeni ilişkiler gündemde…

İsrail ile sürdürülen görüşmeler bir aya kadar sonuç verebilir ancak Rusya ile başlayan mektuplaşma sürecinden olumlu sinyaller gelse de kısa vadede sonuç alınması zor görünüyor.

Düşürülen savaş uçağı nedeniyle karizması çizilen Putin, olaya duygusal baktığı için; hem özür, hem de tazminat bekliyor.

Yani Rusya ile ilişkilerin düzelmesi pek kolay değil ancak; ABD ile Rusya arasında Suriye konusunda yaşanan işbirliğinde sona gelinmiş durumda.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, dün Oslo’da ateşkesin ihlali nedeniyle Rusya'yı uyararak, “Rusya’nın sabrımızın sınırsız olmadığını anlaması gerekiyor. Aslında sabrımız Esed’in sorumlu tutulup tutulmayacağıyla sınırlı…” dedi.

Yani ABD, Rusya ile Suriye konusunda köprüleri atıyor. Hal böyle iken ABD, bir NATO ülkesi olan Türkiye’nin; Rusya, İran ve Suriye rejimine yanaşmasını nasıl karşılar? Ya da, bu yakınlaşmaya karşı duyarsız davranabilir mi?

Bunu çok geç olmayan bir tarihte, belki de birkaç ay içerisinde çok daha net göreceğiz. Yani Suriye’de çok uzun olmayan bir zaman diliminde yeni gelişmeler yaşanabilir. Üstelik de bu yeni gelişmeler, oyunun dışına atılması için çaba gösterilen Türkiye’nin önemli bir aktör olarak tekrar oyuna dönmesini de sağlayabilir.

Birlikte yaşayıp göreceğiz.