SURİYE VE FİLİSTİN MİLLİ MÜCADELEDE YANIMIZDAYDI-1

Suriye Anadolu Dayanışması ve Direniş Cemiyetlerinin Kurulması

Aslında Kuvayı Milliye hareketi sadece Anadolu’ya özgü kalmamıştır. Bu direniş yapısı Anadolu, Suriye , Filistin ve Irak’ta da vardır. Bu bölgeler, zoraki olarak Osmanlılardan ayrılmış ve gerçekte münferit grupların dışında Osmanlılardan ayrılmayı düşünmemiş ve Osmanlıya bağlı kalmış bir bölgedir.

Şam''daki İngiliz istihbaratçıları Londra''ya gönderdikleri raporlarda Suriye Araplarının bir yabancı gücün yönetimi altına girmektense Türklerle birleşmeyi tercih edeceklerine dikkat çekiyorlardı.

Bu mücadelenin etkili olabilmesi için Halep ve çevresindeki Türkler Anadolu hareketini örnek alarak, Kuvayı milliye teşkilatı kurmuşlardır. Suriye'deki Türkler tarafından kurulan bu milli teşkilat kısa sürede Suriye'nin diğer kısımlarındaki Türklerin katılımı ile genişlemiştir. Ayrıca, her Suriye şehrinde bağımsız Mudafa-i Hukuk Cemiyetleri kurulmuştur.

Suriye’deki direniş grupları Ankara ile irtibata geçerek birlikte hareket etmeye karar verdiler. Ali Şefik Bey, 1920''de “Türk-Arap Dostluk Cemiyeti” veya diğer adıyla “Suriye-Filistin Müdafai Kuva-yı Osmaniye Heyeti”ni kurmuştu. Her ilde kurulmuş olan bu cemiyetleri Suriye-Filistin Müdafaai Kuvayı Osmaniye Heyeti çatısında toplamıştı. Merkezi Halep olan bu cemiyetin, Halep'ten başka Şam, Lazkiye, Humus, Beyrut, Amman, Kuneytra, Hama ve Trablusşam gibi şehirlerde de açarak faaliyetlerde bulunmuştur. Bu teşkilatın genel başkanı Ayıntab Kumandanı Ali Şefik Bey olup, takma adı Özdemir idi.

Özdemir Bey de kendi hatıralarında Türk ordusunun Suriye’yi terk ettiği zaman kendisinin Halep’te kaldığını belirtmiştir. Özdemir Bey’e Halep Merkez Komitesi Başkanı Bilal Bey ile Kurmay Başkanlığı görevini yürüten Natık Bey yardımcı oluyorlardı. Suriye’de oluşan bu milli teşkilatlar bağımsızlık savaşına giren Türk ordularının başarılı olması için çaba sarf edecekti. Özdemir Beyin kurduğu bu teşkilata Türk, Çerkez ve Araplar da katılıyordu.

Cemiyet, Suriye ve Lübnan'ın Şam, Hama, Humus, Halep, Lazkiye, Baalbek, Beyrut, Sur başta olmak üzere hemen hemen bütün şehirlerinden nüfuzlu şahsiyetler bu teşkilatla ilişki kurmuşlardı. Bu şahsiyetler arasında çeşitli etnik ve mezhebi kökenlerden subaylar, doktorlar, gazeteciler, tüccarlar, aşiret reisleri ve din adamları vardı.

Teşkilatın başkanı Özdemir Bey idi.

Teşkilat'ta yer alan şahsiyetlerden bazıları şöyleydi:

Şamlı alimlerden Şeyh Kamil Efendi el-Kassab

Şam'daki Kürt mahallesini temsilen Binbaşı kazmanizade Ahmet Bey

Baalbek eşrafından Said Bey Haydar

Çerkes eşrafından Musa Kazım Bey

Şamlı Türklerin reisi İmam Hacı Vakkas Efendi

Lübnan'ın Sur şehrinden Şii önderlerden Kamil el-Esad

Lazkiye civarındaki Alevilerin liderlerinden Şeyh Salih el-Ali

Kuneytra Çerkeslerinin reislerinden Müftü Bedreddin Efendi

Trablusşam'dan Müftü Hasip Efendi

Teşkilatın kurucularından Mülazim Mustafa Sabri, Alevi Şeyhi Salih el-Ali'nin yanında Nusayri ve Alevi çetelerini tanzim ve idare ediyordu. Cemiyetin üç numaralı fedailerindendi ve kod adı “Kuş Kadeh” idi.

  1. Kolordu Komutanlığı da Halep, Hama, Lazkiye, Samandağ, İskenderun ve Kırıkhan sınırının içinde kalan bölgelerde teşkilatlar kurmuş sahayı 5 bölgeye ayırmıştı. Bu bölgeler ayrı ayrı Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri tarafından idare edildi. Bu teşkilatların başarılı çalışmaları neticesinde Antakya bölgesinde Fransızlara karşı başarılı savaşlar yapıldı. Bu savaşlarda Antakya, Reyhaniye ve Dörtyol çete kuvvetleri bu teşkilatlardan destek almış ancak en büyük yardımı Halep eşrafından sağlamıştı.
  2. Mehmet Doğan Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu kitabında bir iktibasla mevzuyu bağlayalım:

Anadolu’nun birçok şehrinde olduğu gibi, Suriye’de de işgale karşı mukavemet oluşturmak için Suriye-Filistin Kuva-yı Osmaniye Heyeti teşkil edildi. Heyet’in reisi, Ayıntap (Antep) Kumandanı Ali Şefik Bey (Özdemir) idi. Teşkilat Şam, Halep, Humus, Beyrut, Hama, Trablusşam ve Kuneytra’da şubeler açtı. Teşkilata, bazı hükümet mensupları, yüksek idareciler, aşiret şeyhleri, gazeteciler, eşraf ve ayandan kişiler ve hatta bazı Arap milliyetçileri de katıldılar. Kuva-yı Milliye’nin Suriye teşkilatı, bilhassa fransızların Anadolu’ya ilerleyişini durdurmak için faaliyet gösterdi. Anadolu’daki mücadeleye silah ve cephane desteğinde bulundu. Kâzım Karabekir’in, Kuva-yı Milliye’nin Suriye’ye yayılmasına itirazına karşılık M. Kemal Paşa cevaben, Misak-ı Milli’nin araplarla türklerin birbirinden ayrılmaz olduklarını ilân ettiğini bildirmiştir.

Ankara Antlaşmasından sonra M. Kemal Paşa Özdemir Bey’e yolladığı bir yazıda Suriye hareketinin yeniden ihyası hususunda mümkün olanı yapmak üzere Adana Cephesi ve Antep havalisi kumandanı sıfatı ile miralay Salahattin Adil Bey’in yola çıkarıldığını belirtmişti. Salahattin Adil Bey Antep’e geldikten sonra Özdemir Bey’le görüşmüştü. Ancak iş işten geçmiş bütün Suriye işgal edilmişti. Özdemir Bey sadece Halep’te kalan bazı arkadaşlarıyla Bab kazası merkezine kadar gelip temaslarda bulunmuş, onlarla Hama, Humus, Antakya ve havalisinde dağılan teşkilatı mümkün mertebe yeniden toparlamaya muvaffak olmuştu.