Surdaki gedik...

Büyük şair, İstiklâl Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy dahi şiddetle tenkid edildi... Söz konusu dinimiz ise bu yapılmalıydı da...

Şairlerin üstadı olmak, sahih bir meâl yazacak kadar dini sahada otorite olmak dinde yapılan yanlışı mazur gösteremez...

Ve... Din sahasında yapılmış bir yanlışı düzeltmek, yanlışı yapana leke sürmek değil, bilakis onu temizlemektir..

Ünlü dersiâmlardan merhum Ahmet Davudoğlu hocaefendi, Akif’i de kitabında Mevdûdî, Efganî, Abduh, Reşit Rıza, Hayrettin Karaman ve benzerleri gibi tenkid edince öfke taarruzuna uğramış, fakat bir gece rü’yâsında Mehmet Akif gelip onu alnından öpmüş, (kendisini temizlediği için) teşekkür etmiş...

Büyük şairlerimizden merhum Necip Fazıl Kısakürek de (Davudoğlu’nun kitabına yazdığı önsözde kibarca tenkid ettiği Mehmet Akif gibiydi. İslâm ve Ümmet-i Muhammed (s.a.v) onun için bir marka değil, dâva idi..

Necip Fazıl merhum Akif’in “Doğrudan doğruya Kur’ân’dan alıp ilhamı / Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm’ı..” mısralarını tenkid etmiş, “hayır, doğrusu “İslâm’ın idrâkine söyletmeliyiz asrı” olmalıdır” demişti..

* * *

Merhumun bir şiiri hakkında da bendeniz bir kaç kelâm etmek isterim:

Surda bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes

Ey kahbe rüzgar artık, ne yandan esersen es..

Surda açılmış mukaddes gediği açanlar neden devamını getirememiş, gedikten içeri girip fethi gerçekleştirememişlerdir? Öte yandan rüzgar (gelecek eğilimler, saldırılar) yönü, “ne yandan esersen es” denilecek iş değildir, sıcak harpler dahil, rüzgarın yönü fevkalâde mühimdir...

Nitekim yeni nesiller eskilerin açtığı mukaddes gedikten içeri girip fethi on yıllar boyunca gerçekleştiremeyince yani hâkim rüzgar imansızlık tarafına esince düşman hem açılmış gedikleri tâmir etti, hem de bizim fetih ruhunu yok edecek hamleleri yapmaya fırsat buldu.. Artık kalelerinin ya da surlarının kapılarını kapatmıyor, bilakis ardına kadar açıyorlar...

O mukaddes gediklerden esecek yahut estirilecek rüzgarın yönünü iyi tahmin edebilseydik bugün belki de aynı vezinle şöyle yazacaktık:

Surda bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes

Artık susmayacak ezan, etmeseler de pes,

Ey kahbe düşman şimdi, ne hile edersen et,

Her yer Müslüman, vatana hâkim İslâmiyet...

Üstadın ruhundan af dileyerek min gayr’i haddin ve takliden yazdım... Son devrin Sultanu’ş-Şuarâ ünvanına en layık Necip Fazıl üstada gani rahmet diliyor, gençliğin merhumun eserlerini iyi öğrenip dâva taşını gediğine koymalarını ümid ediyorum....

Allah İslâm sancatarı milletimizi kahbe düşmana rüsvay etmesin.. İstikbâlin gençliği; küfrün ezanımızı yeniden susturma ümidlerini gırtlaklarına; Çanakkale’de İngiliz uçakları tarafından cephelerimize atılan ve onbinden fazla Mehmetçiğin kangren olup topal kalmasına sebep olmuş çivi bombalar (caltrop) gibi tıksınlar..

Not: CALTROP meselesi tarihimizdeki çok feci bir olaydır, savaş suçudur, internette aratıp okuyunuz.. İngiliz nasıl sadistmiş görün...