SORUMLULUK YOLU

Manas Destanı’ndan alınması gereken dersleri daha önce yazmıştım: Közkaman, iltifatlar ve pohpohlamalarla nasıl aldatmıştı Manas’ı da zehirlemişti. Eşi Kanıkey’in erken müdahalesiyle kurtulabilmişti Manas ölümden.

Manas’a kendi komutanının kurduğu bu kumpasa karşılık Çinli Almambet onun yolunda şehit düşmüştü. Niye? Çünkü Çin hükümdarı Esen Han sağ kolu olan komutanı Almambet’e kaldıramayacağı bir haksızlık yapmıştı. O da adaleti, cesareti, bilgeliği ve merhameti temel yönetim anlayışı kabul ettiğini söyleyen Manas’a sığınmıştı. Demek ki yönetimin en büyük gücü adalet!

Közkaman hilesi, günümüzde insandaki değişmez ego ve iktidar hırsı nedeniyle değişik kumpaslara dönüştü. 12 Eylül 1980 öncesinde bizi iç savaş ortamına sürükleyen, böylece de darbeye davetiye hazırlayan kimlerdi? Faili meçhul cinayetleri organize edenler, hangi güçlerdi? 40-50 yıldır devlete sızan, sonrada darbe girişiminde bulunan Fetö, hangi aldatma yöntemlerini kullanmıştı? Sorgulamalı ve iyi düşünmeliyiz!

Artık liderler birbirini suçlamaktan vazgeçmeli. Millet bu suçlamaları iktidar hırsı olarak algılıyor. İyi Partinin seçime girip girmeyeceği tartışma konusu oldu önce. Bu tartışmalara YSK çok hızlı sonuç getirmeliydi. Böyle olmayınca CHP demokrasiye sahip çıkıyorum diye 15 vekili transfer yaptım diyor. Reis ne diyor? Sar bana oradan 15 vekil! Demokrasiye sahip çıkma ve ihanet etme tartışmasına tutuşuldu şimdi. Buna bence hiç gerek yok! Gerilimden başka ne işe yarar? Bu olayın tartışılması yerine halkın cebiyle ilgili yapılacakların öncelik kazanması lazım değil mi?

Ekonomik sıkıntılar baş gösterdi, bunların nasıl çözüleceğini duymak istiyor insanlar. Türk milleti kavgadan korkmaz ama kavga edenleri sevmez. Seksen öncesini de yaşamış bu millete yeni sistem projeleri anlatmaktan başka eleştirilere girmemeli.

Sayın Abdullah Gül, Erdemliler hareketini hatırlatarak kutuplaşmama uyarısı yaptı. Mutabakat sağlanamadığından aday olmadığını söyledi. Sorumluluk yolunu işaret etti. Şimdi onun geçmişteki dava arkadaşları diyorlar ki niye bizim leyhimize açıklama yapmıyorsun?

Geçmişte cemaat yanlısı olduğu halde bugün hapiste olan Gazi Rektörünü, Sayın Gül atamıştı. Şaşkına dönmüş, liyakata ve dengeye dikkat ettiğini sandığım Sayın Gül’e hiç yakıştıramamıştım. Nasıl bir yoldan ulaşmışlardı ona da liyakati unutturmuşlardı? 15 Temmuz olunca o da şaşkına döndü ve darbe aleyhine demeçler vermeye başladı, çok geç anlamıştı aldatıldığını. Bugün liyakat diyor. Acaba Erdemliler hareketinden dava arkadaşlarının belirttiği gibi bir aldatmaca içinde mi? Sayın Gül, Reis’e karşı kutupta rol alma oyununa mı geliyor yoksa kendi dava arkadaşlarına yumuşama ve uzlaşma çağrısı mı yapıyor? İyimserlikle Reis’e Şeyh Edebalî öğüdü “Bölmek bize, bütünlemek sana” demek geliyor içimden. Hatasız kul olmaz. Kusur bulmayla siyasî tartışma yolunu kapatmak lazım.

Kaldı ki Reis de aldatıldığını söylemişti. Demek ki devlet adamları için en büyük tehlike aldatılmak! Tarih de böyle söylemiyor mu? Bu nedenle taraftarlık, dindarlık, belli bir zümre mensubu olmak… hiçbir zaman tercih nedeni olmamalı. İnsanlar çıkarları için her türlü riyakârlık ve münafıklığa bulaşabiliyor, bu asla akıldan çıkarılmamalı. Fetö, menfaat dağıtma gücü bulamasa bu kadar yaygınlaşabilir miydi?

Atatürk’ün “Türk Milletine en büyük kötülük din maskesi altında yürütülen sinsice faaliyetlerden gelmiştir.” dediğini unutmasın kimse! Bir de onun “Milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.” sözünün önemini. Mahcup duruma düşe düşe bitmiştir bütün siyasî hayatlar çünkü. Bugün yine A, B, C cemaatlerinin mensupları önceleniyor, Ata yolunda olduğu bilinenler dışlanıyor dedikoduları duyuyorum. Herkes sorumluluk yoluna gelsin artık!