Sivil 28 Şubat...

“Cüret Patlaması” başlıklı yazımı okumuşsunuzdur...
“Burası Türkiye, sen İran’a git... Burada Atatürk’ün kanunları var, başörtülü olarak burada dolaşamazsın.. gibi laflarla hırlıyor kadın müsveddesi biri..” demiş,
Sebebinin de son İBB başkanlığı seçimi olduğundan bahisle,
“CHP’li Ekrem İmamoğlu, İstanbul B.B Başkanlığını (içimizdeki birtakım gafiller sayesinde) 807 bin gibi açık bir farkla kazandı ya... Bunların cüreti tavan yaptı...” demiştik...
Cüret patlaması artarak devam ediyor.. O hale geldi ki birçok insan “ne oluyor yahu 28 Şubat geri mi geldi” demeye başladı...
Evet geri geldi 28 Şubat... Bu kez üniformasız olarak CHP eliyle tankları yürütmeden, sivil olarak geldi...
Veya, 23 Haziran’da CHP seçmenlerine katılan CHP dışı müstağribler eliyle geri getirildi demek belki daha doğru...
Elbette bu bir vebáldi... Bunun dünya ve ahirette bir hesabı olacaktı ve oldu... 28 Şubat hortladı ve bu işin sadece dünya hesabı kısmı...
Bankada bir başörtülüye saldırıldı. İşin en acı kısmı kimse de bu saldırgan karıya haddini bildiremedi.. Acaba hakkında dâva açıldı mı, açıldıysa nasıl bir sonuç alındı
Daha 23 Haziran günü başlamışlardı.. Ataköy'de oy kullanma işlemleri sırasında başörtülü bir kadına CHP'liler tarafından “başörtünü çıkar” diye çemkirmişlerdi.
Sonra metroda bir kızımıza “kara fatma” diye çemkirdiler.. Elbette İstiklâl Harbi gazisi Kara Fatma lakaplı bacımızı kasdetmiyorlardı... Tesettürlü kızımıza “iğrençsin, hamamböceğisin” diyorlardı...
CHP’nin gazeteci kökenli İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, katıldığı bir televizyon programında, “başörtülü hâkim olamayacağını, dünyada böyle bir şey olmadığı” yalanını söyledi. Oysa, 2015 yılında, ABD’de (Newyork) göreve başlama yemininde Kur’ân üzerine el basmıştı bir hâkime hanım.
Pekâlâ aniden neden böyle peşpeşe agresifliklere başladı bunlar? Koro halinde, Bremen Mızıkacıları gibi üst üste çıkmış neden bağırıyorlar?
* * *
CHP’nin üstdüzey yöneticilerinden Sinop milletvekili Engin Altay, −geçenlerde haberleri izlerken dikkatimi çekti− Genel Kurul’da oturduğu yerden söz alarak,
“(Artık) Cumhurbaşkanlığı sistemine son verecek güçteyiz” diye bir söz sarfetti!. Yani “23 Haziran sonrası ipler elimizde, istersek sizi indirebiliriz..” diyordu alenen...
Engin Altay’ın sözü boş bir tehdit miydi?.. Laf ağzından mı kaçmaştı?
Sanmıyorum... Kulislerden yansıyan bilgilere göre 100 kadar vekil iki yeni parti kurmak üzere ayarlanmış!.
Gazeteci/yazar Dilipak’ın deyişi ile “siyaset borsası” çoktan kurulmuş yani. Sizce CHP bu fırsatı kaçırır mı?
23 Haziran sonrası özgüven patlaması yaşayan CHP ve tüm diğer olup bitenleri üst üste koyunca, “Ak Parti’nin (göstere göstere gelen) hazin sonu mu?..” demeden edemiyor insan...
* * *
Sivil 28 Şubat konusunda ricál-i devleti de milleti de dehşetle uyarıyorum. Dikkatli olun, gelecek günlerde her şey güzel olmayacak!..
Dilipak üstadın başka bir sözüyle bitireyim:
“Sözü olan herkese kulak verdim, kulağı olan herkese söyleyecek sözüm var..” Pekâlâ sözümüzü dinleyecek var mı? Haykırsam kollarımı makas gibi açarak!.. 09.07.2019