Gerçeğin sesini kıstılar! İşgalci İsrail’in yaptığı en iyi şey… Şirin Ebu Akile, Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun deneyimli saha muhabiriydi. İsrail askerlerinin işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin Mülteci Kampı'na düzenlediği baskını takip ettiği sırada üzerinde "Press" (basın) yazılı çelik yelek giydiği halde gerçek mermiyle vuruldu.

Gerçeğin sesini kıstılar!

İşgalci İsrail'in yaptığı en iyi şey…

Şirin Ebu Akile, Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun deneyimli saha muhabiriydi.

İsrail askerlerinin işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin Mülteci Kampı'na düzenlediği baskını takip ettiği sırada üzerinde "Press" (basın) yazılı çelik yelek giydiği halde gerçek mermiyle vuruldu.

Arsızlığın her türlüsünü dünyaya göstermekle mahir olan İsrail, Şirin Ebu Akile'nin katledilmesinde de tutumunu değiştirmedi.

'Filistinli teröristler' ifadelerini kullanarak suçu Filistinlilerin üzerine yıkmak isteyen İsrail, Filistinlilere "ortak tıbbi soruşturma teklif ettiklerini" belirterek ellerindeki kanı her gün kanlarını akıttıklarının üzerine sürmeye çalıştı.

Görgü şahitlerine ve görüntülere rağmen yaptı bunu.

(Akile'nin olayda yanında olan ve yaralanan gazeteci Ali es-Sumudi, operasyonu görüntülemek üzere gittikleri bölgede çatışma olmadığını, baskının yapılacağı bölgenin yaklaşık 400 metre uzağında olduklarını ve özellikle gazetecileri kaçırmak, dönmelerini sağlamak, işledikleri suçlara devam etmek adına İsrail'in kasten soğukkanlılıkla infaz gerçekleştirdiğini söyledi. Olayın yaşandığı an orada olan diğer bir gazeteci de Şirin Ebu Akile vurulduktan sonra da ateş etmeyi sürdürdüklerini belirtti.)

(B'Tselem, İsrail'in yayınladığı videoda görülen silahlı kişinin ateş açtığı noktayı görüntüleyerek bu noktanın, Akile'nin öldürüldüğü yere hem uzak bir mesafede olduğunu hem de Ebu Akile'nin söz konusu silahın ateşlendiği yönde bulunmadığını ortaya koydu.)

Ama ne fayda!

ABD'den gelen klasik kınama ve olayın soruşturulması çağrısı!

İsrail'i kınama değil tabii bu…

Bilineni gözümüze sokma.

'İsrail' e hiçbir şey olmayacak, İsrail'e hiçbir şey olmayacak' şarkısının nakaratı.

Bu cinayetin sebebinin ne olabileceğini ise bazı açıklamalara bakarak irdeleyelim.

Al Jazeera kanalı Şirin Ebu Akile'nin ölümüne ilişkin 'İsrail tarafından önceden tasarlanmış bir cinayet, suikast' ifadelerini kullandı. Bu nokta çok önemli!

Katar Dışişleri Bakanlığı, Akile'nin kasıtlı olarak öldürüldüğünü vurgularken, basın yeleği giydiğini hatırlattı ve "Devlet destekli İsrail terörizmi durdurulmalı, İsrail'e koşulsuz destek son bulmalı" dedi.

2021 yılının Haziran ayına geri dönelim.

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lulve el-Hatır, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılara ilişkin Al Jazeera ve AP ofislerinin de bulunduğu Cela Apartmanı'nı vurmasının gerçekleri ve onu nakledenleri bile öldürme amacı taşıdığını söylemişti.

İsrail'deki bazı çevrelerin Katar'ı ve ona ait yayın organını (Al Jazeera) olayları büyütmekle suçlamasına değinerek "İsrail'in basın ofislerine yönelik ihlalleri, onun gerçekleri ve bu gerçekleri nakledenleri bile öldürmek isteyen yapısını ortaya koyuyor." demişti.

Belli ki İsrail Al Jazeera'nın yayınlarından uzun süredir rahatsız.

Sadece bu değil elbette.

2022 Mart ayında yapılan bir açıklamaya da bakalım.

Katar Dışişleri Bakanı Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani, iki devletli çözüm için gerçekçi bir taahhütte bulunmaması sebebiyle ülkesinin İsrail ile normalleşmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Bu açıklamadan bir süre sonra ise Al Sani, Rusya'da mevkidaşı Lavrov ile görüştü. Ukrayna dışında görüşülen konulardan biri Filistin ve Suriye idi.

Lavrov, "Hem Rusya hem de Katar, Filistin devletinin nihai statüsünün belirlenmesi konusunda Filistin ile İsrail arasında müzakerelerin yeniden başlatılması yönünde uluslararası toplumun girişimlerinin pekiştirilmesi gerektiğinden yanadır." şeklinde konuştu. Ayrıca "En kısa zamanda, gözlemciler ile Suriye meselesi taraflarının katılımıyla Astana Formatı'nda (Türkiye, Rusya ve İran) görüşmelerin yapılması bekleniyor." dedi.

Bu açıklamaları size hatırlatmamın bir sebebi var, biraz daha devam edelim.

Katar Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz hafta uluslararası toplumun derhal İsrail'in 4000 yerleşim birimi inşa etme projesini engellemek için harekete geçmesi ve İsrail'in Filistin topraklarında yerleşim birimleri inşa etmesini durdurması yönünde çağrı yaptı.

11 Mayıs günü ise Katar Dışişleri heyeti İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüştü. Aynı gün ne yazık ki işgalci İsrail, ABD vatandaşı Kudüs'ün kızı Şirin Ebu Akile'yi öldürdü.

Bu arada bilindiği üzere nükleer müzakerelerde ABD ile İran'ın uzlaşmasına İsrail karşı.

İran devlet televizyonunda 11 Mayıs günü yine dikkat çeken bir haber yer aldı.

İran Uzmanlar Meclisi Başkanı Ayetullah Ahmed Cenneti, "İslam'a karşı birleşmiş ortak düşmanların oyunlarına dikkat etmeli ve ihtilaflarımızı en aza indirmeliyiz. Suudi Arabistan ile aradaki yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmalıyız " dedi.

Tüm bunları topladığımızda iki sonuç karşımıza çıkıyor.

Katar, ABD'nin Doğu Akdeniz Doğal Gaz Boru Hattı (EastMed) projesinden desteğini çekmesinden sonra Doğu Akdeniz gazı perspektifinde İsrail ile normalleşme sürecine giren Türkiye'nin yanında değil ve İran ile ilişkiler geliştiriyor, bu kapsamda İran'da Suudi Arabistan'a yakınlaşmaya çalışıyor.

Denklemde Rusya, İran, Katar mı var?

İkinci olasılık;

Türkiye, Katar ilişkileri sorunsuz bir şekilde ilerliyor. Türkiye bir yandan İsrail ile normalleşme yoluna giderken diğer yandan ikinci bir denklemi Katar üzerinden kuruyor.

Her iki ihtimalde İsrail'i rahatsız ediyor. Kendince mesajını cinayet işleyerek veriyor ve Siyonist'liğinin gereğini yapıyor.

Bundan sonraki süreci ise Türkiye'nin vereceği cevap belirleyecek.