Yahya Şirvani, Şirvan’ın Şamahı şehrinde doğmuştur. Tam adı es-Seyyid Cemaleddin Yahya bin es-Seyyid Bahaeddin eş-Şirvani eş-Şamahi el-Bakuvi elHalveti’dir. (Tatcı ve Akdemir, 2018: 52). Seyyid Yahya’nın ‘Cemaleddin’ sıfatını alması; kaynakların verdiği bilgilerdeki hem fizikî hem ahlâkî yönden mükemmel olması hususiyetine bağlanmaktadır.

Yahya Şirvani, Şirvan'ın Şamahı şehrinde doğmuştur. Tam adı es-Seyyid Cemaleddin Yahya bin es-Seyyid Bahaeddin eş-Şirvani eş-Şamahi el-Bakuvi elHalveti'dir. (Tatcı ve Akdemir, 2018: 52). Seyyid Yahya'nın 'Cemaleddin' sıfatını alması; kaynakların verdiği bilgilerdeki hem fizikî hem ahlakî yönden mükemmel olması hususiyetine bağlanmaktadır. (Şirvanî, 2014: 21). Yahya Şirvani, İmam Musa Kazım soyundan Hüseynîlerdendir, seyyiddir. Bu sebeple nutk-ı şerîflerinde 'Seyyid' mahlasını kullanmıştır. Babası Seyyid Bahaeddin Efendi de Şirvanşahların nakîbüleşrafıdır. (Tatcı ve Akdemir, 2018: 52). Seyyid Yahya'nın doğum tarihi kaynaklarda belirtilmemiştir. 1466 tarihinde vefat ettiği bilinmektedir. Yetmiş seneden fazla yaşadığı tahmin edilen Şirvani'nin, XIV. yüzyılın son on yılı içinde doğmuş olduğu kabul edilmektedir. (Şirvanî, 2014: 16). Seyyid Yahya Şirvani'nin Şamahı'da ne kadar yaşadığı, Bakü'ye hangi tarihte geçtiği belli değildir. Bakü'de kırk seneye yakın yaşadığı bilindiğinden Şamahı'dan 30-35 yaşlarında iken ayrıldığı tahmin edilmektedir. (Tatcı ve Akdemir, 2018: 52). Buna göre çocukluk ve ilk gençlik yılları Şamahı'da geçmiştir. Eğitim ve öğretimini buradaki tekke ve medreselerde tamamlamıştır.

Halvetiyye tarikatı, XIV. yüzyılın başlarında Azerbeycan'da doğup gelişmiştir. Bu tarikatın en önemli merkezi o devirde Şirvanşahların payitahtı olan Şamahı'dır. Halvetiyyenin en büyük tekkesinin mürşidi konumundaki Şeyh Sadreddin Hıyavî de Şamahı'da yaşamaktadır. (Şirvanî, 2014: 17). Seyyid Yahya, uzun yıllar Şeyh Sadreddin'in derslerine devam ederek halvetler ve zikirlerle seyr ü sülûkunu tamamlar. Kamil ve arif bir şeyh olarak yetişir. Şeyh Sadreddin'in vefatı sonrası mürşidinin vasiyetine binaen şeyh olarak irşat makamına geçmesi gerekir. Fakat ondan daha kıdemli olan Pirzade, kendi hakkı olduğunu iddia ederek posta geçer. Seyyid Yahya, Şeyh Sadreddin'den kendisine intikal eden post ve zat sırrının sahibi olarak Şamahı'dan ayrılır. (Tatcı ve Akdemir, 2018: 59). 1420 civarında Bakü'ye gelir. Adalet ve hamiyet sahibi bir devlet adamı olarak bilinen Şirvanşahlar devleti hanı Halilullah Han, Şirvani'nin tasavvufî faaliyetlerini devam ettirmesi için Bakü'de sarayın yanındaki Keykubat Mescidi'ni ona tahsis eder. Şirvani, tarikatını burada neşreder. Böylece Halvetiliğin İslam dünyasına yayılmasında kaynaklık edecek ilk büyük hankah burada tesis edilmiş olur. (Şirvanî, 2014: 17-18). Şirvanşah Halilullah Han'ın Seyyid Yahya Şirvani'ye büyük hürmet göstererek destek olduğu nakledilir. Halilullah Han, tekke çevresinde içinde halvethanelerin bulunduğu bir mescit, ailesi için de bir türbe yaptırmıştır. (Şirvanî, 2014: 18) 'Yahya-yı Şirvanî'nin tarikat silsilesi Sadreddîn-i Hiyavî, Hacı İzzeddin Türkmanî, Ahî Mîrem Halvetî vasıtasıyla Halvetiyye'nin kurucusu Ömer el Halvetî'ye ulaşır.' (Rıhtım, 2013a: 264). Şirvani'nin Bakü'de bir rivayete göre on binden fazla müridi, üç yüz altmış halifesi olduğu nakledilir. Onun ünü, bu halifeleri vasıtasıyla bütün Azerbeycan'ı aşıp Anadolu ve Hicaz'a kadar ulaşmıştır. Anadolu'da bulunan Halvetiyye şubelerinin ekserisi Seyyid Yahya Şirvani hazretlerine nispet edilmektedir. (Tatcı ve Akdemir, 2018: 60). Halvetiyye yolunda en çok halife yetiştiren ve gönderen Seyyid Yahya Şirvani olmuştur. (Rıhtım, 2013b, 11) Şirvani, Halvetiyye yolunda yenilikler yapması dolayısıyla tarikatta ikinci pir (pîr-i sanî) olarak kabul edilmiştir 1464 veya 1466 tarihinde vefat ettiği söylenir. Seyyid Yahya Şirvani hakkında bir önemli bilgi de onun tasavvufa girişinden vefatına kadar zühd ve mücahede içinde bir hayat geçirdiğidir. Çok sıcak aylarda azıksız ve susuz olarak sahralara çıktığı, günlerce sahrada ibadetle meşgul olduğu anlatılır. Halvete girmenin ve tenhada ibadet etmenin Şirvani'nin değişmez adetleri olduğu ifade edilir. Halvet süresinde kırk günde sadece üç defa iftar ettiği kaydedilir. (Şirvanî, 2014: 19-20).