İSTEMEDİM DE ZATEN. İnan buna ama oldu. Sonuç değişmedi yani. Senin benim için bir inciyken bunu nasıl yapabilirdim ki, hem. Ben seni incitmek istemezdim. İstemedim de zaten. Ama oldu. Neden biliyor musun yiğidim? Belki inanmayacaksın, bilmiyorum ama sen bensin aslında...

İSTEMEDİM DE ZATEN. İnan buna ama oldu. Sonuç değişmedi yani.

Senin benim için bir inciyken bunu nasıl yapabilirdim ki, hem.

Ben seni incitmek istemezdim. İstemedim de zaten. Ama oldu.

Neden biliyor musun yiğidim?

Belki inanmayacaksın, bilmiyorum ama sen bensin aslında.

Farklı değiliz ki.

Bedenlerin farklı olması ayrı olduğumuzun ispatı için yeterli midir? Asla değildir.

Şunu düşünmüşümdür hep.

İncitme kimseyi, incinsen bile.

Eğer sende inci olma cevheri varsa bu zaten gerçekleşmez. Yolda yaşadığımız bu topallamalar, kırılıp dökülmeler henüz o öze ulaşamayışımızın bir sonucu değil mi?

Bana göre öyle.

Sen ne düşünüyorsun incim, söyle.

İncinmedim, inceldim de mesela, lütfen.

Belki de her yandan ne çok oklar atılıyor kalbime diye düşünüyorsun. Hem de en yakınlarımdan. Hiç beklemediklerimden.

Yiğidim, beklediklerinden gelse zaten hazırlığın olduğu için kanamayacak kalbin. Biliyorsun. Beklenmeyenlerden, beklenmeyen zamanlarda geldiği için bu salvolar yıpratıcı oluyor ya zaten.

Bunlara katılıyorum, hak da veriyorum yine de incinmemeni diliyorum kimseden.

Hele benden hiç incinme, incim, kalbimin sedefi.

Olur mu, hiç incinme.

Neden biliyor musun?

Çünkü seni incittiğim zaman aslında incittiğim sende var olan ben oluyor.

Sendeki beni incitmiş oluyorum.

Kendimi taşlamış oluyorum. Kendime kıymış oluyorum.

Seni incitmek istemezdim. İstemedim de zaten.

Bil bunu, olur mu?

Sen incindin ya.

Canımda yangın var

Sadece ormanlar mı yanar, hayır.

Canlar da yanar.

Hatta en çok canlar yanar.

Can yangınını bilmeyenler diğer yangınlardan bîhaberdir.

Etkilemez onları.

İstiflerini bozmazlar hiç.

Çoğunlukla acıma duyguları bile harekete geçmez. Günlük iş ve işlemlerini sürdürür giderler.

Can yangınını bilmeyen can kıymeti bilmez.

Bilemez.

Bir gözün ne vakit alevlendiğini, hangi zamanlarda sükûna erdiğini bilmeyenler bakışa mana veremezler.

Canında yangın olmayanlar sadece kendi canının kıymetini bilme bencilliğinde olurlar.

Bir şey daha söyleyip susacağım.

Canın can oluşu onun yangınından belli olur.

Yangını olanlar yangını bilir.

Yankıyı biler.

Yürek içinde asumana yükselen çığlıkları bir tek onlar duyarlar.

Sırf kulakla duymaya alışık olanlarda bu çığlıkları işitemezler.

Yangını yoksa canımızın onu candan saymayalım.

Böyle bir canın ne değeri olabilir ki!

Hasreti olmayan, aşkı olmayan, ayrılığı tatmayan, içinde figanlar barındırmayan canı taşımanın kişiye ne faydası olabilir?

Canımızda yangın yoksa kendimizi ölüden sayalım gitsin.

Ben seni incitmek istemezdim. İstemedim de zaten.

Oldu ama.

Devam ettirip canımdaki yangını daha fazla körükleme.

Olur mu?