Sen tatile değil "TESLİM OLMAYA" gittin Reza Zarrab!

Dünya Savaşı'nın nasıl başladığını biliyoruz! Peki, savaşa en son kim girmiştir, onu biliyor muyuz?

Savaşa en son giren ülke, savaşın başlamasına sebep olan Avusturya'dır.

Şimdi gündemde Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanı ile ilgili iddiaları var!

Baktığımızda olayı büyütüp, büyütmemek cumhurbaşkanının elinde olan bir şey!

Cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu'nun iddiaları ile ilgilenmese; Kılıçdaroğlu amiyane bir tabirle 2 öter, 3 öter bakar ki tepki gelmiyor; susar!

Demek ki cumhurbaşkanı da bunu istiyormuş!

Niye istiyor olabilir? Başka şeyleri örtmek için! Neleri örtmek için?

Dünyada kaynayan bir kazan var ve Kılıçdaroğlu'nun uğraştığı şeye bakın! Çok mantıksız!

Cumhurbaşkanı da ona karşı olarak uğraşıyor! Bu daha da büyük bir mantıksızlık!

Bir yerde bir köpek havlıyorsa; havlayabilir, duyarsın ama rahatsız olmazsın! Fakat kalkıp ta o köpek ile ilgileniyorsan; konuyu dağıtmak veya gündemi değiştirmek içindir!

Şu an gündemi meşgul eden diğer bir meselede Reza Zarrab davası!

Bir kere şunu soralım; Reza Zarrab nasıl olur da Amerika'ya gider? Neyine güvenerek?

En büyük düşmanı Amerika değil miydi? Onu Amerika'ya kim gönderdi?

Oraya gittiğinde tutuklanacağını bilmiyor muydu? Adı gibi biliyordu!

17- 25 Aralık ekonomik darbe girişimini bağıra bağıra söyleyenler; “Bunu Amerika, CIA'ye yaptırdı!” diyenler ve bunun elebaşı Reza Zarrab ise; nasıl olur da Amerika'ya gider?

Reza Zarrab, Amerika'ya giderken başına gelecekleri bilmesine rağmen, neden Amerika'ya sığındı?

Amerika'da onu korumanın en iyi yöntemi, onu hapishaneye daha doğrusu hapishane görünümlü bir villaya koymaktır!

Bu adam, Amerika'ya gidip tutuklandığında ilk sorduğum soru şuydu;

Madem ki darbe planlarını CIA yaptı, sen nasıl olur da CIA'nin merkezine gidip teslim olursun?

Teslim oldun, şimdi ne yapıyorsun? Trump'la bir oldun, bu tarafa oynuyorsun! İran ile Türkiye'ye düşman oldun, yaptıklarını anlatıyorsun!

İtirafçı oldun!

Zamanında bir terör yasası vardı, itirafçı olan ceza almayacaktı! "Buyurun, gelin!"

Bu adamın hâlâ milyon dolarları var, birçok bankada...

Bu paraların hepsi kendisine kaldı!

Peki, bu paralar kimindi? İran'ın, Türkiye'nin, şunun, bunun...

Reza Zarrab kim de bu kadar paraya sahip olsun? Bu kadar paraya sahip olsa, İran rahat bırakır mı?

Şimdi Reza Zarrab'ı kim koruyacak? CIA?...

30 milyar doları varsa CIA'e, 20 milyar dolarına el koyacak!

10 milyar dolar Reza Zarrab'a ömrünün sonuna kadar yeter! CIA'e de koruyacak!

Bu noktada İran bir şey yapabilir mi? Yapamaz! Türkiye bir şey yapabilir mi? Yapamaz!

Reza Zarrab bizim adamımız mıydı, yoksa CIA'in mi? Önce bunu tartışmak lazım!

Bu en başından belli olan bir şeydi, fakat okuyamadılar!

Senin hakkında kırmızı bülten çıkarmış bir ülkeye tatile gidiyorsun! Yakalanmama gibi bir lüksün var mı?

Aslında sen, tatile değil; teslim olmaya gittin!

Sana gelindi, şartlar sunuldu, "Özel uçağa bin, gel. Biz seni karşılarız!" denildi.

Bunu cumhurbaşkanı bilmiyor mu?

Cumhurbaşkanından kaçmış olabilir misin? Baskıdan, dayatmadan?

"Ben gidiyorum, teslim oluyorum arkadaş! Kalan ömrümü Miami'de geçireceğim; herkes beni cezaevinde zannederken ben; yatlarda, katlarda gezeceğim?"

Varlık Amerika doları ise; Amerika onu her şekilde çeker. Paranın hangi bankada olduğunun hiç bir önemi yok! İsterse Halk Bankasında olsun, Halk Bankasından şıp diye çeker, alır.

Nasıl alır? Başka şirketlerin hesaplarına bloka koyar ve der ki; “Gidin siz diğer hesaplardan alın!” Yeter ki bu para birimi dolar olsun!

Dolar transfer edilirken; Amerika'ya uğramama gibi bir şansı var mı?

Uğradığında bloke koyulabilinir mi?

Gerçekler, bunlar!

Dünya böyle dönmüyor!

Şu kişi, şu belgeyi çıkarmış; bu kişi, bu belgeyi çıkarmış... Bunların hepsi oyalama politikası...