SEN BENİM KİM OLDUĞUMU BİLİYOR MUSUN ULAN?

Bizde toplum olarak, sözüm ona, sen benim kim olduğumu biliyor musun ulan kültürü var. Bu kültür makam, mevkii, statü ve koltuk sahiplerinin ya da para ve şöhret sahiplerinin, güçlü olanların güçlerini dibine kadar kullanması, imtiyaz istemesi, söke söke alması, güçsüz insanları ezmesi, görevi gereği kamu hizmeti yapanları görevlerinde engellemesi, aleni bir şekilde ve utanmazca imtiyaz isteme soysuzluğunda bulunmasıdır. Açık konuşalım başlıktaki kültürün anlamı budur. İyi ve doğru insanları ayırıyoruz, ancak bu kültür gelişmemiş, geri kalmış toplumlarda geri kalmış, medeniyet tarlasından hiç geçmemiş insanların kültürüdür.

Eski Türkiye'de bir Milletvekili trafik kurallarına uymadığında ve trafik polisi de kurallar gereği ona ceza yazmak istediğinde Vekil ona okkalı bir tokat vurur ve sen benim kim olduğumu biliyor musun ulan? derdi. Ceza almadan da oradan ayrılırdı. Bir Vekil, tuttuğu veya desteklediği bir basket takımının müsabakasında hakemin kararını beğenmeyince aleni olarak silah çekme magandalığı ve serseriliğinde bulunurdu. Yine bir Vekil gittiği bir lokantada demlenirken onulmaz isteklerde bulunur, kavga çıkartır, tekme, tokat ve mermiler havalarda uçuşurdu. Tabi bu Vekil garsonlardan eşek sudan gelinceye kadar da dayak yerdi.

Eski çalıştığım kurumda kurum müdürü yemekhaneye yemek yemeye geldiğinde sıraya geçmez “ben kurumun müdürüyüm ulan” edasıyla her zamanki en köşedeki masasına oturur, kendisinden yaşça büyük yemekhane başmemurunu masasına çağırır ve mağrur bir şekilde siparişini verirdi. Yemekhane başmemuru da esas duruşta siparişleri alır, askeri bir disiplinle yemekleri getirirdi.

Bundan yıllar önce, 10 yıl olmadı, Fenerbahçe'nin kalecisi Volkan Demirel bir antrenmanda, kendisine soru soran gazetecinin sorusunu beğenmeyince ve tartıştığı gazeteciyi tehdit etti. Ve aynen şunu dedi: “Senin yerini biliyorum oğlum. Seni adresinden aldıracağım.” (Basından)

Geçtiğimiz günlerde futbolcu Arda Turan bir mekanda karşılaştıkları şarkıcı Berkay'ın eşine tacizde bulunması, “evli olmasaydın seni kaçırmazdım. Çok güzel kızsın” şeklinde laf atması sonucunda eşinin durumu Berkay'a söylemesi üzerine çıkan tartışmada Berkay'a kafa ve yumruk attı. Sonrasında hastaneye giden Berkay'ın ardından ruhsatsız silahıyla takip eden Arda Turan, hastanede silah çekip yere ateş ederek Berkay ile tartışmasını devam ettirmiştir. Sonrasında olay yargıya intikal etmiş olup, süreç devam etmektedir. (Basından)

Yine geçtiğimiz hafta ünlü büyük Türk gazetecilerimizden Fatih Altaylı tartıştığı trafik polisine ve şefine ağıza alınmayacak küfür ve hakaretler ediyor, polis ve şefine haysiyetsiz diyor. Videosu var. Daha sonra ünlü ve şöhretli gazetecimiz olayla ilgili köşesinde kendini savunuyor. Diyor ki “eşimi hastaneye götürecektim, polis yasak olduğu için şöförüme izin vermemis, bu yüzden kızdım biraz…” (Basından)

Polis devlet memuru, kuralları uyguluyor, sana ayrıcalık yapacak değil ya! Sen efendisi misin, Ali kıran baş kesen misin, Sadrazamın sol baş parmağı mısın? Sen kimsin? Herkes gibi bir vatandaşın. Allah'ın bir kulusun. Polisin aracının kapının önünde durmasına izin vermemesi, senin ona ve şefine galiz küfürler etmeni gerektirmez. Varsa bir şikayetin yargı yoluna başvurursun. TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİ. Hoş! şoförünün de gelip insan gibi, efendice polisten rica etmeden, acil hastayı hastaneye götürmesi gerektiğini belirtmeden, polise artistik yapmadığı, Fatih Altaylı'nın şoförü olduğunu belirtip etiketini kullanmak istemedigi, polisle tartışıp kızdırmadığı ne malum. Düzgün bir şekilde rica edilseydi, polis insanlık gereği izin verebilirdi, zıtlaşmaya gidildiği için memur eşitlik gereği rutin dahilinde davranmış olabilir.

Gelişmiş bir toplumda bu hareketler olmaması gereken hareketlerdir. Bu hareketler mafyatik, magandavari, gelişmemiş kültür ve insan özelliklerine özgü fiillerdir. Türkiye bir hukuk devletidir. Herkes eşittir. Kimse imtiyazlı değildir. Zengin, güçlü, iktidar sahibi, ünlü veya şöhret kendi gücünü kullanamaz, kendi hukukunu uygulayamaz, imtiyaz isteyemez, terör estiremez, bana bir şey olmaz diyemez. Hukuk ve kanunlar karşısında herkesin boynu kıldan incedir. Hukuk ve kanunların gücü, acımasızlara ve suçlulara karşı acımasızdır ve keskindir; iyi ve doğrulara, mazlumlara karşı ise şefkatli ve adildir.

Sen benim kim olduğumu biliyor musun? kültürsüzlüğünün, cehaletinin ve soysuzluğunun çözümü insani değerler eğitiminin öncelenmesi; kamu hizmeti yapan devlet memuruna, şahsa yapılan küfür ve hakaret, tehdit, yaralama, darp, maddi ve manevi varlığa ve bütünlüğe saldırı, silahlı saldırı, öldürme... vb. suçlarda cezaların tarihte görülmemiş derece arttırılması, ibreti alem için kuralların acımasızca indirime gidilmeksizin uygulanması,

Dır.

O zaman kimse kimseye değil tehdit, küfür, yaralama, silah çekme, kafasını-gözünü-elini-ayağını-kolunu-bacağını kırmak, öldürmek... yan gözle dahi bakamaz.

O zaman herkes birbirine sevgi ve şefkatle bakar!