Aktar döndür veriyor bütün haber kanalları. Mevzu, Gaziantep belediyesinin Sarıkamış şehitleri anısına maraton koşusu düzenlemiş! Dedim ya aktar döndür veriyorlar diye ve dolayısıyla haberi defalarca ama defalarca izledim/ izlemek zorunda kaldım. 

Aktar döndür veriyor bütün haber kanalları. Mevzu, Gaziantep belediyesinin Sarıkamış şehitleri anısına maraton koşusu düzenlemiş!

Dedim ya aktar döndür veriyorlar diye ve dolayısıyla haberi defalarca ama defalarca izledim/ izlemek zorunda kaldım. Her önüme geldikçe de, aklıma geldiyse de uygulamadım zaping işlemini. İzledim ve hatta inatla izledim. Şehitler ile maraton koşusunda ki anlam bağını kurmak, anlamlandırıp makuliyet zeminine indirgemek için de haylice didinip durdum.

Yok yok beceremedim, böylesi bir illiyet bağını kurmayı bir türlü beceremedim gitti. Kim bilir, belki de dahiler(!) ile bizim gibi vasatlar arasında ki fark, kendisini böyle zeminlerde gösteriyor olsa gerek…

Hoş, bu projenin mucidi (!) şayet bizi arar ve bizim kuramadığımız bu anlam bağına dair tatminkar bir açıklama yaparsa şayet, hem memnun olur, hem müteşekkir kalır ve hem de zeka kaybımızın ve yetersizliğimizin neşvünema bulduğu o noktayı da biz nebze keşfetmiş oluruz.

Gaziantep belediyesi veya projenin mucidi bizi bilgilendirir mi bilmem ama tüm okuyucularımdan da böylesi bir yardımı talep ettiğimin altınız çizmek istiyorum. Zira gerçekten ama gerçekten o acı dolu, ıstırap dolu, kan ve kemik donduran bir soğukta meydana gelmiş şehadet ile böylesi bir eğlencenin nasıl bir ortak noktası var gerçekten anlamak ve aydınlanmak istiyorum.

Şuan itibarıyla tek düşüncem '' yok artık '' demekten ve istismarın da bu kadarı diye şekva nidalarından müteşekkildir. Proje üretmekten, halkın güncel ama hep kanayan yaralarına çare bulmaktan yana yetersiz kalan yetersizlerin, bu denli istismar girişimleri hakikaten can yakan boyutlara evrilmiştir.

Hiçbir şey üretemiyor, düşünemiyor ve herhangi bir yaraya ilaç ya da merhem olamıyor musunuz? Bari, yüreği olanların yüreklerini yakan, elem ve ıstırap dolu böylesi bir şehadeti, bu denli küçük düşürücü bir eylem içerisinde olmayın.

Her şey bağlamından, anlamından ve ilintisinden koparılmaya ve dolayısıyla anlamsız, ilintisiz, bağlantısız ve içi bomboş bir hale dönüştürülmeye başlamıştır. Üstelik koca koca, büyük büyük ve hayli kutsi boyutlara haiz olaylar, alabildiğince değersiz, önemsiz ve anlamsız konu, olay ve kişilere indirgenmiştir.

Bütün bu olanlara, yapan ve yapılanlara bakarak yazıktır, günahtır ve ayıptır desek ve hatta daha kallavi uyarı, ikaz ve kınamaları da beraberinde ilintilesek, zerrece umurlarında olup bir gram utanca gark olacaklarına da ihtimal vermemekteyim.

Zaten utanma, incinme yetisi olanlar, zaten vicdan, merhamet diye bir değeri olanlar, zaten akıl, mantık ve bilgiden yana nasiplenenlerin böylesi irrite ve utanç gerekçesi olabilecek çirkef olaylara girişmesi ve böyle olaylar ile anılmayı kabul etmesi mümkün değildir.

O halde mefhumu muhalifinden hareket edersek eğer, sözümüzün, uyarı ve ikazlarımızın asli itibarıyla bir muhatabının olmadığının da hem bilincinde ve hem de altını çizmekteyim. Yazımızın amacı ve hitap eden kitlesi merhamet, izan ve vicdan sahibi olanları bir kez daha düşünmeye ve bu değer talanına karşın daha bilinçli ve daha uyanık olmaya bir çağrıdır.

Her ne kadar yazımızın motivasyon kaynağı Gaziantep belediyesinin bu anlamsız girişimi olsa da, aslında olayın sadece bununla sınırlı olmadığının ve daha bir sürü birbiriyle zerre kadar alakası olmayıp ama heba edilen değerlerimizin varlığına da ayrıca dikkat çekmek istiyorum.

Değerlerini bu denli hovardaca harcayan ve harcanmasına duyarsız kalan herkes, aslında kendisini, geleceğini ve çocuklarına varıncaya kadar bütün kozmik dengenin de katili mesabesindedir.