27/02/2020 tarihinde Suriye'nin İdlib kentinde, orada barış gücü olarak görev yapan Türk Askerine yönelik Suriye Esed Rejimi tarafından yapılan hava saldırısı sonunda ilk anda bilindiği gibi 33 Mehmetçiğimiz şehadet şerbetini içmişti. 

27/02/2020 tarihinde Suriye'nin İdlib kentinde, orada barış gücü olarak görev yapan Türk Askerine yönelik Suriye Esed Rejimi tarafından yapılan hava saldırısı sonunda ilk anda bilindiği gibi 33 Mehmetçiğimiz şehadet şerbetini içmişti.

Bu olayın ardından Türk Milletinin düşmanlarının, Türk Milletine " Makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı" diyenlerin; 15 Temmuz 2016 işgal ve darbe girişimi gecesinde ATM ve marketlere koşanların, patates-soğan-makarna kuyruğu oluşturanların, Bağdat caddesinde darbeci tankları alkışlayanların, kurtuluş selasını okuyan imamı tartaklayan saldırganların; gerici, yobaz, örümcek kafalı güruhun, demokrasiyi içselleştirememiş akıl-mantık-bilim dışıların kutsadığı bizim asrın siyaset önderimiz, karikatür karakterimiz ve çizgi film kahramanımız yine bombayı fena patlattı. Dedi ki: "Bizim iktidarımızda, Millet iktidarında şehitler tepesi boş kalacak." Akıl tutulması değil mi? İnsanın nutku tutuluyor değil mi? Son 1410 yıldır, şehitler tepesinin boş olduğunu siz hiç gördünüz mü?

Türkiye, 2013 yılından itibaren ikinci İstiklal mücadelesi veriyor. Bu mücadele görünürde terör örgütlerine karşı operasyon, emperyalizmin Türkiye'deki uşaklarına karşı kararlı ve tutarlı duruş, küresel finans baronlarının uzantıları Soros çocuklarına karşı demir yumruk vuruşu ile hukuku işletme, Akdeniz enerji oyunlarında Türkiyesiz paylaşım planlarını Libya ile askeri ve münhasır ekonomik bölge anlaşmaları yaparak bozmak şeklinde görünmekle birlikte; gerçekte ise 7 düvele, emperyalizme, küresel katliamcı ve soykırımcılara, küresel finans baronlarına karşı anlı şanlı verilen bir savaş seklinde cereyan etmektedir. Küreselcilerin ve soykırımcıların amacı Türkiye'yi Irak'tan, Suriye'den, Ortadoğu'dan, Akdeniz'den, Afrika'dan çıkarmak ve sonrasında da yutmak, parçalamak ve eskiden olduğu gibi kendi çıkarları bağlamında yönetilebilir ve elde tutulabilir kılmaktır.

Gelelim asrın siyaset önderimiz ve çizgi film kahramanı bir şeyin söylediği, şehitler tepesi boş kalacak meselesine…

Bedir'de, Uhud'da, Hendek'te şehitler tepesi boş muydu?

1071 Malazgirt'te şehitler tepesi boş muydu?

1187 Kudüs'ün fethinde şehitler tepesi boş muydu?

1453 İstanbul'un fethinde şehitler tepesi boş muydu?

1517 Ridaniye savaşında Mısır'ın fethinde şehitler tepesi boş muydu?

1915 Çanakkale Savaşı'nda, , Kurtuluş savaşında, 1921 Sakarya savaşında, Başkomutanlık meydan muharebesinde şehitler tepesi boş muydu?

1974 Kıbrıs Barış Harekatında şehitler tepesi boş muydu?

Ermeni Asala terör örgütünün saldırılarında şehitler tepesi boş muydu?

PKK/PYD/YPG/YPJ/SDG, DHKP-C, DEAŞ terör örgütlerinin saldırılarında şehitler tepesi boş muydu?

Şimdi anladın mı, asrın siyaset önderimiz? İkinci İstiklal savaşının, ikinci Milli mücadelenin verildiği tarihi ve hayati bir dönemde biz düşmanın her istediğini harfiyen yerine getirsek bile, bize yine yaşama hakkı tanımayacaklar, bize yine saldıracaklardır. Tıpkı tarihte olduğu gibi. Tıpkı 2019 yılı 15 Martında Yeni Zellanda'da Müslümanların Camisinde soykırım yapıldığı, 2019 yılı içinde Almanya'da Müslümanlara yönelik toplam 950 saldırı yapıldığı gibi, insanlık suçu işlendiği gibi…

Şimdi sormak lazım asrın siyaset önderimize!

Kendi iktidarlarında acaba düşmana ne vaad edecekler ki şehitler tepesinin boş olmasını sağlayacaklar? Düşman saldırdığında, her alanda işgal ve istila girişimi karşısında şehitler tepesini nasıl boş bırakacak? Düşman saldırdığında Vatanı ve Milli menfaatleri, şehitler tepesinin boş olması için, acaba savunmayacak mı?

Düşmanın her alandaki amansız ve sürekli saldırıları karşısında şehitler tepesinin boş olmasını nasıl sağlayacak?

Bu sorular ve cevapları, doğrunun ve gerçeğin bulunmasında son derece hayati öneme haizdir.

Sevgi, saygı ve selamlarımla…