Şehit; Allah(cc), din, vatan, millet, kutsal bir amaç ve görev uğrunda ölen kimse olarak tanımlanmaktadır. Genel tanımı kapsamlı olmakla birlikte özelde Allah(cc)’ın rızası kesin olmalıdır.

Şehit; Allah(cc), din, vatan, millet, kutsal bir amaç ve görev uğrunda ölen kimse olarak tanımlanmaktadır. Genel tanımı kapsamlı olmakla birlikte özelde Allah(cc)'ın rızası kesin olmalıdır.

İslam'da şehitlik makamı o kadar yüce ki peygamberler makamı 'Makam-ı Mahmut' makamından sonraki en büyük makam şehitlere aittir. Bunun dünya makamlarıyla izah edilmesi mümkün değildir. İşte şehitlik bu kadar önemli.

Şehitlik çok çok önemli olmasına rağmen, maalesef şehitlik kavramı o kadar ulu orta her yerde kullanılıyor ki anlamak mümkün değil!

Şehitlik dünyevi bir makam değil, uhrevi bir makamdır. Onun için şehit olmanın belli şartları var. Bu şartlara sahip olmayan bir kişiye şehit denilemeyeceği gibi dünyada da olsa şehitlik sıfatıyla gelişigüzel anılması doğru değildir.

Hepimizin şehit tarifinde yer alan şehitlik ile bazı şehit sayılan durumlar İslam'da vardır. Ancak, hiç biri Allah(cc) yolunda canını feda eden Müslümanın derecesine çıkamaz.

Şu kesin olarak bilinmeli ki, Müslüman olunmadan hangi şartlarda ölünürse ölünsün asla şehit olunamaz. Şehit olmanın birinci şartı Müslüman olmaktır.

Şehitlik mertebesinin derecelerine ve diğer şartlarına girmeyeceğim; çünkü, bunlarla ilgili bilgiler İslami kaynaklarda ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. Merak edenler bakabilirler.

Şunu da belirtip esas konuma geçeyim. Şehitlere büyük mükafatlar olduğu gibi Allah(cc) için savaşan, canını ortaya koyan gazilere de büyük mükafatlar vardır. Mü'min için her iki neticenin de yani şehitlik ve gaziliğin güzel olduğunu Yüce Rabb'imiz buyurmaktadır.

Ülkemizde 'Şehit Sayılma' mevzuatla belirlenmiş ve şehit sayılma şartları genel olarak mevzuat içinde açıklanmıştır. Bu durum zaman zaman tartışmalara hatta mahkemelere kadar intikal etmektedir. Mahkemeler sonucunda şehit sayılma yönünde kararlar verildiği gibi aksi yönde de kararlar verilmektedir.

Zaman zaman da 'Şehit Sayılma' ile ilgili yasal düzenlemelere gidilmiş şehit sayılma kapsamı genişletilmiştir. Şimdi de koronavirüsten ölen sağlık personelinin 'Şehit Sayılması' yönünde yasal çalışmalar yapılmaktadır. Bu yazı yayınlandığında yasal düzenleme meclisten geçer veya geçmez bilemem; ancak, ben her durumda 'Şehit Sayılmanın' mevzuatla düzenlenmesini uygun bulmuyorum.

Şunu ifade edeyim; ülkemizin zor zamanlarında ülkesi ve insanı için canı pahasına mücadele eden kişi ve yakınlarına birtakım haklar verilmesine karşı olmadığım gibi olmalıdır da; ancak, bu haklar 'Şehit Sayılma' mevzuatı ile değil başka isimler altında yapılmalıdır.

Mevzuatla 'Şehit Sayılma' tesis edilmemelidir. Çünkü, bu durum bizim gibi Müslüman insanların yaşadığı ve şehitlik makamının çok çok önemli olduğu bir ülkede şehitlik makamını özünden uzaklaştırmaktadır.

Şehit ve ailesi mükafatını bu dünyada değil, öbür dünyada beklemelidir. Elbette ki, görevini yerine getirirken canından olan personeline ister şehit ister olmasın devlet bakmakla yükümlü olduğu gibi yakınlarına gerekli desteği sağlamalıdır ve sağlanıyor da.

Şehitlik İslami bir kavram olup Müslüman olmayan birine niye zorla şehit diyeceğiz. Adam vazifesi gereği emniyet mensubu ve vazifesini yerine getirirken canından olabiliyor ama Müslüman değil. Herkes Müslüman olmak zorunda değil ya. Eğer şehit sayılma kapsamında herhangi bir hak verilmese belki de 'benim çocuğuma, kocama, karıma' şehit demeyin denilecek. Aslında normal durumlarda bunu dile getirenler var.

Onun için devlet bu durumlarda hak neyse onu verecek; ancak, kişinin şehit olup olmamasına kendisi değil en azından bu dünyada yakınları verecek, en önemlisi inanacak.

Bundan 5-6 ay önceydi; bir özel harekat polisimiz Suriye'de şehit olmuştu. Şehidimizin anasının arkadaşlarına ilk sorduğu soru 'Oğlum şehit olduğunda abdestli miydi' olduğunu medyada gördük. Arkadaşları da 'Evet abdestliydi, göreve giderken abdestini aldı' dediler.

-İşte şehit işte şehit anası bu!

Bu ana için verilecek bir dünyalığın zerre kadar kıymeti yoktur. Çünkü, o ana şehidinin makamının derecesinin farkında olduğunu sorduğu soruyla göstermiştir.

Devlet 'Şehit Sayılma' adı altında bir mevzuat yerine başka bir ad altında aynı içerikli bir düzenleme yapabilir. Mesela 'Kahraman Sayılma' gibi. Şehitlik sayılma kanunla sayılacak bir şey değil ve şehitlik kendi manevi alanına bırakılmalıdır.

Kavramları doğru ve yerinde kullanmalıyız. Sapla saman birbirine karıştırılmamalıdır. Adam Alla(cc) ve Resul(sav)'üne inanmıyor, ömrünü İslam düşmanlığıyla geçiyor ve ölünce de şehit oluyor.

Bu yazıyı bir yerlere tepki olsun diye değil; inanarak ve içimden geldiği gibi yazdım.