Şeffaflık yolu

Cumhurbaşkanı seçim manifestosunu açıkladı. Bir madde var ki çok önemli. Şeffaflık. Bravo nidasıyla alkışlıyorum. Yazılarım kayıtlarda. Yıllardır kitlelerin itimadını kazanmak açık yönetim anlayışına bağlı der dururum hep. Niye? Akarsu pislik tutmaz derler ya kitleler de öyle. Bir yolsuzluk, usulsüzlük, kirli ilişki ve hinlik mi var yönetimlerde? Halka misali hemen takılıyor boyunlara. Nasıl? Sır veriliyor dosta, o da söylüyor başka dosta… derken sır, akarsuya düşmüş tortu misali sürükleniyor açık sahillere, tüm gören gözlerin önüne. Denize sormuşlar: Niye her şey sana akıyor? Demiş, alçaktayım ya!

Ey kendini yücerlerde gören her makamdaki yönetici! Gir halkın arasına ve daima alçakta dur ve hep sen konuşma. Ne demiş Şair Orhan Veli? Neler yapmadık şu vatan için; kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik! Dert nutuk atanda değil, halkta. Çözümü de halk bilir öyleyse. Cumhuriyetimizin kuruluşu sonrası aydınlanma süreci yaşadık. Bu süreçte okumuşlarının ışığına muhtaçtı halk. Ama şimdi STK’lar eliyle örgütlü. Var mı odaları, sendikaları, dernekleri, vakıfları olmayan tek yöremiz? Denebilir ki onların da yöneticileri çıkar ilişkilerine girebilir, yönlendirilebilir, aldatılabilir. Ama genel kurulları asla! Üyelerin çoğunu ele geçirmek mümkün mü? Millet iradesi STK’ların ortak vicdanında artık. Onların üyelerinin oy çokluğu halka açılma yolu. İletttiklerini yazmazsam gerçekçi olamaz, bugünkü birçok yazar gibi körtaraf olurum. Pek farkında değiller ama körtaraf olan yazarlar, bertaraf oldular halk vicdanında. Başka deyişle umursanmaz oldular, yok sayılıyorlar. Medyaya halkın güveni % 30’larda.

Bimer-Cimer halkın yönetime açılma yolu. Bu yolun mimarı Cumhurbaşkanı, lider olarak gönüllerde taht kurdu. Halktan ayrılmasınlar diye vekil lojmanları bile yıkıldı, yok oldu. Dava içinde hesap yapmayın, hasbî olun; sıkılmadık el bırakmayın sözleri dilinden düşüyor mu hiç? Ancak Merhum Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı oyununda dikkate değer nakarat şu: Herkes hesap peşinde(!)

Gönül tahtındaki lidere akan bilgiler doğru mu hep? Acaba bilgiler kimlerin hangi hesap süzgecinden geçerken incele incele zülfikara batar oluyor? Bazı hesapların geçmişte yanlış sonuçlar doğurduğu biline biline (Örnek: Şanlıurfa’da yaşanan Fakıbaba olayı vb.gibi) yeni bir halka açılma sistemi niye hâlâ kurulamadı, kurulamıyor? Yoksa hesap tutsağı mı oldu milletin adalet ve kalkınma davası?

Hatırlayalım: Anayasa oylaması sonrası Ordu konuşmasında Cumhurbaşkanı, en yüksek evet veren ilçe Çaybaşı’na teşekkür etmişti. Bu teşekkürün değerlendirmesi gereken bir nedeni vardı. Muhtarlar başta olmak üzere STK mensuplarının yakın dayanışması ve halkla iç içelik burada zirvedeydi. Halkla iç içe yakın sohbetler, Başkanlık Sistemine destek kararına götürmüştü insanları. Hizmet için halkla iç içe liderlikler burada kapı kapı koşturuyorlardı. Kendi bütçelerinden araba giydiren bile vardı. Burası bir model adeta. Bu modeli ülke geneline yaymak gerek. Ancak süzgeç başındakilerin hesap peşinde olmamalarını ve ak gözlük takabilmelerini sağlamak çok önemli. İşte budur şeffaflık yolu!

Cumhurbaşkanı son Ordu konuşmasında “Sizin bilmedikleriniz, bizim bildiklerimiz var. Trenden inenler oldu, onlar bir daha geri binemezler.” dedi. Bu sözler, ulu orta konuşulamayacak indirme ve bindirme nedenleri var demek. Lakin STK’ların mensuplarından bize iletilen görüşlere göre halk da diyormuş ki ya bildikleriniz, doğru değil de sürekli yakındığınız hesapçıların asılsız bilgileriyse? Düşünmeli iyice:

Yasalara göre kesin deliller üzerinden karar veren yargı bile hata yapıyor. Kader mahkûmu deyiminin kaynağı bu değil mi? Kutlanası Devlet Tiyatrolarında şu günlerde sahnelenen Reis Bey oyunu ile ne kadar güzel işlemiş Üstat Necip Fazıl bu acı gerçeği. Özellikle yargı mensupları izlemeli. Merhamet temalı oyunun önerisi, çok yönlü düşünmek: Ağır Ceza Reisi, idam kararını açık delillere dayandırıyor. Ancak gerçek suçluya götüren delil yazık ki yanlış infaz sonrası ele geçiyor. Bunun vicdan azabıyla kavrula kavrula kendini de suçlular arasına atıyor Reis ve suçlu olup çıkıyor.

Huzur ve barış için her karar ve icraat, vicdanları rahat tutmalı. Vicdan huzuru sağlayabilecek siyasî karar ve icraatların da mihenk taşı belli. Ne mutlu gören gözlere! Buna göre temayül ölçme sistemi kurabilen siyasî partiler çıkabilir ancak şeffaflık yoluna. İddiamızı değerlendirsin araştırmacılar.