Seçimleri adaylar kazanmaz..

Akıl ve zeka büyük nimet. Lâkin daha üstünü ve daha önemlisi basiret ve ferasettir...

Basîret, bilgi ile amelin beraberliğiyle zaman içinde bir tekâmülün sonucunda oluşur. Allah ise, El-Basîr’dir lâkin Allah için “basîret sahibi” denilemez, zira Allah tekamül ile El-Basîr olmuş değildir háşa...

El-Basîr; Her şeyi gören, varlıkların en gizli hallerini, kalbinden geçenleri dahi bilen, gören, hareket ve davranışlarından haberdar olan Cenab-ı Hak demektir. Kulun basîreti, El-Basîr olan Allah’ın ona ilim ve amelindeki gayreti karşılığındaki ihsanıdır...

Firaset ise, at bakım ve biniciliğini çok iyi yapmak demektir. Türkçe'de firaset yerine feraset kelimesi kullanılır. Feraset, çok çabuk doğruyu bulma, kavrayış yeteneğidir... At biniciliği çabukluğu işarettir..

Müslümanlar Medine'ye hicret ettiklerinde su sıkıntısı yaşadıkları için Hz. Osman (r.a) kuyu sahibi bir Yahudiden kuyusunu satın almak ister. Maksadı mü’minlere bedava su dağıtmaktır. Yahudi, hicret sonunda artan müşterileri sebebiyle daha fazla para kazandığı için satmak istemez...

Lâkin Hz. Osman (r.a) vazgeçmez ve aynı bedelle kuyunun yarı hissesini teklif eder. Yahudi bunu kârlı görür... Bir gün Yahudi, bir gün Hz. Osman (r.a) su satacaktır... Fakat Hz. Osman (r.a) kendi gününde kuyuyu mü’minlere sebil eder, herkes iki günlük suyunu temin edince de ertesi gün Yahudi'ye müşteri kalmaz.

Neticede Yahudi kalan yarı hissesini de satmak zorunda kalır, üstelik daha ucuza... Bu Hz. Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hoşuna gider ve “mü’minin firasetinden korkun, çünkü o Allah'ın nuruyla bakar” der..

* * *

Seçimleri adaylar kazanmaz.. Akıl, hikmet, basîret ve feraset kazanır. Bunlar yoksa, seçim stratejinizi ferasetle belirlemediyseniz adayınız kim olursa olsun kazanamazsınız..

Bu yanlışı birçok partilide gördüğüm için söylüyorum: “Bu memlekette yüzde 47-50 Müslüman mı var? Sana oy vermediler ama senden daha Müslüman nice insan var... Sen doğru bir stratejiye, samimi bir kalbe sahip olmadığın için teveccühünlerini kazanamamış olmayasın?”

Seçim vaadleri yapılacaktır ama Müslüman asla yalan va’detmez... Doğruluktan ayrılanların ilk hasmı Allah’tır çünkü...

Sen Müslümansın, yalan sana yakışmaz, yasak yani haramdır. Adam İzmir Belediye Başkanlığı’na aday olmuş, şimdiden yalan söylüyor. Doğru söylüyorsa zaten dinden çıkar, zira “rakı mı içmek istiyorsunuz, eyvallah” gibi laflar etmiş..

Allah (c.c) “emredildiğin gibi dosdoğru ol” buyurmuş, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), “bizi aldatan bizden değildir” diyor....

Modern hayat insanları cinsellik ve korku ile terbiye etti... Hasseten yeni nesillere bakın... Daha hiçbir işe girişmeden, başarısızlıktan, yapamamaktan, reddedilmekten, küçük görülmekten korkuyorlar...

Gençler o hale gelmiş ki, iş güç sahibi olanlar bile evlenmeyi düşünmüyor. Feminizmin kıskacındaki Kadın ve Âile Bakanı üstüne tuz biber ekiyor, pozitif ayrımcılık, "kadının beyanı esastır" abukluğu ile evlilikleri berhava ediyor...

Ve seçimler yaklaşıyor!. Seçim stratejinizi İslâm umdeleriyle düzeltmediğiniz takdirde alacağınız oy, yüzde 49.5’tan bile düşük olacak. İhlás, basîret ve feraset yolunun ilk adımıdır. Samimi olun, millet size değil reyini, canını verir. Yahudi taktikleri Müslümanlara uymaz!..