“SAYMAK”

Stalin "oyları verenler değil sayanlar önemlidir" demiş.

Bir anda aklıma 1912 yılındaki "sopalı" seçimlere geldi... İttihatçılar vardı iktidara gelmek uğruna Balkanları "feda eden" o dönemlerde.....

Tek partili dönemin seçimleri zaten elde var bir....

Bu dönemde yapılan seçimlerde sandıkların üstünde durduğu masalarda dönemin tek partisinin bayrağı (ALTI OKLU) "nazlı nazlı" dalgalanırdı.

Çok partiye geçtikten sonra 1946'da yapılan seçimler geçti gözümün önünden aniden....

1946 genel seçimlerinde Konya’daki seçimlerden bir anekdot sunalım;

Dönemin valisi İzzettin Çağpar…..

DP Konya milletvekili adayı Ziyad Ebuzziya, Valinin, oyların sayımına müdahalesini şöyle anlatmaktadır:

“DP listesindeki adayların en azı 60 bin, en çoğu 80 bin oy almıştı. CHP listesindekilerin oyları ise bunların dörtte biri kadar bile tutmuyordu. En azı 12, en çoğu 24 bin. Yani seçimi ezici bir çoğunluk biz almıştık. Bu noktada bizzat Vali Çağpar devreye girerek tutanaklar üzerinde basit işlem yaptı. Konya’da geniş bir seçmen kitlesinin bulunmasından da istifade ederek, CHP adaylarının aldıkları oy sayılarının başına (1) rakamını ilave etti. Böylece CHP adayları en az 112 bin, en çok 124 bin oy almış oldu” .

O tarihlerde elektrik trafosu günümüzdeki kadar “çok” değildi.

Dönemin tek partisinin “sayesinde” trafo az olunca “kediler” başka mekânlarda “istirahat” etmişler.

2015 genel seçimlerinde oyların “çalınacağı” yönünde endişe edenler bu hususta “tecrübeli” olmalılar.

TECRÜBE YAŞAYARAK VE YAPILARAK ELDE EDİLİR.

Not: CHP’nin olağanüstü kurultay talebi münasebetiyle.