Her ne kadar bizdeki gibi ecnebilerde seçimler coşkulu geçmese de, ABD’de başkanlık yarışı tam gaz devam ediyor.

Her ne kadar bizdeki gibi ecnebilerde seçimler coşkulu geçmese de, ABD’de başkanlık yarışı tam gaz devam ediyor. Kısa bir süre sonra Amerika Birleşik Devletleri, tarihindeki ilk siyahî devlet başkanına veda edecek. Lakin hem babası, hem de üvey babası‘’Müslüman kökenli’’ Barack Hussein Obama, insanlık adına kocaman bir fiyasko olarak tarihin tozlu sayfalarında yerini alacak..
Obama ABD Başkanlığı’na seçildiğinde ezilen ve sömürülen mazlumlar için adeta bir umut olmuştu. İnsanlar Obama’nın kökenine bakarak geçmişini unutmayacağını, insan hakları ve özgürlükler konusunda rahat bir nefes alacaklarını düşünmüşlerdi. Çok geçmeden Obama’nın da geçmişte ABD Başkanlığı yapmış, zalimlikleri ve İslam düşmanlıkları ile tanınmış diğer başkanlardan bir farkı olmadığı anlaşıldı...
Şaşırdık mı asla! Kimlerin buna müsaade etmediğini biz değil artık sağır sultan bile biliyor…
O da diğerleri gibi, kısa zamanda yaptığı faaliyetlerle, öncelikli olarak ‘’Siyonistlerin ve ABD’nin çıkarlarının kendileri için en önemli değer’’ olduğunu tüm dünyaya ilan etti.
Katıra “baban kim” demişler; o da “dayım at” demiş… Anlayacağınız ABD’nin ve Siyonizm’in menfaatleri söz konusu olduğunda Obama’nın her iki çifte kavruk babalarının da Müslüman olması zinhar fayda etmiyor.!
Evet, geçen geçti, giden gitti. Sızlanmak artık beyhude.. Artık şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım. Yeni seçilecek olanlardan da yeni bir söz, ya da tüm insanlık ve mazlumlar adına bir değişim beklemek, sanırım amiyane bir tabirle biraz saflık olur. Ne yapacağız peki? İslam âlemi olarak 2.5 Milyar Müslüman bir araya geleceğiz ve kendi göbeğimizi kendimiz keserek Hazreti Mevlana Celaleddin Rumi’nin sesine kulak vereceğiz;
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
Evet, şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi mazlumların hakkını savunmak adına herif gibi çıkıp kösele suratlılara ‘’Dünya beşten büyüktür’’ demek lazım. İslam âlemini inin inim inleterek oluk oluk Müslüman kanı akıtan bu alçaklara artık dur demek lazım. Velhasıl kurulan bu guguk düzenini alaşağı etmek lazım.
Yeni seçilecek başkandan ümit var olan tepesi delik fasonlara şimdi soruyorum. İslam dünyasına huzuru bunlar mı getirecek.?
Fetö’cülerin desteklediği İslam düşmanı Hillary Clinton mı? Yoksa eğer seçilirsem Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapacağım diyen Donald Trump mı?
Bu dünya üzerinde ABD’nin ve Siyonizm’in menfaatleri söz konusu olduğu sürece kimse böyle beyhude bir hayale falan kapılmasın. Bunlardan bize kardeş mardeş olmaz! Mutlak bir gerçek vardır ki o da ‘’Müslümanın Müslümandan başka dostu yoktur’’. Ve her Müslüman bilmelidir ki, uluslararası sözleşmelerde yer alan insani değerler, Müslümanlar için olduğunda sadece konuşulan ama asla arkasında durulmayan değerlerdir. Bu konu ile ilgili olarak Kuranı Kerimde Allah Teâlâ bizleri şöyle uyarmıştır;
“Nasıl oluyor da sizi alt edince ne bir antlaşma ne de size karşı sorumlulukları akıllarına geliyor. Ağızlarıyla sizi memnun ediyorlar ama kalpleri bunu istemiyor. Onların çoğu yoldan çıkmıştır. Allah’ın ayetlerini (evrensel değerleri) geçici bir bedelle değiştirmiş ve onun yolundan engellemişlerdir. Onlar gerçekten ne kötü iş yapıyorlar. Hiçbir mümin hakkında ne antlaşma ne de ona karşı üstlendikleri sorumluluklar akıllarına gelir. İşte asıl saldırganlar onlardır. Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar ve zekâtı verirlerse din kardeşleriniz olurlar. Biz ayetlerimizi, bilenler topluluğu için açıklarız.” (Tevbe 9/9-11)
Ayeti Kerimede belirtildiği gibi işte bu Siyonizm’in uşaklarının akıllarına, Müslümanlar ile yaptıkları ne antlaşma nede sözleşme gelir.. İşte bugün, ABD’nin ‘’Terörizmin sponsorlarına karşı adalet yasası’’ martavalı ile Suudi Arabistan’ın 750 Milyarına çökmesi buna en güzel örnektir..
Kendini dünyanın jandarması zanneden bu alçaklar, 11 Eylül saldırılarını yapanların ağırlıklı bölümünün Suudi Arabistan vatandaşı olması bahanesi ile Riyad yönetimini, 11 Eylül'den sorumlu tutarak mağdurlarına tazminat ödeme yolunu açan bir yasa yumurtladılar. Suudi Arabistan’ın bu şekilde hedef alınmasına ilk tepki, yine tabi ki mazlumların umudu olan Erdoğan’dan geldi. Erdoğan ‘’Son dönemde İslam dünyasına karşı alçakça gelişmeler yaşanıyor. Bu durum karşısında İslam dünyası ülkeleri acilen işbirliği yapmak zorundadır’’ dedi.
Hâlbuki ABD’nin kendisi terörizmin dünya üzerindeki en büyük sponsorudur. DAEŞ, PKK, FETÖ son dönemlerde icat etmiş oldukları ve Müslüman ülkelerin üzerine saldıkları çok amaçlı, fonksiyonel ve bir o kadarda kullanışlı kendilerine ait terörist markalardır. Avrupa ülkelerini de bunlardan farklı düşünmek milletin zekâsına haksızlık olur. Çünkü artık cümle alem biliyor ki bunların hepsi okyanus ötesindeki bu ülke ile aynı kaba pisliyorlar..
Hem bunların alayının hain 15 Temmuz darbe girişimi sonrası fikri kabızlık geçirerek derin bir sessizliğe bürünmelerini bizler zaten çok iyi anladık… Hain darbe kalkışması başarılı olamayınca bunların hepsi şoka girdiler. Sıkıntı yok zaten tıbben şoka girenler ya derin bir sessizliğe bürünürmüş, yada avazı çıktığı kadar bağırırmış.. Bunlar sustu, ilkokul mezunu sümüklü Feto ise bağırdı..!!
Bugünlerde Türkiye ile ilişkilerini düzelten Rusya ’ya, güya bu insan hakları savunucusu ve hukuk sevdalısı ABD, ‘’Rusya, Suriye’de dediklerimizi yapmaz ise yıllardır beslediğim ve erketede beklettiğim terörist markalarımı onunda üzerine salarım’’tehdidini savuruyor…
Sevgili dostlar burnuma artık çok pis kokular geliyor.. Sanırım hızla ‘’Yeni bir dünya savaşına’’ doğru hızla yol alıyoruz gibi..
Yapacak bir şey yok.! Elinen gelen düğün bayram. Bizler doğru bildiğimiz yolda hızla devam ediyoruz. Fırat Kalkanı Harekâtı ile ordumuzun ve ÖSO’nun, ABD askerlerinin her türlü sabote etmesine rağmen ilerleyişi devam ediyor. Yiğitlerimiz 48 saat içerisinde Dabık’ı ele geçirdikten sonra, yakın bir zamanda EL-Bab’ı da ele geçirerek bu DAEŞ pisliklerinden temizleyecekler İnşaAllah.
Sonramı ver elini Musul. Lakin Musul da çok dikkatli olmalıyız. Bu güne kadar bu tasması üst aklın elinde olan DAEŞ teröristlerinin çok fazla direnmeden yelkenleri fora etmesi biraz benim kafamı karıştırıyor. Acaba ordularımız Musul’da çember içine mi alınmak isteniyor? ÖSO ve Türk ordusuna Allah korusun Musul’da büyük bir tuzak mı kuruluyor? Sadık köpek DAEŞ’in Esad’dan aldığı kimyasal silahları Musul’a getirdiği de söyleniyor. Her türlü hain ve alçaklık bunlardan beklenir tuzaklara karşı her daim hazırlıklı olmalıyız.
Bugünlerde derin bir sessizliğe bürünen, Bizans artığı bu kripto Feto’cuların By Lock ve Eagle yazışmalarına mı bakmak lazım bilemedim doğrusu..
Öte taraftan da Fetö gibi, tasması ABD’de olan Şii kökenli The İmam Kasım el Tai’ denen yavşakta kısa devre yapıp ‘’Musul’da Türk askerine karşı savaşmanın vacip olduğunun’’ fetvasını vererek bize karşı çemkirmiş.! Breh breh breh…
Peki, tamda DEAŞ'la mücadelenin böylesine kritik olduğu bir dönemde; ‘’Irak Temsilciler Meclisi'nin 4 Ekim 2016 tarihinde aldığı akla ziyan karara ne demeli?’’ Ordumuza işgalci diyen bu müfterilerin ,Cumhurbaşkanımıza yönelik çirkin ithamlarını sizce nasıl okumalıyız.? Bunlara bilader ‘’sen ne ayaksın’’ demeye gerek var mı dostlar?
Anlaşılan o ki üst akıl yine devrede.. Ama sıkıntı yok az kaldı Allah’ın izni ile bütün bu sünepelerin gevşeyen vidaları birer birer sıkılacak..!
Evet, Ortadoğu’da kaynar kazan kaynamaya devam ediyor. Dün itibarı ile ‘’Rusya’nın Suriye'de Akdeniz enerji koridorunu kontrolü hamlesi’’ Washington ve Moskova restleşmesine neden oldu. Anlayacağınız saflar yavaş yavaş artık iyice belirmeye başlıyor..
Ezcümle demem o ki dostlar zor bir döneme doğru hızla ilerliyoruz. Allah yar ve yardımcımız olsun. Dün ABD’nin hesapsız bir şekilde yumurtlayarak ‘’Terörizmin sponsorlarına karşı adalet yasası’’ saçması ile Suudi Arabistan’ın 750 Milyar dolarına çökmesi ve İslam âlemini germesi zinhar kabul edilemez. Umarım ABD bu eşkıyalığa tez zamanda son verir. Ayrıca İnşaAllah bu eşkıyalık bahane edilerek süreç ‘’Kâbe Savaşlarına’’ doğru evrilmez.! Bakın şimdiden uyarıyorum! Sakın ha böyle bir şeyi aklınızın ucundan bile geçirip ümmetin öfkesini iyice kabartmayın..! Yoksa sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız… Atalarımız ne demiş?
‘’Eceli gelen Coni, camii duvarına işermiş..’’