Sağlıkta sarılacak yara

Sağlık alanında çalışan çok kişiyi dinledim. Düşünceleri kamuoyuna arz ettim. 2001 öncesine göre çok ileriyiz ama sarılacak yaralar var daha. En önemlisi para! Şu anda emekli ve hiçbir yerde çalışmayan bir hoca dedi ki bana: Doktorluk eğitimi zor iş, yol uzun. Bu yüzden daha öğrenciliğine başlamadan önce kafalara iyice yerleşiyor para! Beni ne doktorlar istedi de varmadım diye kasılan genç kızların hekimlere bu bakışı hangi toplumsal gerçeğin ifadesi? Hekimlik bol para kazanma mesleği değil mi? Toplum olarak da yönlendiriyoruz gerçekte tıp bilim insanı olması gerekenleri paraya(!) Onlar da çoğunlukla paraya odaklanarak yetişiyorlar, hocanın dediği doğru yani.

Bu toplumsal kültüre rağmen bilim insanı olmayı hırs edinenlere selam olsun! Vatan uğruna şehit-gazi olanlara yakın değerleri benim gözümde. Aziz Sancar’lara, Gazi Yaşargil’lere, günümüz divan şairi de olan Ismail Hakkı Aydın’lara, Deniz Baykal için Ankara’ya gelen Uğur Türe’lere, Kordan Kanı Bankası kurmak ve devletinin milletinin kazanması için bürokrasi kapılarında mücadele veren Meral Beksaç’lara… Milletim adına tekrar tekrar selam olsun!

Sağlık Bakanlığı var olan kültürü yok edebilir mi? Yasa çıktı, muayenesi olanlar yandı, hocaların özel kazançları engellendi, bıçak paraları alınamaz oldu diye kıyametler koptu. Sonra yine daha beter ettiler bu para alma verme sistemini. Hocanın biri diyor ki Ben bölüm başkanıyım, kliniğimdeki bir arkadaşımın muayenesi var burada hasta bakmıyor. Ben 112 liranın 1/3’nü alıyorum, hasta hücumu altındayım, randevu veremiyorum; o parayla beş taş oynuyor. Ben de açmak istesem muayenehane açamıyorum şimdi. Adalet mi bu?

Alanında isim yapmış bir hocaya telefon ediyorum: Hocam emekli eğitimciyim, kuşkulu bir teşhisim var, size gelsem benden ne alırsınız? Normalde 500 ama senden 400 alırım!

Özel bir hastanede çalışan arkadaşıma soruyorum: Bana üniversitede bakar mısın? Artık özelde bakıyorum, muayene farkı az diye burayı seçtim. Tetkik, müdahale farklarını ödeyebilir miyim? Konuşuruz. İyi de konuşanların kredi çekenlerini duyuyoruz ya her gün.

Samsun’dan arıyor vatandaş: Özel hastaneye gittim, gözlük verdiler. Baktım dönüyorum. Yönetime başvurdum, dediler ki o kornea uzmanı değil, şu hocaya görün bir de. Tekrar muayene parası ver…

Tedavi gücüne güvendiğim bir değerli Hocamı arıyorum. Hocam çok kötüyüm, dostumsun üniversiteye gelsem bakar mısınız? Bakamam, artık muayenehanemde bakıyorum. Randevu al.

Mesleği severek yapmak mutluluktur. Örneğini görmedim mi? Gördüm. Cumartesi günü bile zorunlu olmadığı halde hastalarına vizit yapan arkadaşlar tanıyorum. Heyecan içindeler, ilerleyecek verdiğim örnekler gibi olacaklar inşallah, onlara da selam olsun!

Para sevgisi meslek sevgisinin önüne geçemesin. Gelin bu yarayı saralım. İnsan sağlığını pazardan çıkaralım. Fon kurulursa bağış yapar insanlar buraya, kampanyalarla…Fatura, harç ve vergilere yüklenen sağlık payını çok görmez bu asil millet!

Daha önce önerdiğim temayüz etmişliği tartışılmaz bilim insanlarının sadece danışman olduğu Tıp İnceleme Değerlendirme Kurulu(TIPİDEK) kurulsun. Kendini kariyeriyle hastaya benimsetme yarışında olsun hekimler de bu fondan paralarını alsınlar. Hastayla hekim arasına girmesin para! Kimse kendini ikinci sınıf hissetmesin aynı vatanda! Acilen sarılacak yara bu!

ABD tetkik ücretlerini bile ödemiyor diyorlar ya orada gelir adaleti var, bizde de var mı? Madem modern şehir hastaneleri devlet hizmeti olacak, özeli kamusu olmasın bütün hastaneleri yeni koordinasyonlu bir yönetim sistemiyle el ele verdirelim. Milletin duasıyla Allah’ın rızasını da alırız, bütün dünya gıpta eder bize! Sağlık Turizmini de geliştirir, söz ettiğim fonu da zenginleştiririz.

Niye kazancımızı engellediniz diyenlere de deriz ki sosyal devletiz biz, bizde ikinci sınıf vatandaş yok! Olmaya cihanda devlet bir nefes sıhhat gibi!