Ruh sağlığı ve beden sağlığı


Beden sağlığını ve ruh sağlığını birbirinden ayırmaya çalışmak doğru değil. Bedenimiz de ruhumuz dadoğal şartlar ister. Sanıldığının aksine ikisinin de talepleri benzerdir. Hayatın nihai amacı normalleşmedir. Ruh ve beden sağlığının korunması ancak normalleşme sayesinde mümkündür. Kısa süreli anormallikler tolere edilirken, uzun süreli anormal durumlar sorunlu davranışlar doğurur.
Hayat düz bir çizgiden ibaret değil. Düzensizlik yaşadığımız ve bu düzensizlikle baş etmemiz gereken ve bu sayede bizi daha güçlü yapan durumlar elbette ki olacaktır. Fakat vücudumuza onun ortalama ihtiyacı olan uyku, gıda ve hareketi verebilirsek kendimizi daha enerjik hissedeceğimiz bir gerçek. Dolayısıyla ruh sağlığımızı korumanın ilk şartı beden sağlığını korumaktır denebilir.
Örneğin; kaliteli uyku en iyi ilaçtır. Sağlıklı bir uyku sağlıklı bir bedenin ve ruhun işaretidir. Uykusuzluk, uykunun sık sık bölünmesi, uykuyu alamadan kalkmak, her gün farklı saatlerde uyumak, sık sık görülen ve insanı kötü etkileyen kabuslar… Uyku ile ilgili sorunlar saymakla bitmez. Bu sorunların aşırı şekilde yaşandığı durumlar bir sıkıntının ya sebebidir ya da sonucu. Uykusu insanı ele verir. Bana uykundan bahset sana kim olduğunu söyleyeyim. Başını yastığa koyduğunda hemen uyuyamıyorsan günün muhasebesini bitirememişsindir. Günü geride bırakamamışsındır. Zaman zaman uyku kalitesi üzerinde düşünmek ve ben nerede yanlış yapıyorum demek gerekir. Uykumuzu almamak pahasına çalıştığımız dersler veya yaptığımız mesailer gerçekten de verimli oluyor mu?
Sağlıklı beslenme de beden ve ruh sağlığının şartlarından. Ne yediğimiz, ne kadar yediğimiz ve hangi saatlerde yediğimiz, kiminle ve nerede yediğimiz çok belirleyici. Her sabah evinde, ailesi ile çay, peynir, zeytin ve yumurtadan oluşan bir menü ile kahvaltı yapan birinin ruh sağlığını düşünün. Ya da iş yerinde saat on bire doğru tek başına ve ayaküstü bir parça simit ya da börek yiyen birinin durumu... Yeme biçimimiz bizi ele veriyor. Kalabalık aileden oluşan yemek masaları en iyi ilaç.
Hareketli bir yaşam tarzının avantajlarını yeni yeni farkediyoruz. Hareketli yaşam derken hem daha çok spor yapmayı hem de daha çok seyahat etmeyi kastediyorum. Atalarımız uzun yıllar at sırtında yaylaktan kışlağa kışlaktan yaylağa göç ederek yaşadılar. Esnek ve mobil yaşıyorlardı. Biz ise çakıldık kaldık. Keşif gücümüzü kaybettik. Yurtdışı seyahatine harcayabileceğimiz parayı akıllı telefonlara ödüyoruz. Dünyanın dört bir tarafına giden sahabe ruhu çok eskilerde kaldı. İşlerimizi masa başında, bilgisayarlara gömülerek, mümkünse ayağa kalkmadan halletmeye çalışıyoruz. Halbuki hiçbir zafer bilgisayar ve telefon başında kazanılmamıştır. Zafer istiyorsak meydanlara inmemiz gerekir.
Mobil yaşam tarzı ruh sağlığının en büyük destekçisidir. Çocuklarımıza miras olarak ev ya da arsa değil seyahat bırakmayı hayal edelim.Onlar için para biriktirmek yerine onlarla anılar biriktirelim.