HÜZÜNLÜYÜM. Yarın seninle bu seneki Ramazanın son gününü geçireceğiz. Bu gece de son sahurumuz, son seherimiz. İyi kötü bir ayı birlikte tamamlamış olduk şükürler olsun.

HÜZÜNLÜYÜM.

Yarın seninle bu seneki Ramazanın son gününü geçireceğiz.

Bu gece de son sahurumuz, son seherimiz.

İyi kötü bir ayı birlikte tamamlamış olduk şükürler olsun.

Sen söyledin ben dinledim.

Ben söyledim sen dinledin, saygıyla karşıladın.

Zaman zaman kantarın topuzu kaçar gibi oldu ama yine renk vermedin, alınıp gücenmedin, yüzünü çevirmedin, arkanı dönmedin, kaprise tenezzül etmedin.

Kalkıp gitmedin.

Yanımda kaldın hep.

Bu sebeple müteşekkirim…

Zaten beraber olgunlaşmak için buluşmamış mıydık?

Bu niyetle cem olmamış mıydık?

İyi olma ve iyi kalma yolculuğu değil miydi seferimiz?

Müftehirim ki, sende böyle düşündün.

Sefere tahammül ettin.

Sabır gösterdin.

Öfkenin ve kızgınlığın kaba saba hallerine hiç girmedin.

Nezaketi önceledin, empati ile davrandın, kendinden önce başkalarını tercih etmek gibi bir erdemin sahibi olmayı önemsedin.

Kendini Ramazanın yani Kur'an-ı Kerimin îmar etmesine açtın.

Kişilik inşası çalışmasında geri durmadın.

Sorumluluk bilinci konusunda yüksek bir duyarlılık gösterdin.

Ben senden razıyım.

ANCAK bu sana gerektiğinde yine ciddi konular açmama engel değil.

Hatta senin bu vakarlı, kararlı, sabırlı, iradeli ve özgürlüğü kavramış duruşun bunu daha fazla icap ettiriyor.

Ne kadar hazmedersen yeni nimetler o kadar hızlı gelir çünkü.

Sistem bu.

Soruyu cevaplayanlar yeni sorulara geçmeyi hak ederler.

Cevaplayamayanlar yıllar yılı tekrar eden sorularla cebelleşip dururlar.

Sen sorulardan kaçmadın, cevapları geçiştirmedin.

Ramazana ve Kur'an'a öğrenci olmanın haysiyetini her dakika, her an taşıyıp gösterdin.

Allah razı olsun senden.

KUR'AN-I KERİM'İ birlikte okuduk bu sene.

Daha önce dikkatimizden kaçan nice konuları yakaladık.

Ayrıntıları kaçırmadık.

Vurguları tespit ettik.

Onlar üzerinde yoğunlaştık, daha ileri noktalara muhabbetle ilerledik.

Yeterli görmediğimiz yerler olduğunda araştırmamızı sürdürdük, uzmanlarına müracaat ettik. İlgili konu hakkında başka makalelere ulaştık, kitaplar karıştırdık. Hatta bunların da bize yetmediği durumlarda konu hakkında yapılan tezlere ulaşıp onları inceledik.

Âyetleri ayetlerle anlamaya çalıştık. O konudaki diğer ayetleri de bulup bir araya getirerek okuduk, mütalaa ettik, derinleşmeye çalıştık. Bu ayetleri Fahr-i Kainat Efendimizin nasıl anlayıp anlattığı ve ne şekilde uyguladığı hususuna odaklandık.

Kısacası verimli bir ay geçirdik.

UYARIM olacak giderayak.

Neml Sûresinin 20,21,22,23,24,25 ve 26 cı ayetlerini bir daha oku…

Bütün dikkatinle yap bunu.

Vasiyetimdir.

'Kuş kadar aklı yok' diyerek onu küçümseyenlerin aslında 'Kuş kadar aklı' ve imanı olmadığını gör.

O küçük gördükleri kuş tevhit ehli bir muvahhid olarak muhteşem bir tespiti, harika bir imanı varken onu küçük görenler şirk sarmalında debelenip duruyorlar.

Şirki iman gibi yaşıyorlar.

Allah'ı birinci sıradan indirip nice şeyleri oraya koyduklarının farkında bile değiller.

Kimi farkında olarak da yapıyor olabilir, bilmiyorum.

Sana son nasihatlerimden biri Hüdhüd kuşunun tevhidi nasıl haykırdığı ve şirki nasıl kötülediği ve yerdiğine odaklanman…

Sende nifak ehline uyup küçük göreceksen kendini küçük gör.

Hor göreceksen kendini hor gör. Aşağılayacaksan kendini aşağıla.

'Şu yaşa geldim, bunca yıldır yaşadım o kuş kadar tevhidi haykıramadım' diyerek hayıflan.

Dövün.

Ve o kuş kadar aklın ve imanın olmadığı için ağla.

Ben Ramazan olarak diyorum ki; Allah adı Hüdhüd olan o kuşun aklı ve muhakemesi kadar güçlü bir muhakeme, şirksiz imanı gibi berrak ve katışıksız bir imanı nasip etsin.

O kuş kadar imanın olsun!