İçinden geçtiğimiz sürecin hassasiyetini dikkate alarak bir önceki yazımın başlığı, “Aman dikkat!” olarak belirlemiştim.

İçinden geçtiğimiz sürecin hassasiyetini dikkate alarak bir önceki yazımın başlığı, “Aman dikkat!” olarak belirlemiştim.

Çünkü PKK terör örgütünün hain saldırıları sinirlerimizi iyice gerdiği için, provokasyona uygun bir zemin oluştu.

Böyle dönemler, provokatörlerin sinirleri gerilmiş kalabalıkların, kin ve nefret duygusunu sömürebilecekleri uygun ortamlar yaratıyor.

Zira öyle de oldu; yine provokatörler devreye girdi, provokasyonlar yaşandı.

Kayseri’deki hain eylemin ardından HDP’nin Kayseri il binasının yanı sıra, İstanbul’da Bağcılar, Üsküdar ve Ümraniye gibi birçok ilçesinde HDP binalarına saldırılar düzenlendi, kimi binalar yakıldı. Hatta bu saldırıları önlemeye çalışan bir polis memurumuz şehit düştü:

Ümraniye’de HDP İlçe bürosunu basmak isteyen öfkeli kalabalığı ikna etmek için binanın çatısına çıkan Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büroda görevli polis memuru Numan Şerif Datlı, kalabalığa seslenmeye çalışırken dengesini kaybederek düştü. Hastaneye kaldırılan Datlı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit düştü.

Bir kez daha hatırlatmakta fayda var: PKK terör örgütü bu hain eylemleriyle; kitlelere korku salmak, tedirgin etmek, insanları sokağa çıkamaz hale getirmek, toplumu Türk-Kürt diye ayırıp bölmeye çalışmak, yaşamın olağan halde sürmesinin önüne geçmek ve güvensizlik yaratarak yatırımları engellemek gibi birçok amaç güdüyor.

PKK’nın hain eylemlerinin ardından Kürlere, ya da Kürtlerin yasal partilerinin binalarına saldırmak, PKK’nın ekmeğine yağ sürmektir. Onun hedeflediği amacını kolaylaştırmaktır.

Daha önceki yazımda da belirttim; kin ve nefretimizin zirveye de çıksa, sinirlerimiz iyice gerilse de, soğukkanlılığımızı koruyup, sağduyuyu elden bırakmamamız gerekiyor.

PKK terörünü, Türk-Kürt diye parçalanarak değil, ancak kucaklaşarak bir olarak önleyebiliriz.

İşte bu yüzden zirveye çıkan kin ve nefretimizi Kürtlere ya da HDP binalarına saldırarak değil, bizzat o binalara saldıranlara karşı çıkarak, Kürt kardeşlerimizi daha sıkı kucaklayarak dindirmemiz gerekiyor.

Bu ülke; Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Sünnisi, Alevisi ile bizim. Biz ancak sımsıkı sarılıp kucaklaştığımızda birlikte Türkiye oluruz.

Biz ancak birlikte Türkiye olamadığımız zaman bölünür, parçalanır dağılır gideriz.

Zaten PKK terör örgütü ve onun arkasındaki güçlerin de tek amacı, birlik ve beraberliğimizi baltalamak; Türkiye’yi bölüp ve parçalamak.

Biz bu oyuna gelmediğimiz sürece Türkiye’yi hiçbir güç yıkamaz… Ne FETÖ’sü, ne PKK’sı, ne de DEAŞ’ı…

Gün; provokasyonlara gelmeden birlik ve beraberliğimizi daha da sıkılaştırma günüdür.