Pekin’den Washington’a

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendisini yeniden 21 Mayıs’ta Ak Parti’nin Genel Başkanlığına taşıyacak Büyük Kongre öncesinde çok önemli dış temaslarda bulunuyor.

Putin ile uzun aralıklar geçmeden yapılan görüşmelerle diri tutulan Türk Rus ilişkileri.

Kuşak ve Yol Forumu münasebetiyle gerçekleştirilen Çin ziyareti ile özellikle ekonomik alanda güçlendirilen Türk Çin ilişkileri.

Şimdi sırada Türk-Amerikan ilişkilerinde son zamanlarda ortaya çıkan soru işaretlerini kaldırmaya yönelik Washington gezisi…

Ardından NATO zirvesi…

Uluslararası ilişkilerde denge politikası çok önemli.

Erdoğan’ın yaptığı da tam bu, uluslararası denge siyaseti…

Evet, NATO üyesiyiz, ama bu NATO dışındaki güçlerle diplomatik temasımıza mani değil.

Hele ittifak şemsiyeniz NATO ve müttefikleriniz, sizi en zor zamanlarınızda yalnız bırakmışsa…

O bakımdan Erdoğan’ın bu dış temasları neticelerinden öte münhasıran yapılmış olmaları bile başlı başına bir diplomatik mesaj niteliğinde.

Kaldı ki bu ziyaretlerden başta ekonomik çerçevede olmak üzere önemli hasılalar da elde ediliyor.

Çin ziyareti sırasında Suçluların Karşılıklı İadesi Anlaşması, Uluslararası Karayolları Üzerinde Taşımacılık Anlaşması ve Çin Halk Cumhuriyeti ile Karşılıklı Kültür Merkezlerinin Kurulmasına İlişkin Anlaşmalar imzalandı. Çinliler, üçüncü nükleer santral ve Türkiye’nin doğusu ile batısını hızlı trenle bağlayacak Edirne-Kars demiryolu projelerine talipler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da belirttiği gibi 60’tan fazla ülkeye yayılmış 40 milyon kilometrekarelik bir alana hitap edecek olan Yeni İpekyolu projesi ile batı ve doğu birbirine daha yakınlaşacak.

Erdoğan, bu projenin yalnızca Asya, Avrupa ve Afrika’ya değil Amerika kıtasına da hitap edeceğini belirtti Çin’deki forumda yaptığı konuşmada.

Bu proje sadece uluslararası ticareti canlandırmayacak, farklı toplumlar arasındaki ilişkileri geliştirerek dünya barışına da katkı sağlayacak.

***

İşte böylesine önemli neticeleri olan Çin ziyaretinin ardından Pekin’den Washington’a geçecek Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Trump’ın Başkan seçilmesinin ardından ilk yüz yüze temas gerçekleştirilecek.

Aslında Anayasa değişikliği reformunun kabulünün ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da Başkan Trump’ın karşısına “Başkan” gibi çıkacak.

Türkiye ve ABD arasında ilk başkanlar zirvesi olarak da adlandırabilirsiniz bu görüşmeyi.

Görüşme, Erdoğan’ın ziyareti öncesinde Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarının da içinde olduğu öncü heyetin yaptığı temaslarla hazırlanan zemin üzerinde gerçekleştirilecek.

Yeni sıfatıyla daha güçlü bir konumda Trump’ın karşısına çıkacak olan Erdoğan, Rusya ve Çin ziyaretleri ile ABD’ye alternatifsiz olunmadığı mesajını vererek pozisyonunu daha güçlü hale getirdi.

Seçildiği günden bu yana ABD dış siyasetine kendi damgasını vuramayan, neo-conların dümen suyundaki demokratların çizdiği siyasetin dışına çıkamayan Trump için de önemli bir sınav olacak bu görüşme.

YPG’nin silahlandırılması kararına imza atarak ABD’nin Türkiye’yi adeta hiçe sayan siyasetine alet olan Trump’ın Erdoğan karşısında nasıl bir tutum takınacağı merakla bekleniyor.

Tabii sorun sadece terör örgütü PKK’ya dolaylı destek değil.

En önemli konuların başında bir de FETÖ meselesi var.

“Virgül değil, nokta koymaya gidiyorum” diyen Erdoğan, kararlılığını açıkça gösterdi.

Bir anlamda ABD bürokrasisinin hazırladığı Türkiye’yi oyalayan flu siyaset yerine Başkan’dan kesin, net ve kararlı bir tavır isteyecek Erdoğan.

Trump ya Başkan gibi davranacak, ya da kuklalığa devam edecek.

Trump’ın gerçek anlamda başkan olup olmadığını ortaya koyacak bir sınav, bu görüşme…