Peki Ya Ben Obez miyim?

Obezliklerle ilgili yazıyorum bir zamandır. Bu içerik muhtemelen kitap haline de gelecek. Konuyla ilgili ne yazmıştım görmek isterseniz, ilkinden itibaren önceki yazılarımı okuyabilirsiniz.

İyi de bu kadar yazıyorum ediyorum, ben obez değil miyim de bunları yazıp duruyorum? Ne haddime? Tabii ki ben de sizler gibi bir insan evladıyım ve eksiklerim var, yanlışlarım var. Obezliklerim de illa ki var.

Sonuçta ben de yokluklar dünyasında doğdum, alışkanlıklarımın pek çoğu yokluklar dünyasına göre gerçekleşti. Ama eğitimimle, okumalarımla, analizlerimle yakaladığım şeyler var. Yaptığım sadece bunları sizlere aktarmak.

Bahsettiğim obezliklerin pek çoğuna kendim de düştüm. Kurtulduklarım var, kurtulma yolunda olduklarım var, boğazıma kadar içine batmış durumda olduklarım var. Nasrettin Hoca demiş ya, bana eşekten düşmüş insan getirin diye. Ben oyum işte... Eşekten düşmüş bir başka kardeşiniz.

Hangi uzmanlıkla yazıyorsun bunları derseniz; içinde olan, yaşamış bir insan olarak yazıyorum. Başka hiçbir unvanın bir önemi yok. Hepimiz insan evladıyız. Diplomaları boşverin, unvanları boşverin. Hepimizin aklı var. Obezliklerle ilgili yazdıklarımı okuyun ve düşünün.

Hayatınıza dokunuyorsa, niye nasıl dokunuyor kafa yorun. Bir şeyleri değiştirmeniz gerekir mi, düşünün. Dokunmuyorsa, zaten bunlardan ari iseniz, bırakın gitsin. Yazdıklarım internet burgacındaki milyonlarca söze karışsın. Ama dokunuyorsa, ilgi obezi, bilgi obezi olmayın!

İlk öyküm yazarların kendi yazdıklarının başlarına gelmesi fikrinden esinlenmişti. Çekinirim aslında büyük büyük yazıp etmekten, öyle ya ya başınıza gelirse... Ama obezliklerin zaten içindeyiz hep beraber.

Öyleyse bu yazıyı bitirirken buyurun size minik bir hediye. Kurgunun Sonu adlı ödüllü öyküm:

https://mustafaacungil.wordpress.com/2010/12/08/kurgunun-sonu/