İslam âleminde büyük bir fitne var!

İslam âleminde büyük bir fitne var!

Fitne ateşini tutuşturan malum kişilerdir.
Bunların isimlerini söylemeye gerek yok, onlar bilinmektedir.
Ne kadar kendilerini gizleseler bile Müslümanlar onları biliyor.

ALLÂHÜ TEÂLÂ HAZRETLERİ FİTNECİLERİ BİLİYOR!


Ama yine de biz isim zikretmeden geçmeyelim. Bunlar Suriye’yi cehenneme çeviren Esad’dan söz ediyorum.
Fitnenin asıl kaynağı makam, mevki ve saltanattır.
Bu fitneciler, kendi maddi çıkarları doğrultusunda İslam âleminde iç karışıklar çıkarttılar.
Vatandaşlarının doğal haklarını çiğnediler.
Vatandaşlarının kendilerine karşı ayaklanmalarına sebep oldular.
Ve doğal haklarını talep eden vatandaşlarına “terörist” dediler.
Müslümanların evlerini ve yurtlarını başlarına yıktılar.
Toplarla, tüfeklerle, uçaklarla Müslümanlara saldırdılar.
Müslümanların her biri bir tarafa kaçtı.
Fil yavrusu gibi dağıldılar.
Kimi, sularda boğuldular.
Akdeniz kıyıları boğulan insanların cesetlerini kıyıya attı.
Deniz bile İslam dünyasını kana bulayan kral ve kraliçelerden daha merhametli davrandı. En azında öldürdüklerini yutmadı.
Kıyıya attı.
-“Alın cenazenizi gömün!” dedi.
Müslümanların çoğu bin bir zahmetlerle Avrupa ülkelerine kaçtılar.
Müslümanların namusları çiğnendi.
Malları ve mülklerine tecavüz edildi.
Milyonlarca Müslüman perişan!
Müslümanlar kan ağlıyor!
Müslüman ülkelerini bu hale getiren fitneciler, kendilerini masum, suçsuz görüyor. Ülkelerini terk eden Müslümanları suçluyorlar.
Pozitif hakları değil; sadece ve sadece doğal haklarını isteyen Müslümanları suçluyorlar. Doğal haklarını isteyen Müslümanlara terörist gözüyle bakıyorlar.
Müslümanlara görülen her türlü zulmü ve haksızlığı normal görüyorlar!
Vicdanları sızlamıyor!
İslam tarihinde Müslümanlarının en yüz kızartıcı suçu bu hafta Midilli adasında işlendi.


Sayın Papa ve diğer Hıristiyan âleminin dinî liderleri Midilli adasında bulunan Müslüman göçmenlerin topluca tutuldukları kampı gezdiler.
Sorunları dinlediler.


Müslüman erkek ve kadınlar, çocuk ve yaşlılar Sayın Papanın elini öpmek için sıraya girdiler.
Hatta kimi Papanın ayağına kapandı.


Papa centilmenlik örneğini gösterdi. Kendi ayağına kapanan kızı elleriyle kaldırdı.


Papa giderken 12 Müslümanı uçağına alıp memleketine götürdü!
Bu hadiseyi şahsen ağlayarak izledim.
Eminim Müslümanların dertlerini dert edinen bütün Müslümanlar ağlamışlardır.
Zulme uğrayan mağdur bir Müslümanın Papanın ayaklarına sarılması karşısında İslamı hassasiyeti olan bütün Müslümanlar, benim gibi yüzlerini kapattılar.
Utandılar!
Ağladılar.
Yine de;
Mağdur ve mazlum Müslümanların sorunlarıyla ilgilendiği için Sayın Papaya teşekkür ederim.
Müslüman din adamlarına iyi bir ders verdiler.
Sayın Ezher şeyhleri! İslam ülkelerinin müftüleri! Evkaf bakanları! Şu veya bu İslam liderliği ismini taşıyan kişiler bu inceliği gösteremediler.
Müslümanların dertleriyle dertlenmediler.
Müslümanların dertleriyle dertlenmeyen ve hatta zalim idarecilerin sürekli arkasında gezen sözüm ona din alimi, şeyh, mürşid veya kanaat önderlerine teessüflerimi arz ederim!
Lütfen bin beş yüz yıllık İslam tarihine bakın!
Bu güne kadar sahipsizlikten ve acziyetten dolayı ne zaman ve nerede bir tesettürlü bir Müslüman kadın, bir Papanın elini öptü?
Ne zaman ve nerede Müslümanlar, Papanın yaklarına kapandı?
Bu hadiseden dolayı İslam âleminde fitne çıkaranlar sevindiler mi acaba?
Ey Sayın fitneciler! Müslümanların Papanın ayağına kapılmasından dolayı gururlandınız mı?
Ey Sayın fitneciler! Müslümanların zilletini ve gayr-i Müslimlerin izzetini gördüğünüz zaman hangi duyguya kapıldınız?
Bu hadise tamamen sizin eseriniz!
İyi bilin ki aziz olan Allâhü Teâlâ Hazretleri, elbette bir gün bu hadisenin hesabını sizden soracaktır?
Birkaç gün daha o makam ve mevkide kalabilmek için Müslümanları bu kadar zillete düşürmeye değer mi?
Müslüman kanını akıtmaya değer mi?
İslam dünyasının en zengini olmakla övünen Suûdî Arabistan kralı bu hadiseyi nasıl karşıladı! Seyretti mi?
Esasen sormak lazım, bu kadar zengin olan krallara , kaç mazlum ve mağdur Müslümanı ülkesine mülteci olarak kabul etti?
Yine İslam dünyasının liderliğine soyunan İran lideri ülkesine kaç Suriyeli mülteciyi kabul etti?
Suriye’de taş üzerinde taş ve baş üzerinde baş bırakmayan zalim Esed’e yardım etmek için sürekli silah ve asker gönderen İran ülkesine kaç Suriyeli mülteciyi kabul etti?
Kaç kişiye yardım etti?
Ne zaman Suriyeli mültecilerin çadırlarını dolaştı. Sorunlarıyla ilgilendi?
Liderlik, adam öldürmek, şehirleri yıkmak ve yakmak değildir! Bu işi Cengiz han çok güzel yapıyordu. Bu işi Esed çok güzel yapıyor!
Asıl liderlik, Müslümanların sorunlarıyla ilgilenmektir! Müslümanların dertleriyle ilgilenmektir! Müslümanlara yardım etmektir. Müslümanların doğal haklarını yaşaya bilmelerinin önünü açmaktır.
Mazlumun yanında olmaktır!
Mazlumların gözyaşlarını silmektir!
Zalime karşı dik durmaktır!

Vesselam...