Boş lafları, ajitasyonu bırakalım. Şühedanın da, onları kara toprağın bağrına yüreği, ciğeri yanarak veren milletin de bunlara ihtiyacı yok!..Kur’ân-ı Kerîm bizim hayat düsturumuz ve ebedi rehberimiz, gerçek anayasamızdır...

Boş lafları, ajitasyonu bırakalım. Şühedanın da, onları kara toprağın bağrına yüreği, ciğeri yanarak veren milletin de bunlara ihtiyacı yok!..

Kur'an-ı Kerîm bizim hayat düsturumuz ve ebedi rehberimiz, gerçek anayasamızdır. Onu hayáta tatbik eden Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) de yaşayan Kur'an'dır. Sünnet 'bence bu ayet şu mánaya gelir, benim fikrimce...' demeyi men etmek içindir.

Allah (c.c), Resûlünü Kur'an'ı hakkıyla anlamamız için ilk ve en büyük müfessir, her ayetin hayata nasıl tatbik olunacağını göserecek bir hoca olarak bizzat eğitti, donattı. Kulu ve elçisi Cebrail'i (a.s) bu iş için Mustafa'ya (seçilmişe, s.a.v) gönderip Kelam-ı Kadîm'ini 23 senede hıfz ve ümmetine öğretmek üzere vazifelendirdi...

O beyinsizler kim oluyor ki, Allah'ın huzuruna çıkarılmış (mi'rac) zatı (s.a.v), bir kenara itip, onun (salat'u selam olsun ona) bu uzun sürede ancak öğrenebildiği Kur'an üzerine abuk sabuk ahkam kesiyorlar?

Malûmalileri İdlib'de 34 şehid verdik. Allah cümlesine gani gani rahmet eylesin. Onlar (eğer adam olabilirsek) bizim şefaatçilerimizdir. Kur'an'da şehidler için şu fevkalade ihtar vardır:

'Ve la tekûlû limen yuktelu fî sebîlillahi emvat. Bel ahyaun velakin la teş'urûn' Meali (Hasan Basri Çantay) şöyledir: 'Allah yolunda öldürülmüş olanlar için «ölüler» demeyin. Bil'akis onlar diridirler. Fakat siz iyice anlamazsınız...'

Yazılarımda okumuşsunuzdur. Hep 'agah (uyanık, şuurlu) olalım' derim. Âyet-i celîlede 'velakin la teş'urûn' buyuruluyor. Yàni 'siz uyanık bir şuurla idrak edemezsiniz ama bilin ki şehidler berhayattır' buyurulur.

Evet onlar hayattadırlar. Çanakkale'de dolaşan şühedayı gören gözler olmuştur. Hainler o bölgelerde dolaşmayı yasakladılar ki insanlar bu olağanüstü hadiseye şahitlik edemesinler!

Evet şehidler hayattadırlar. Çünkü Allah (c.c), kendi yolunda canlarını feda edenleri karşılıksız bırakmayı şanına uygun bulmaz. Onlara ikinci bir hayat daha verir, hatta rızıklanmaları da devam eder. Fakat biz idrak edemeyiz. Onlar berhayattır ve aramızda dolaşırlar.

Muttakilere zaman zaman görünürler ki, iman pekişsin. Bir de Allah yolunda gaza edenlere görünürler ki, cehdlerini daha kavi yapsınlar. Kıbrıs harekatında şühedanın yardımını görenler oldu. 'Vallahi ve billahi' diye anlattılar. Fakat imansızlar elbette bunlara da inanmadılar.

Şüheda oraya Allah'ın izniyle gelmiş, askere yol göstermiş ve (Allah'ın ikramıyla) onlarla beraber çok sevdikleri cihadı yeniden yaşamışlardı.

Şehidlik öyle bir mertebe, öyle bir rütbedir ki hayali cihan değer. Bu makamı arzu etmemek olur mu? O halde şehidlerimize gıbta ile bakalım ve şehadeti arzu edenlerden olalım. Onların ihtiyacı bizim Allah'ın davasında onlar gibi sebatla yürüdüğümüzü görmektir.

34 askerimiz İdlib'de Allah için, vatanları için Hakka yürüdü. Teklifim 'otuzdörtmilyon Fatiha' kampanyası: Gerçi buna onlardan çok bizim ihtiyacımız var. Bu kampanya hem bizi daha şuurlu yapar, hem de belki o sevdiklerimizi görüveririz, aniden şuurumuz açılıverir, belli mi olur?

Allah (c.c), bize neden 'siz uyanık bir şuurla bunu idrak edemezsiniz ama bilin ki şehidler berhayattır' diye buyursun? O beyinsizler gibi 'benim kanaatime göre' falan demiyorum, sakın böyle anlaşılmasın.

Bendeniz Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) buyrukları, İmam-ı Azam Ebu Hanife gibi, Kadir gecesini keşfetmiş, keramet sahibi büyük fakihlerin tembihleri, güzel sözleri istikametinde bu kanaate ulaştım.

En doğrusunu Allah bilir. Hem ne kaybederiz? Fatiha, Peygamberimizin (s.a.v) ifadesiyle 'Kur'an hülasasıdır.' Okundukça mánası tefekkür edildikçe ruhlara intibahtır, ágah olmaya vesiledir. İnanmayan denesin.

Kampanyamızı başlatıyorum. Herkes bir fatiha okusa zaten (82 milyon nüfus içinde 34 milyon Müslüman yetişkin kabul ederek) 34 milyon Fatiha eder. 'Ben okumuştum' demeyin. Elbette haberi alır almaz okudunuz.

Bu manevî bir kampanyadır. Herkes dilediği kadar (bir kişi en az on) olmak üzere okursa hedef rahatça aşılır. Ve sonra neler kazanacağımızı birlikte görür, inşá'allah Türkiye olarak Suriye'deki savaşımızı rahatça kazanırız. Haydi, ya Allah.