ÖTENAZİ...

Profesörlük titri olan bilim insanı David Goodall isimli bir hekim, (Allah’ın takdiri) bir asrı mütecaviz bir ömür sürmüş...

Ünlü hekim, hayat standartları kötüleştiği (hayyatan artık haz alamadığı) için öldürülmesini istemiş, akılsızlık etmiştir...

Akıl yaşta değil baştadır” demiş atalarımız...

Bu ilim sahibi (!) yaşlı kişi, hayatına kendi kararı ile son vermek (ötenazi) istemiş, ülkesinin kanunları müsait oluğu için, arzusu yerine getirilmiş ve bir iğne ile öldürülmüş...

“UTANÇ VERİCİ YAŞLANMA” yazılı bir kazakla basın açıklaması yapan 104 yaşındaki Avusturalyalı bilim insanı Goodall’in ötenazisi Cuma günü gerçekleştirildi... Son cümlesi, “Ne için bekliyoruz ki?” olmuş...

* * *

Goodall ölmek istiyor fakat Allah’a yalvarmak yerine, kendi talimatıyla ve istediği zamanda, ÖTENAZİ hakkını (!) kullanıp “öldürülmeyi” istiyor!

Batı âleminde ÖTENAZİ çok tartışıldı.. İlmî ve dinî açıdan ele alınarak da, parlamentolarında “kanunu çıkarılsın mı?” diye de tartışıldı...

Sonuçta Batı’da ötenaziye sıcak bakılmadı... Yalnızca Belçika, Hollanda ve Lüksemburg ötenaziyi legalleştirdi, serbest kıldı.. ABD’de ise, Washington, Oregon, Montana ve Vermond gibi birkaç eyalette serbest..

* * *

Pekâlâ biz bu işe nasıl bakmalıyız? Dinimizde kendini öldürmenin ya da taammüden, iradî bir talimatla öldürtmenin (ötenazi) cevazı var mı?

Malûmu i’lâm olacak ama et tekrar-ü ahsen, velev kâne yüzseksen hikmetiyle hatırlatalım ki, intihar yani canına kıymak, kendini öldürmek veya birine öldürtmek, dinimizde KESİNLİKLE HARAM...

Hattâ şunu da emekli bir subay olarak bendeniz ilâve edeyim... Bu o kadar kat’idir ki, Allah yolundaki bir cihadda dahi “öldürüleyim şehid olayım” diyerek tedbirsiz ve/veya komutanlarından habersiz fevri bir işe girişip ölen şehid mehid olmaz, intihar etmiş, cehennemlik olmuş olur...

Bu nedenle hiçbir akıllı Müslüman kumandan askerlerine “ben size ölmeyi emrediyorum” demez, diyemez...

Belki “askerlerim, şehadet ihtimalimiz yüksek... lâkin Allah yolundaki savaşımızda emrim, sonuna kadar bu siperi korumanızdır...” der.

(Veya bizim gibi havacı ise).. “düşman uçakları sayı, kabiliyet (performans) ve mühimmat itibarıyle bizden iyi, lâkin hava muharebelerini it dalaşına kadar sürdürüp icabında şehid olacaksınız...” yollu emirler verilebilir...

Neyse… demem o ki, ÖTENAZİ bizim için HARAM (yasak) sahadır..

* * *

Biz öyle “hastalıklarımız arttı, ağırlaştı, yürüyemiyoruz, yediklerimizden tad alamıyoruz, ağır işitiyoruz, romatizmamız azdı, ilaçla yaşıyoruz” gibi hattâ daha ağır mazeretlerle de olsa kendimizi öldüremeyiz, öldürtemeyiz!

Ya ne yapabiliriz? Rahmetli ninemin duâsını yapabiliriz: Allah’ım (hakkımda) iki rahmetinden birini ver” diyebiliriz.

Malûm-u âlîleri iki rahmetten biri sağlığına kavuşmak, diğeri Hakkın rahmetine (ölüme, ahiret yurduna) kavuşmaktır.

#HARBİDEN: Çok bunaldı isek, Allah yolunda bir hamiyet için takatimiz kalmadıysa, ölüm için Allah’a yakarabiliriz, bu caizdir... Lâkin kendimizi öldürmeye veya öldürtmeye kalkarsak cehennemlik oluruz.. 14.05.2018