Osmanlı’da ve Türkiye’de Ermeni sorunu - 6

Türkiye Azerbaycan’da Ermeni işgalinden sonra sınırı kapatarak Ermenistan’a ambargo uygulamaya başladı. İşgalin sonlandırılmaması ve Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan kayıtsız ve şartsız çekilmemesi halinde ilişkileri normale dönmeyeceğini ve sınır kapısını asla açmayacağını belirtmektedir. Sınır kapısını açmama şartı, aynı zamanda girift bir hal almış ve birbirine geçmiş olan bağlantılı diğer mesele olan soykırım iddialarını tanıma, tazminat ve toprak talepleri için de geçerlidir.

Bu sorunun da Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya çıkarları ve geleceği açısından milli menfaatlerimiz zedelenmeden çözülmesi hayatidir. Kafkasya’da istikrara ve işbirliği ortamının yaratılması, Kafkas halkları ile birlikte Türkiye Orta Aya ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla karşılıklı iyi niyet ve güven ortamında müzakereler yoluyla, diplomatik kanallardan çözümü olanaklıdır. Türkiye sorunun çözümü için tüm tarafların kazançlı çıkacağı bir öneri ortaya atmalıdır. İşgal altındaki Dağlık Karabağ ve bu bölgeyi çevreleyen Ağdam, Kelbajar, Laçin ve Jabrayil, Fuzuli gibi bölgeleri içine alan işgal topraklarından, doğuda Ağdam ve Batıda Laçin koridorunun güneyinde kalan kısım ile Ermenistan’ın Oafan ve Oacaran bölgelerinin güneyinde kalan kısmın Azerbaycan’a verilmesi, böylelikle Nahçıvan ve Azerbaycan arasında kara bağlantısının sağlanması, göçmenlerin bu bölgeler yerleştirilmesi yani bir nevi yeni toprak durumuna göre nüfus mübadelesi yapılması, işgal altındaki Ağdam ve Laçin hattının kuzeyinde kalan kısmın ise Ermenistan sınırlarına dahil edilmesi politikası işlenmeli ve bu çerçevede soruna çözüm bulunması yönünde diplomatik mesai yapılmalıdır. (Ek -1) Bu çözüm modeli tüm tarafların kazançlı çıkacağı bir model olacaktır. Günümüzde çözümsüz bekleyen ve yakın zamanda da çözüleceği beklenmeyen bu sorun, ancak yukarıda ifade edilen kazan kazan yöntemiyle çözülmesi mümkün olabilecektir.

Ermeni sorununun Türkiye, Diaspara, Ermenistan ve Azerbaycan bağlamında çözümü, bölgede güven ve istikrar ortamı oluşturarak kalkınmayı hızlandıracak, Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya ile siyasi, ekonomik ve ticari vb. ilişki ve işbirliğini geliştirecek, ilerleme, büyüme ve güçlenme sürecine hız katarak 2023, 2053, 2071 ve 2123 “Süper Güç Ülke Türkiye” hedeflerine erişmesi mücadelesine güç katacaktır.

KAYNAKÇA

  • Ermeni Araştırmaları Enstitüsü.
  • Diplomat Atlas.