Osmanlı’da ve Türkiye’de Ermeni sorunu - 4

Bağımsız kaynaklar ve Osmanlı arşivlerine göre savaş sırasında karşılıklı ölümlerin olduğu, bunun ise asla bir katliam olmadığı, savaş şartlarında bunun da normal olduğu gerçeği ortadadır. Buna her devletin kendisini korumak için önlem alma hakkının gayet tabii olduğu hususunu da eklemekte yarar görmekteyim.

Öte yandan, 1914-1915 yılarında Rus işgali ve Ermeni çetelerinin saldırıları sonucunda bilimsel kaynaklara göre 800 bin Türk’ün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden göç ettiği belirtilmektedir. Katliamlar cabası. Bunun yanı sıra Amerikalı Bilim adamı Justin Mc. Carthy 19. Yüzyıl başlarından itibaren 1922 yılına kadar geçen 5,5 milyon Müslüman’ın Kafkaslar, Balkanlardan ve Avrupa’dan göç ettirildiği, zulme uğratıldığı, 1. Dünya savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’da 2,5 milyon Müslüman Türk’ün öldürüldüğünü belirtmektedir. Tarihçi Kemal Karpat’a göre ise 1. Dünya savaşında Anadolu’da Ermeniler tarafından 300 bin Türk katledilmiştir.

Ermeniler ve Lobileri, ASALA Terör Örgütü fonksiyonunu 1980’sen sonra PKK Terör örgütüne devretmesiyle Türkiye’ye baskı oluşturmak için strateji değişikliğine giderek soykırım iddialarını uluslar arası kamuoyunun gündemine taşımak amacıyla yoğun faaliyet içine girdiler. Amaç sözde “Ermeni soykırım” iddiaları tüm dünyaya kabul ettirmek, Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak tanımaya zorlamak sonrasında ise özür, tazminat ve toprak talep etmektir. 2 milyonluk Ermenistan ile bölgesinde önemli bir üç 75 milyonluk Türkiye’yi karşılaştırdığımızda tazminat ve toprak taleplerinin gerçekleştirilebilirliğinin hiç de gerçekçi olmadığı, mümkün görünmediği gün gibi aşikardır. Amerika’da 1980’den sonra 24 Nisanları her yıl sözde soykırım yıl dönümü olarak kutlamak suretiyle Kongrede tanınmasını sağlamak için Ermeni lobisi var gücüyle mücadelesinin sürdürmekte, çıkarlar açısından Amerika bunu Parlamento kararıyla tanımasa da baskı unsuru olarak kullanmak için bir dış politika aracı haline getirmiştir. Ermeniler Avrupa ülkelerinde ve diğer çeşitli ülkelerde soykırım iddialarını, özellikle 2000 li yıllardan sonra, soykırım iddialarını Parlamento kararları ile kabul ettirdiler. Fransa olmak üzere bu iddialar Arjantin, Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İsveç, İsviçre, İtalya, Kanada, Lübnan, Rusya Federasyonu, Slovaka, Uruguay, Yunanistan ve Polonya ülkeleri tarafından tanınmıştır.

Bu sorunun, Türkiye’nin ilerlemesini ve “Muasır Medeniyetler Seviyesinin Üzerine” çıkmasını engellememesi için mutlaka ulusal çıkarlar doğrultusunda çözülmesi gerekmektedir. Türkiye’nin 2023 hedefi ile birlikte diğer uzun vadeli hedeflerine ulaşması, her alanda ilerlemesi diğer bütün sorunlarıyla birlikte en önemli sorunlarından biri olan bu sorunu da, Kafkasya ve Orta Asya çıkarları bağlamında, çözmesine ve Kafkasya’da istikrar ve işbirliği sürecinin başlatılmasına bağlıdır. Tabi ki bunlar Türkiye’nin etkin, belirleyici aktif dış politikası ile mümkün olacaktır.

KAYNAKÇA

  • Ermeni Araştırmaları Enstitüsü.
  • Diplomat Atlas.