Örgütün yapılanması ve organları 8

Fetullah Gülen’den sonra gelen ve anılanın hemen altında tüm yapılanmayı idare eden başka bir şahsın bulunmaması nedeniyle, FETÖ’nin “büyük abileri” başta olmak üzere, medya, eğitim, sağlık, finans, STK, işadamı, bölge temsilcileri vb. alanlarda sorumlu düzeyde olan şahıslar, bilgi vermek ve talimatlar almak amacıyla doğrudan ABD Pensilvanya ile irtibat kurmaktadırlar.

Fethullah Gülen inzivada bir hayat sürdüğünü, sürgünde olduğunu iddia etse de gerçekte hükümete ayar veren siyaset yapan, ihale takibi yapan, sponsor arayan, devlet adamı gibi diğer devlet temsilcileriyle görüşen, elçi gönderen, Türkiye'deki ekonomik gücü kontrol eden devlet adamlarına hediye gönderip, tebrik mesajları yayınlayan, ABD'deki siyaset ile ilgilenip vali, milletvekili, senatör ve başkanlık seçimlerinde cömert bağışlarda bulunan, dünya çapındaki okullarına atama ve tayinler yapan, Türkiye'deki bütün olaylar karşısında siyasi tavır belirleyen, çeşitli siyasi partilerle işbirliği yapan, yargı ve emniyet üzerinde yapılacak operasyonların ve bu operasyonların hedefini tayin eden, istihbarat toplayan, kişilerin cinsel görüntülerine meraklı, dikkat çekmeyi ve güç gösterisini seven, din adamlığı dışında dünyevi işlerle ilgilenip kendisine ulaşan raporları değerlendirerek, emir ve talimatla dönüştüren gerçek bir örgüt yöneticisidir.

7-) Örgüt Üyelerine Empoze Edilen Fetullah Gülen

a-) İnsanüstü bir varlıktır.

Bu insanüstü varlığın yarım bıraktığı yiyecek atığı veya suyu, içeceği bile olağanüstüdür.

Örgüt üyeleri onun içtiği çay veya suyun artığını içmek için sıraya girer ve ona kutsiyet atfederler.

Üstün meziyetlerle bezenmiş, yaratılmış, kimseye benzemez kişilik, (Hitler, Stalin vb.), liderlik kültüdür.

b-) O peygamberler, evliyalar ve diğer din büyükleriyle mana âleminde bulaşan ve görüşen onlarla İstişare eden bir kimsedir.

Ev ve yurtlardaki dini olduğu söylenen sohbetlerde işlenen önemli temalardan biri budur.

Bir kimse bu temaya iman etmediği müddetçe gerçek bir üye olamaz ya da onların ifadesiyle iman etmiş sayılmaz.

Tam bir teslimiyet için bu gerçek olarak kabul edilmelidir.

c-) Örgüt, üyelerine onu bir Mehdi, Mesih veya Muhterem olarak tanıtmaktadırlar.

Mehdi ve Mesih Ahir zamanda ortaya çıkacağına inanılan üstün vasıflı insanlardır.

Muhterem ise onu aziz göstermek ve hatırı sayılan saygı duyulan bir kimse olarak topluma sunmak için son yıllarda sıkça kullandıkları bir ifadedir.

Gerçekte o ne mehdi ne Mesih ve ne de muhteremdir.

Kendisini iyi gizleyen bir terör örgütlenmesinin kurucusu ve yöneticisi iyi bir eğitim alamamış sıradan bir vaizden ibaret hiç bir insanüstü özelliği ve niteliği bulunmayan et ve kemikten ölümlü sıradan bir insandır.

Örgüt üyelerinin inançlarının tersine ne kerameti ve nede olağanüstü bir kudreti vardır.

Bütün bildiği ve keramet gibi gösterdiği, örgütün ona gizlice dinleyip sağladığı bilgilerden ibarettir.

Dini çarpıtarak aktardığı bilgiler ise mantıksızdır ve günümüzün sorunlarını çözmekten uzaktır.

Örgütü dışında hiç bir anlam ifade etmemektedir.

8-) Tarih ve Yerleriyle Fetullah Gülen’in Bazı Söylem ve Davranışları

FETÖ lideri Fetullah Gülen’in, yapının ilk temellerinin atıldığı yıllardan itibaren katıldığı sohbetlerde dile getirdiği hususlar, Fetullah Gülen’in ve terör örgütünün amacının ortaya konması açısından oldukça aydınlatıcı olacaktır.

“Silahlı Kuvvetlerin ültimatomu ve hükümetin istifası hakkındaki görüşlerinin ne olduğuna dair bir soruya;

Demirel Hükümeti solcuların hareketlerini durduracak ehliyette değildi. İstifaya zorlanması iyi oldu. Ordumuz Müslüman bir ordudur. Orduya güvenimiz tamdır. Ordu veya yeni hükümetin solcuları sindireceğine, bizim ise bu durumdan faydalanarak önümüzdeki devrede daha rahat hareket edebileceğimize inanıyorum. Biz şimdilik olanları seyredeceğiz.” (13.03.1971 İzmir/Bornova)

“CHP’nin başa geçtiği iyi oldu, böylelikle vatandaş da CHP’yi tanıyacak, CHP’nin iktidarda bulunduğu sürece İslamiyet’e yapacağı tahribat büyüktür, bu durumu bakalım Erbakan ve Türkeş nasıl temizleyecekler.” (29.01.1978 - 01.02.1978, İzmir)

Bugüne kadar Müslümanlar, Osmanlı kafası ile hareket ederek çoğunluğun verdiği rahatlıkla davranarak adliye, milli eğitim ve ordu müesseselerini azınlık durumunda olan ve bu psikoloji içinde hareket eden Alevilere kaptırdılar.

Türkiye’nin içinde bulunduğu kargaşalık ve bunalımın asıl kaynağı da bundan doğmuştur.

Müslümanların anılan 3 kurumu ele geçirmesi için mücadele etmesi gerekir.

İlkokulu bitiren zeki çocuklar 1 yıl süre ile Akyazılı Yetiştirme Yurdunda eğitim ve öğretime tabi tutulmaktalar ve yılsonunda yapılan sınav sonucunda öğrencilerin kabiliyetlerine göre ayrılarak yarısı İHL (İmam Hatip Lisesi)’lere, yarısı da ortaokullara gönderilmektedir.

1977-1978 yılları arasında 400 öğrenci bu okullara yerleştirilmiştir.”

FETÖ’nin bugün itibarıyla kritik görevlerde bulunan bazı üst düzey mensupları Akyazılı Vakfı’nda yetişmiş şahıslardır. (07.09.1978, İzmir/Bozyaka Akyazılı Öğrenci Yetiştirme Yurdu)

“İran İslam Devrimi, bir İslami harekettir, bu konuda çeşitli yorumlar yapanlar var, bu hususta gayet temkinli ve tedbirli olmalıyız.

Biz bunu İslami bir hareket olarak kabul ediyoruz, şahsi düşüncem Humeyni samimidir.

Şiilerin Caferi kolundan olmakla birlikte arkasında son derece samimi ve dindar profesörler vardır. Devrim Konseyini bunlardan teşekkül ettirecektir. Pakistan’daki liderler gibi hata yapmayacaktır.” (02.02.1979)

“Abdi İpekçi’nin öldürülmesi yerinde bir harekettir, İpekçi, beynelmilel Siyonistlerden olup İslam ve

Türklük adına büyük cinayetler işlemiş bir kimsedir. Öldürenin elini öperim.” (Şubat 1979)

“Birkaç gün içerisinde ‘Huruç Harekâtı (atılım harekâtı)’ başlatılacaktır, bu harekât için hemen her ilde liderler tespit edildi.” (Nisan 1980, İzmir)