"Olmasaydın, olmazdık!" diyenleri olduran kim?

Kimisi "Allah yarattı" der, kimisi "maymundan geldiğini" düşünür, kimisi "tesadüfen olduk" der kimisi falana tapar, kimisi filana tapar...

Peki, bunların ışığında seni "Olmasaydın, olmazdık!" diye sorgulatan kim?

Sana bu bilinci veren kim?

"Olmazdık!" derken seni,"olduran" kim? Bu cümleyi isteyen istediğine bağlayabilir;

Sana bu aklı veren ve seni dünyada insan olarak gezdiren güç, kuvvet senin zihninde kim?

Bunları sorguladıktan sonra böyle bir cümleyi kurmaya cesaret et!

"Olmasaydın, olmazdık!" meselesinde;

Seni muhattap alıp, "Olmasaydın, olmazdık!" dedirten bir yaratıcın var! Hiç sordunuz mu, düşündünüz mü "Olmasaydın, bilmezdim!" sorusunu?

Sana "bilmeyi ve bildirmeyi" öğreten kim?

Şimdi bir adım ötesine geçelim:

Sana "bilinme isteğini" ilham eden kim?

Her insan bilinmek ister ve bilinmek için elinden geleni yapar!

Kimisi şöhret olur daha çok bilinir, kimisinin parası çok olur bilinmek için her türlü mekana gider! Kimisi giyimi kuşamıyla sokakta gezinerek bilinmek ister...

Herkesin ortak bir hastalığı var; "BİLİNMEK İSTEMEK!"

Madem ki bilinmek istiyorsun; o halde "Olmasaydın, olmazdık!" kelamını neden konuşuyorsun?

Sakın "olmasaydın, olmazdık!" kelamını kullanarak "ne kadar çok bilinebilirimin" derdinde olmayasın?

Bu cümleyi kullanarak "Yaşasın, biz de bu gurubun içindeyiz, biz de bilinmek istiyoruz, bütün derdimiz bu!" düşüncesinde olmayasın?

Şunu tekrar bir soralım kendimize: Beni "olduran" kim?

Şu an bizim bir İngilizden, bir Rumdan, bir Fransızdan çok farkımız var mı?

"Olmasaydın olmazdık!" diye atıfta bulunulan kişi, bizi bir Fransızdan, bir Rumdan, bir İtalyandan nasıl farklı bir konuma koydu da! O olmasaydı "Rum olurduk, Ermeni olurduk!" diyebiliyoruz?

Önceden erkekler şalvar giyerdi, fes takardı; o geldi insanlar lengeli fötr takmaya, frank giymeye başladı. Aynısını İngilizler de giyiyor, İtalyanlar da takıyor... Baktığımızda savaştığımız tüm ülkelerin kıyafetlerini alıp, kendimiz giymişiz. Bu durumda; o, olmasaymış da, biz yine "çağdaş"olacakmışız! O, olmuş yine "çağdaş"olmuşuz. O olduğu için "biz çağdaş olduk, medeniyetler seviyesine çıktık" o olmasaymış aynısını bize İngilizler yaptıracaktı, yine medeni olacaktık! Atatürk vardı, Atatürk yaptırdı!

Atatürk vardı da biz ne olduk? Atatürk olmasaydı ne olurduk?


Kılık kıyafet aynı, alfabe aynı, kanunlar aynı... Çağdaşlık konusunda her şeyimiz aynı...

"Olmasaydın, olmazdık!" diyenlerin çoğu karısını Amerika'da doğurtmak istiyor. Avrupa'da doğurtmak istiyor. Neden?

"Çocuğum Amerikan vatandaşlığını alsın! Avrupa vatandaşı olsun!

Neden? Vatanından mı utanıyorsun? Atandan mı utanıyorsun?

Atan Teksas'ta yatmıyor, burada yatıyor!

Değişik bir şey yapın gidin, karınızın doğumunu Yunanistan da yaptırın! Çocuğunuz Yunanistan vatandaşı olsun!

Olmaz!

Neden olmaz? Avrupa birliğinde değil mi Yunanistan? Çocuğun Avrupa Birliği vatandaşı olacak işte fena mı?

İngiliz olabilir, Fransız olabilir, İtalyan? Eh... Amerikan en başta! Ama Yunanistan olmaz!

Zamanında Yunanistan ile savaşmışız ama şimdi tabak kırıyoruz meyhanelerde...

Biz Yunanlılarla savaştık! Süper...


Hepsini denize döktük! Maşallah...

Şimdi Yunanistan adalarına tatile gidiyoruz, en ucuz orası... Helal olsun!

Ege kıyılarının tamamından 3 mili bizim, geriye kalanı Yunanlıların. Onu da biz verdik, Osmanlı verdi.

Hayır efendim, Osmanlı vermedi, İSMET İNÖNÜ verdi! Tarihe iyi bak! 12 küçük adayı ismet İnönü 1947'de peşgeş çekti Yunanistan'a! Kimi kandırıyorsunuz siz?

"Olmasaydın, olmazdıııkk!"


Öyle bir olurduk ki!

"Öyle bir olurduk"un açılımı sadece Çanakkale'de, sadece Güneydoğu'da, sadece Hatay Bölgesinde, Adana Bölgesinde!

Bir bak! Çanakkale'de İsmet İnönü var mıydı? Atatürk var mıydı?

Atatürk büyük bir kahramanlıkla Conkbayırı'nı savunmuştur. Atatürk Conkbayırı'nda kendisi yarbay rütbesinde bütün askerlerine şunu söylemiştir; "Ben sizlere taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!"

Conkbayır'da savaşan bütün askerler ölmüştür!

Peki, Atatürk'üm; sen askerlerine ölmeyi emrederken, askerlerin vatan için ölürken, sen niye vatanın uğruna ölmedin? Askerlerin savaşırken sen o sırada neredeydin? Neden askerlerini başı boş bıraktın? Neden bir komutan olarak başlarında durmadın? Nasıl olur da harbi bırakıp giden bir komutan! Yarbay rütbesinden, mareşal rütbesine çıkabiliyor? (Hiç bir zaman general olmuyor!) Yarbaydan mareşallığa nasıl atladın? Sana bu rütbeleri kim verdi? Hangi devletin, hangi yetkili kurumu verdi? Mutlaka devlet su işleri falan vermiştir, öyle bir kurum vermeli, yani genelkurmayın vermemesi lazım!

Genelkurmaydan ayrılırsan, "Ben Osmanlı devletini tanımıyorum, Ankara'da yeni bir meclis kuracağım, Sivas kongresi yapacağım." dersen! Kendi kendine de yıldızları takarsan, mareşalın bir üstü varsa, o da olursun!

"Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir! İleri...

Dıkıdık, dıkıdık, dıkıdık...

Sen neredesin? Ordular gitti, anladık! Sen neredesin? Sakarya'da 41 pare top atışı yapıldı! Tamam hepsini kabul ediyorum da sen bunlar olurken neredeydin?

Bunları yiyen varsa "Olmasaydın, olmazdık!"ın peşine düşsün!

Şimdi siz sadece Atatürk'ün adını kullanarak siyaset yapmaya çalışıyorsunuz!

Güneydoğu ve Akdeniz Bölgesi yani Fransızların sömürgesinde olan bölgeler, oranın o beğenmediğiniz sarıklı, çarşaflı insanları tarafından kurtarılırken; Atatürk'ün bunlardan haberi bile yoktu! Oralar kurtarıldıktan sonra Atatürk telgrafla öğrendi ve hemen bir tebrik telgrafı gönderdi, hemen ardından da oralara ünvanlar verdi! Urfa "Şanlı" olsun, Maraş "Kahraman" olsun, Antep "Gazi" olsun!

O insanlar orada kazma kürekle düşmanı kovalarken! Atatürk neredeydi? O insanların elinde silah bile yoktu! Neden?

Çünkü ambargo vardı! Silahlanamazlardı...

"Olmasaydın, olmazdık!" demeden önce; dön tarihine bir bak! Ve bunları sorgula !!!