Geçen mart ayında Fransa’da bir devlet lisesinde yaptığım gözlemler okullarda öğle yemeğinin önemini bir kez daha anlamamı sağladı. Üstüne bir de Nel Noddings’in Eğitim ve Mutluluk isimli kitabını okuyunca bu konuda bir yazı kaleme almalıyım diye düşündüm.

Geçen mart ayında Fransa'da bir devlet lisesinde yaptığım gözlemler okullarda öğle yemeğinin önemini bir kez daha anlamamı sağladı. Üstüne bir de Nel Noddings'in Eğitim ve Mutluluk isimli kitabını okuyunca bu konuda bir yazı kaleme almalıyım diye düşündüm. Kitaptan başlayalım:

Nel Noddings Amerikalı bir öğretmen ve feminist eğitim felsefecisi. O, bu kitabında eğitimin amacının aslında mutluluk olması gerektiğini söylüyor. Ona göre mutluluğu amaçlamak öğrenme ve gelişmeyi de aksatmaz çünkümutlu çocuklar daha iyi gelişir ve daha iyi öğrenirler.

Kitapta; sınıf ortamında ve okulda mutluluğu anlatırken ilk değindiği konu öğle yemekleri konusudur. Noddings'e göre öğle yemeği eğitimin bir parçasıdır. Çünkü öğrenciler öğle yemeği esnasında sosyalleşme imkanı da bulmaktadırlar.

Ona göre bütün okullar öğrencilerine bu imkanı sunmalı. Hatta okul, çocuklarının okulda öğle yemeği yemesini istemeyen veliler için de bir içecek programı sunmalı.Öğle arası bir masada hep birlikte oturup çay-kahveiçmek de çocukları mutlu edebilir… Peki ya bizim okullarımız:

Okullarımızda öğle yemekleri maalesef standart değildir. Bugün ortalama bir lise öğrencisinin dersi sabah saat 8 ile 9 arasında başlar ve öğleden sonra 3 gibi biter. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu kahvaltı yapmadan okula gelir. Öğle arasında sıcak yemek imkanı sunan okulların sayısı ise azdır.

Muhtemel senaryo: Kahvaltı yapmadan evden çıkarsın. Öğle arasında bir şeyler atıştırırsın. Eve ise saat5'ten önce aç olarak ulaşırsın. Aç olduğun ve akşam yemeğinin de saati henüz gelmediği için yine atıştırırsın. Akşam yemeği saati geldiğinde ise iştahın olmaz. Sonra geç vakit yiyip kilo alırsın.

Yemek;mutlulukkadar psikolojik sağlamlıkla da ilişkili. Okulda psikolojik sorunları olan öğrencilerimde yeme bozukluğu da gözlemliyorum. Bugün psikolojik rahatsızlıkların sebeplerinin beslenme, uyku ve hareket gibi fizyolojik ihtiyaçların yeterince karşılanmaması olduğu artık biliniyor.

Karnı aç olan bebek nasıl ki ağlayarak sorun çıkarıyor ise karnı aç olan genç de sorun çıkaracaktır. Sinirli, huysuz, dik kafalı, gergin, üzgün, yorgun, aceleci, bitkin, isteksiz, aşırı tartışmacı, kararsız, sabırsız ve hatta saygısız olacak ve derste odaklanma sorunu yaşayacaktır.

İyi bir öğle yemeği okul ortamında görülen fizyolojik ve psikolojik pek çok problemi çözebilir. Disiplin sorunlarından tutun da öğrencilerin akademik seviyesini arttırmaya kadar her meseleye katkıda bulunabilir. Tok öğrenci rahatlayacak, iyi iletişim kuracakve ders çalışmak için enerji sahibi olacaktır.

Gelelim Fransa ziyaretimize: Adile Mermerci Anadolu Lisesi olarak AB/Erasmus+ kapsamındaki Be Green isimli projemiz için konuk olduğumuz Jean-Pierre TIMBAUD Lisesi'nde3 gün boyunca gözlem yapma şansımız oldu. Çalışmalarımız boyunca öğle yemeklerimizi okul yemekhanesinde yedik.

Yemekhane bodrum katında değil, ferah ve kolay ulaşılabilir bir konumda idi. Yemeklerin çeşitliliği, tadı ve sunumu tatmin ediciydi. Her gün balık, tavuk veya et için birkaç seçenek olması, farklı tatlı ve meyve alternatifleri ve atıştırmalıklar öğrencilerin iştahına hitap etmekteydi.

Yemekhaneye öğrencilerin ilgisi yüksekti. Noddingsböyle bir ortam mı hayal ediyordu bilemiyorum. Onun hayaliyle uyumlu bir ortam olduğunu sanıyorum.Öğrencilerin ve öğretmenlerin bir yandan yemeklerin tadını çıkarırken bir yandan da sohbet ederek sosyalleştikleri bir ortam…

Sonuç olarak: Tatmin edici bir öğle yemeği bütün öğrencilerin hakkıdır. Bu konuda veliler dışında devlet, bakanlık ve okul idareleri gerekli önlemleri almalıdırlar.Gerekli iş bölümü acilen sağlanmalı ve okullarımızda öğle yemeği standardı oluşturulmalıdır.

Kahvaltı ve akşam yemeği konusu elbette velilerin sorumluluğunda olacaktır. Yatağa biraz erken gönderilen çocuk zamanında kalkıp kahvaltısını yapabilir. Akşam yemekleri daha erken hazırlanabilir. Öğle yemeği masrafları ise devlet ve veliler tarafından paylaşılmalıdır.