New Age akımı ve küresel düzen

Dünya yeni bir düzenle tanıştı artık, bu düzenin adı “New World Order” olarak belirlendi. Bu düzene göre Büyük bir Ortadoğu Projesi tertip edildi ve Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek için kollar sıvandı. Yeni Dünya Düzeni esasına göre tek dünya imparatorluğu ideolojisi belirlendi. Bu ideolojiye hizmet etmesi için de New Age yani “Yeni Çağ” akımı aktör olarak seçildi ve bu akım pek çok gizli ya da aleni yapılanmayı beraberinde getirdi.

Bu akımların içinde insan doğasını cezbedebilecek her şey vardı…

Para, güç, seks…

New Age bir tarikat ya da dini bir yapılanma değildi, bir kilisesi ya da özel bir ibadet yeri yoktu…

Onlara göre New Age’in siyaset ya da bilindik dinler ile hiçbir bağlantısı yoktu ve sadece kozmik bir inanıştan ibaretti. Onlara göre bilindik dinlerin çağı artık sona ermiş ve Yeni Dünya Düzeni (New World Order) kapsamında Yeniçağ (New Age) başlamıştı.

Kozmik inanış dedikleri söylemler Kabala öğretisi temelinde Budizm, Zerdüştlük ve daha pek çok Uzakdoğu felsefesinin öğretisiyle harmanlanmış, inananlarına yeni bir akımmış gibi anlatılan bir inanış biçimiydi.

Bu inanışı temel alarak pek çok cemiyet, tarikat ve topluluk bir anda filizleniverdi…

Ruhlarla ilişkiye geçme sevdalısı olan, metafizik, spritualizm, okültistik ilimlere meyilli olanlar, potansiyel kurbanlar haline geldiler ve adeta bu öğretilerin üstadı gibi çalışan New Age yapılanmalarının müritleri oldular.

Her şeyden önce bu din düşünce, beden, ruh, madde, toprak ve evrenin her yerde hazır ve nazır bulunan bir varlıktan oluştuğunu kabul ediyor. Gerçek bir sınır yok, ne ‘içerisi’ ne ‘dışarısı’ var. Her şey bir kaynaşma ve birleşmeden ibaret. New Age, düalizmle biçimlenmiş zihnimizin bilim ve sanat, mistisizm ve rasyonellik, teknoloji ve doğa, Doğuluların yin ve yang gibi ikili unsurlarını hem görmezden geliyor, hem gelmiyor. İkircikli bir durum söz konusu. Ama onlarla aynı amaca ulaşmaya çalışıyor: Kozmik –ya da enerjiye dayalı- bir bilincin yaratılması.

New Age akımı 1980’lerde ortaya çıktı ve dünya dışı ruhsal varlıkların yine dünyamızı kurtarmak adına yaptığı tebliğleri medyumlar aracılığı ile kanal bilgisi denilen sistemle aktararak bizleri kurtarmaya çalıştı. Bunun yanı sıra pek çok meditasyon grupları da ruhsal rehberler edinmek adına bu akımın elinden tuttular.

Ruhsal bir evrime inandıkları için önce Darwinizmi reddeden bu akım, diğer dinlere de pek ehemmiyet vermez. Ashtar Sharon isimli galaktik varlık sosyal medyada oldukça popülerdir ve dünyamızın da içinde bulunduğu galaktik federasyondan haberler verir sürekli olarak. Yine Baş melek Cebrail’den mesaj alanlar olduğu gibi, düşmüş melek tabirinden söz edenler de oldukça fazladır.

Bu gibi akımlar Yeni Dünya Düzenine, Yeniçağ yani New Age vasıtasıyla hizmet ederler. İşin en hazin tarafı da, bir gerçek olan dünya dışı uygarlıklar ve dünyamızı sık sık ziyarete gelen gerçek Ufoların bu akımlar vasıtasıyla suistimal edilmesidir. Günümüzde birçok kişi sırf bu gibi akımların saçma söylemleri sebebiyle, bu Ufoların varlığına kesinlikle inanmazlar. Oysa gerçek oldukları tüm din kitaplarında açıkça anlatılan Ufolar, New Age akımı sayesinde suistimal edilmiştir.

Hülasa, New Age akımları özellikle semavi dinleri ortadan kaldırmak için başlatılmış büyük bir operasyonun ortak adıdır. Bu operasyonun silahları ise New Age akımına tabi başka dinsel inanışlardır.

Saygılarımla