Yerel gazetelerde ve müstear isimle yazdığınız yazılar hariç repertuarınızda herhangi bir siyasetçi veya siyasi parti ismi bulunmaması pek de abartılacak bir başarı değildir.

Yerel gazetelerde ve müstear isimle yazdığınız yazılar hariç repertuarınızda herhangi bir siyasetçi veya siyasi parti ismi bulunmaması pek de abartılacak bir başarı değildir.

Hiçbir fayda veya beklentiniz olmadığı haldecemaziyelevvelinden ahirinekadar mütevazı kimliği ile israfı, masrafı, gösterişi sevmeyen, eğitim seviyesi yüksek, birikimli,donanımlı ve ülkesini gerçekten sevdiğine inandığınız bir siyasetçi ile alakalı kalem oynatmışlığınız birkaç kelam etmişliğiniz vardır.

Bu güne kadar gönül verdiğiniz, oy kullandığınız partilerin iktidar olamamış, barajı geçememiş, hatta seçime bile girememiş olması sizin bu konuda toplumun kahirekseriyetinin dışında bir bakış açınızın, önceliklerinizinfarklılığından kaynaklanıyor olabilir.

Sağlam nutuk atan, popülizmin daniskasını yapan, toplumu kutuplaştıran, menfaatlerin uyuşması halinde sarmaş dolaş, çakışması halinde karman çorman, atış serbest...

Bir hayli şerbetli olmayı gerektirir!

Toplumun inanç ve değerlerini sorgular hale geldiği bir ortamda milletin umudu olacak, toplumun bütününe kıymet veren, liyakati esas alan, üretimi ve eğitimi önceleyen, saygılı dürüst ve realitesi yüksek bir kadronun şansı varmıdır?

Milli ve manevi değerlerin siyasette ketçap mayonez olarak kullanıldığı 'at izinin it izine karıştığı' bir ortamda...

Evet vardır!

Tam zamanıdır!

Bu bir fırsattır...

Belki toplumun genel karizma algısını karşılamaz, ancak otantik oluşuna kimsenin şerh düşemeyeceği, özüyle sözüyle hakikati bilen bilir.

Bambaşka bir siyasi yelpazenin açılmasına,lider algısının değişmesine önayak olabilir.

Geleneksel ve evrensel değerleri içselleştirmiş, siyaseti toplum yararına yapan, konjonktür adamı değil, hakikatin adamı olabilmek, milletle dürüst ve samimi bir şekilde iletişim kurabilmek gerçek ve genel bir kriter olarak kullanıldığı sürece ülkenin atmosferi çok farklı olabilir.

Ülkedetayin ve terfi işlerinin mülakat ile değil, liyakat ile yapıldığı bir ambiyansta güllük gülistanlık zaruridir.

Uzun bir iktidar döneminde 'aklen ve kalben bir ayrışma' yaşayarak en güçlü olduğu dönemde makam ve mevkileri elinin tersiyle itip yeni ve temiz bir sayfa açmak her babayiğidin harcı olmasa gerek...

Kendisinin değil partisinin ilke ve değerlerini güvence altına alan, kurumsal yapısını sağlam temeller üzerine inşa eden, bu gibi adımları atabilen biri,ülkedeki klasik siyasi lider algısına ters olsa da...

Olması gereken bu!

Toplumun beklentisi;ekonomik gidişatın pek hayra alamet olmadığı bir zamanda, ekonomiden anlayan, orijinal, taklit olmayan, özgün ve otantik, liyakat ve kariyer sahibi, biat siyaseti değil, bilgi siyaseti uygulayacak işinin ehli kadrolar...

Hazirunahatip, mahkemeye katip, kabileye reis, aşirete ağa seçmiyoruz sonuçta.

Makul ve makbul lider her şey den önce, dürüst ve düzgün karakteri ile tanınmış, göreve ehil olduğuna dair başarılı bir geçmişi olan, örnek bir aile yaşamına sahip, milletin milli ve manevi değerlerine, dinamiklerine bağlı ve saygılı, kişisel hırstan uzak, koltuk düşkünü olmayan, zamanı gelince hizmet bayrağını devretmekten gocunmayan olmalıdır.

Toplumda karşılığı olmayan, partiden partiye zıplayan, tatlı su balığı siyasilerin bileCumhurbaşkanlığı adaylığı için isimleri sürekli ısıtılırken...

Geçmişi ve siyasi sicili lekesiz, tertemiz olan Ali Babacan isminin dondurucuda bekletiliyor olmasına bu ülkenin makul insanları mutlaka hayıflanıyorlardır...