Murdar ve Barbar Avrupa..

Türkiye 15 Temmuz'da tarihinin en uzun gecesini yaşadı. O uzun gecede ülkemiz FETÖ’nün hain darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. AK Parti ve Erdoğan’ı tasfiye etmek isteyen aparatlara karşı Cenab-ı Hak, 15 Temmuz gecesi milletimize öyle bir cesaret verdi ki, Cumhurbaşkanımızın daveti ile Vatanını ve Bayrağını seven herkes akın akın adeta sokaklara döküldü. İşte o gece bu aziz millet, milli irademize kast edip, egemenliğimizi karartmaya çalışan asker görünümlü hainlere ve arkalarındaki alçaklara ‘’Bayrağına, Vatanına ve Kutsal Değerlerine’’ kimseyi dokundurtmayacağını bütün dünyaya açıkca ilan etti.

2015 Yılında Paris'te ‘’Charlie Hebdo’’saldırılarını protesto etmek için kol kola girerek ‘’Cumhuriyet Yürüyüşü’’ yapan 50’ye yakın hükümet başkanından, Hain 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra maalesef hiç ses çıkmadı. Sanırım kontak kapattılar.. Geçmiş olsun bir tarafa, ülkemiz lehine tek laf dahi etmediler.. Evet sevgili dostlar müjdeli haberi, içerideki darbeci maşalarından bekleyen Avrupalı dostlarımızdan(!) o gecede hiçbir ses çıkmadı.! Bırakın o geceyi, ortadaki başarısızlıktan(!) dolayı dumur olanlar aylar sonra bile derin sessizliklerini sürdürdüler, sürdürüyorlar…

Lakin Avrupa Birliğinden beklediğimiz o ses, meydanlarda milletimizin darbecilere idam cezası verilmesi çağrıları üzerine, hiç gecikmeden derhal geldi. Buram buram şantaj kokan sesle o günahkar tekeler hep bir ağızdan diyordu ki ‘’Eğer idam cezası yeniden yürürlüğe konursa, Türkiye’nin AB üyeliğinin askıya alırız..!’’ Birliğiniz batsın ne diyeyim ki şimdi ben size..!

Velhasıl onların namı hesabına böğüren, İslam düşmanı Hollandalı ırkçı ve aynı zamanda çapsız lider Geert Wilders, Hollanda Parlamentosundaki konuşmasında şöyle demişti. ‘’Siz Avrupalı değilsiniz hiçbir zaman da olamayacaksınız. İslam devleti olan Türkiye Avrupa’nın asla bir parçası olamaz! İslam’ı da, İslamcı Erdoğan’ı da istemiyoruz. İşte ben bunun için 15 Temmuz'da Türkiye'de yaşanan darbe girişiminin başarısız olmasına çok üzüldüm’’. Şaşırdık mı asla..!

Evet, kıymetli dostlar Gezi olaylarından, 17 Aralık operasyonundan ve 15 Temmuz’dan eli boş dönen batı dünyasının, güçlenen Türkiye'ye karşı hırçınlaşmaktan başka bir seçeneğinin kalmadığı bugün itibarı ile çok daha iyi anlıyoruz. Son dönemdeki yaşadıklarımızı sığ düşünerek sadece oradaki seçimlere bağlamak tabir yerindeyse gerçekleri ıskalamak olur.

Demem o ki bu çok yüzlülerin ilişkilerimizi türbülansa sokacak kadar hırçınlaşmalarının sebebi artık anlaşılmıştır.Avrupa da referandumda açıkça ‘’Hayır’’ Kampanyası yürüten ülkelerinin asıl karın ağrısı ‘’Erdoğan üzerinden yürütülen Türk ve İslam düşmanlığı’’dır. Velhasıl yıllardır yarım ağız söylediğiniz ‘’Hıristiyan olmadan,Türkler Avrupa Birliğine giremez.!" ilkeniz bugün itibarı ile adeta iyot gibi açığa çıkmıştır.

Hey hat..! ‘’Acınızı da, korkunuzu da, hazımsızlığınızda şimdi çok daha iyi anlıyoruz. Lakin kabul edin ki kaybettiniz… Asla böyle kirli oyunlarla 15 Temmuz’un intikamını alamayacaksınız.Tanklarla toplarla dize getiremediğiniz destan yazan bu aziz milleti, kendi ülkenizde misafir olan kadın bir bakanımızı arabanın içerisine zorbalıkla hapsedip, karşısına atlarla itlerle çıkarak mı korkutacaksınız..? Bakın şu çukur oyunlarını bir bırakın hele.. Karanlıkta kavga olmaz..! Ayrıca siz ülkenizde misafir olan kadın bir bakana vur emri verecek kadar da hem korkak hem de alçaksınız.. Sözüm ona savunduğunuzu iddia ettiğiniz; Medeniyet, demokrasi, ifade özgürlüğü, kadına ve insana saygı gibi değerler bunlarımı yapmanızı gerektiriyor?’’

Peki ya alel acele Avrupa Birliği Adalet Divanınızın, Avrupa kıtasındaki tüm Müslüman kadın çalışanlara başörtüsü yasağı getirmesine ne demeli? Yok arkadaş yok..! Bunlardan asla bir cacık olmaz! Bu vize yalanı ile bizi oyalayan düzenbazlarına ve dahi düşünce namussuzlarına karşı misilleme olarak ‘’Göç anlaşması’’ derhal iptal edilmelidir.

İç savaş çıkarmak adına FETÖ, PKK, DEAŞ eli ile başaramadığınız kirli işlere, belli ki tetikçiniz Hollanda yı öne sürerek kendiniz sünmeye başladınız.. Görünen o ki camilerimizi kapatan Irkçı ve faşist Almanya’nın gazına gelen işbirlikçisi Hollanda, tam bir Neo-Nazi devleti refleksi göstermektedir… Yıllardır Güney Afrika’yı köleleştirip kanını emerek sömürdüğü paralarla lanet olası homoseksüel bir hayat süren Hollanda, PKK’lı dostları sayesinde de uyuşturucunun da tam bir merkezi konumuna gelmiştir. Anlaşılan o ki ‘’Eşcinsel ve sömürgeci Hollanda ile Avusturya’nın tasması, Haçlı artığı iki kadının İngiliz Theresa ve Alman Merkel’in elindedir.’’ Cibilliyetsiz Hollanda tasmasını tutanların canlı bombası olarak, Avrupa’nın orta yerinde kendini patlatıp bize hasım olmuştur.

Şükredin ki ‘’Bu Millet o gece size sabahlara kadar telefondan sadece Mehter Marşını dinletti.. Ya Sivas kangallarını alıp yollara düşse idi acaba ne yapacaktınız çok merak ediyorum…’’

Demem o ki kıymetli dostlar; ‘’16 Nisan Haçlı cephesine karşı durmak artık bizler için tamamen Milli bir mesele haline dönüşmüştür. Referanduma kadar hepimiz teyakkuzda ve uyanık olmalıyız. İçimizdeki tarafı belirsiz ezik Hollandalılara ve şer cephesine inat az uyuyup çok çalışmalıyız. Bağımsız Türkiye’yi hazmedemeyenlere karşı gerekirse şu son bir ayda ‘’Demokrasi Nöbetlerini’’ yeniden başlatmalıyız. Kuyruğu tutuşunca beş dakika içerisinde OHAL ilan edip, ülkemizdeki OHAL’e tahammülü olmayan bu haydutlara gereken dersi vermeliyiz. Erdoğan diktatörlüğüne Hayır diye Türkçe manşet atanlara karşı OHAL ‘de sandıklarda şöyle okkalı bir Osmanlı Evet’i atmanın zamanı gelmiştir.’’

Anlaşılan o dur ki; ‘’Sırplar tarafından Srebrenitsa’da 8000 Müslüman Boşnak kardeşimizin katledilmesine göz yuman, Türk bakanı sınır dışı edip gurbetçilerimize at ve köpeklerle saldıran Hollanda artık cami duvarına işemiştir. Zaten hiçbir zaman bize dost olmayan ve böyle gergin bir zamanda sabrımızı zorlayan Almanya, Köln’e sözde Ermeni Soykırımı Anıtı dikmek istemektedir. Barbar ve zalim Avrupa’nın maskesi düşmüş ve Maskeli balo bitmiştir.’’

Yaşadıklarımız açıkça ‘’Haç ile Hilal'in Savaşı’’ dır.

Lakin göreceksiniz Allah’ın izni ile insanlığın kılık değiştirdiği bu çok yüzlü Avrupa Birliğinin kumdan kaleleri yıkılıp dağılacak ve tez vakitte bir birlerini boğazlayacaklardır..

Dışarıda bunlar olur iken içeride ummanı kıyıdan seyreden hainlerde yakında harekete geçeceklerdir. İşte onun için 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması çok önemlidir. ‘’Hayallerimizi çiğnemek isteyen Türkiye düşmanlarına verilecek en güzel cevap EVET ile olacaktır.’’ Erdoğan’a ve Vatanına kara sevdalı milletimiz, 16 Nisan'da kozasını yırtarak prangalarından kurtulup vesayetçilerin alayı ile hesaplaşacak ve bu murdar insanların şerrinden ülkesini tamamen kurtaracaktır.

Ey üzerimize fütursuzca çullanan engerekler.! ‘’Evet, doğru Anadolu yorgunluğun adıdır. Lakin sanmayın ki ölüme koşacak mecalimiz kalmamıştır.! Az kaldı inşaAllah Sefer bizim, Zafer Allahın olacaktır.!’’