MİT’te geçtiğimiz yıllarda çok önemli esrarengiz ölümler meydana gelmişti. Kurum yeniden yapılanma içine girerken bazı sır ölümler de ardı arkasına gelmişti. Bu sır dolu ölümler ile alakalı dosyayı tekrardan açmayı ve sizlerle paylaşmayı uygun gördüm. Özellikle bu noktada baktığımız zaman ölen kişilerin uzmanlık alanları ve araştırdığı konular çok manidar. Bunlardan özellikle birkaç tanesi önem arz etmektedir. Bölücülük Faaliyetleri, İrticai Faaliyetler, İran’ın Türkiye’deki yapılanması ve Yalova’daki Çeçen kampı… Bunlar hakkında araştırma yapan ve uzmanlık alanına sahip görevli kişilerin gizemli bir şekilde ölmesi hiç yabana atılacak bir durum değildir. Bunlardan iki kişiyi tekrardan hatırlamak ve bugün yaşananlar ile bağlantı kurmak yerinde olacaktır.

Özellikle baktığımız zaman, MİT’teki şüpheli intihar ve ölüm vakalarında şayet varsa bir neden/sebep yeni bir dönemle MİT’teki köklü değişim süreci olabilir! İç çekişmeler! Aynı zamanda aldığımız bilgilere göre şu anda iç savaş yaşandığından dolayı kaynaklanabilir! MİT’teki tepeden/tırnağa değişim/dönüşüm süreci bu tür olayları doğurabilir! Yada ölen kişilerin özellikle yukarıda da saydığımız konularda uzman olması ve araştırma yapması bu ölümlere sebep olabilir. Bu çok önemli!

Milli İstihbarat Teşkilatı’nda yaşanan bu sır ölümlerin en önemlilerinden Odatv davası kapsamında tutuklu yargılanırken Silivri cezaevinde ölen MİT'çi Kâşif Kozinoğlu kadar gündem olmadı. Yazar Dr. Recep Albayrak bunlardan biriydi. Şubat 2013'te memleketi Kütahya'nın Simav ilçesinde hayatını kaybeden Albayrak'ın cesedi aile mezarlığında bulundu. Olay günü Ankara'daki evinden “konferansa gidiyorum” diye çıkmıştı. Arabası yoktu. İsmine kesilmiş bir bilet bulunamadı. Bu gizemli ölüm kayıtlara intihar olarak geçti. İddialara göre geride bir de belge dolu çanta bırakmıştı. Yayınlanmış çeşitli kitapları bulunuyor. Özellikle Türklerin İran’ı adlı kitabı çok önemli… Herkes onu yazar olarak tanıyordu. Oysa o bir dönem MİT'in İran masasına başkanlık yapacak kadar kıdemli bir istihbaratçıydı. İran, Afganistan, Özbekistan gibi kritik yerlerde görev yapan ve Türkiye’de Ortadoğu’yu en iyi bilen isimlerden biri olarak gösterilen Dr. Recep Albayrak, son olarak MİT İskenderun bölge başkanlığı yapmış ve oradan emekli olmuştu. Ölümü de hayatı gibi gizemini koruyor. Özellikle Albayrak’ın eşi Hülya Albayrak, “Son bir aydır sürekli konferanslara gidiyordu. Dün akşam (önceki gün) da ‘konferansa gidiyorum’ diye evden çıktı. Kütahya’da saat 21.00’den sonra otobüs bulunmuyor. Arabası da yok. Simav’a gitmesi mümkün değil. Kesinlikle intihar etmiş olamaz.” Diyerek ölümünün intihar olmadığını dile getirmişti. Adının açıklanmasını istemeyen bir başka akraba ise, “Ne ruhen ne de fikri olarak intihar edebilecek biri değildi… Bilgiler ve söylemler gayet açık ve net!

Recep Albayrak özellikle son dönemde ölmeden önce İran ile ilgili bazı belgeler ve söylemler çıkaracağı için öldürüldüğü söylenmekteydi. İleri derece de Farsça bilen ve İran uzmanı olan Albayrak, Türkiye’de son dönemlerde artan İran zafiyeti hakkında araştırmalarda yapmaktaydı. Özellikle Türkiye’de hangi önemli isimlerin İran tarafına ajanlık yaptığı ve angaje olduğunu biliyordu. Geride bıraktığı gizemli çantası sır dolu bir şekilde içindeki belgeler ile yok oldu! Recep Albayrak özellikle İran’ı ve İran İstihbaratını çok iyi bilen bir kişi olduğu için, son zamanlarda da Türkiye’de İran İstihbaratına bağlı casusların hangi kurumlara sızdığı ve sızmanın ayrıntılarını da bildiği için öldürüldüğü tezi bir adım öne çıkıyor. İlerisi için tehlike olarak görülen Recep Albayrak her zaman ki alışagelmiş bir yöntem ‘’İntihar’’ etti gerekçesi ile susturulmuştur. Zaten olayın üstü de apar topar kapatılmıştır. Özellikle Recep Albayrak’ın öldürülme konusunda şu husus çok önemli yer tutuyor: İran’ın ‘’Muta Nikâhı’’ (Bir nevi İstihbarat’ta çokça kullanılan Bal Tuzağı) yolu ile Devlet’in üst kademelerinde ki bazı önemli kişileri tuzağa düşürdüğü ve buna alıştırdığı bilinmektedir. Bu önemli kişilerin listesinin kendisinde bulunması birçok kişinin işine gelmedi ve netice de Recep Albayrak’ın sonunu hazırladı. Bu tarz iyi yetişmiş, donanımlı ve bilgili İstihbaratçılarımıza sahip çıkamamamız çok üzücü bir durumdur. Aynı şekilde Orta Asya’da çok önemli çalışmalar yapan efsane denilebilecek düzeyde olan İstihbaratçımız Kaşif Kozinoğlu’da kalp krizi geçirdi denilerek öldüğü açıklanmıştı. Oysa kendisine son derece iyi bakan sporunu dahi aksatmayan Özel Kuvvetler kökenli Kaşif Kozinoğlu’nun böyle bir sebepten öldüğünü iddia etmek son derece gülünç olur. Benim şahsi kanaatim Kaşif Kozinoğlu’nun MİT’teki iç çekişmelere kurban gittiği yönünde… Kaşif Kozinoğlu’nun ölmeden önce birtakım sırlar ile gittiği söylenmektedir. Özellikle bu iddialar çok önemlidir:‘’Kaşif Kozinoğlu’nu MİT’te kendine rakip olarak gören İstihbaratçı kim?’’ Kozinoğlu ölmeden önce en son kiminle görüştü? Hangi önemli bilgiyi açıkladı ki bu bilgi onun sonunu hazırladı? Bunlar çok önemli sorulardır. Özellikle rakip olarak gören İstihbaratçı çok önemli… Yazılacak çok husus var ancak yazımı şimdilik burada bitiriyorum. Ayrıca Önümüzdeki günlerde ortadan kaybolan sır küpü olan bir İstihbaratçı Yavuz Yıldız Gökalp ile alakalı bir yazı kaleme alacağım…
Ve son söz: ''Duygularınla aklına eşit mesafede durmazsan, fırsatını bulduklarında senden çok kötü intikam alırlar.''