Milli Eğitim Bakanlığının FETÖ’cüleri

15 Temmuz hain işkâl girişiminin sonrasında devletin damarlarına sızmış olan şer odağını temizleme süreci devam ediyor.

Bazılarına göre kurumların içerisinde ciddi FETÖ mensubu olduğu söylenmekte.

Devlet istihbarat birimleri ile birlikte ciddi bir temizlik yaparken, aynı zamanda devlet kademeleri içerisine özenle yerleştirilmiş kayıtsız, bağlantısız kriptoların hain tuzakları ile de mücadele etmek zorunda.

15 Temmuz'un sabahında vatansever olarak meydanlara akın eden kripto FETÖ’cüler, bir sonraki talimat için emir almış olmalılar sinme-gizlenme sürecini başlattılar.

'Sakın ifşa olmayın ve bulunduğunuz konumu koruyun'

Bu emir zamanla sayısız tuzakları da beraberinde getirecektir. Kim ne derse desin fetönün dershanelerinde öğretmenlik yapan bir birey onların yayın organlarına kayıt olmuşsa, onların bankaları üzerinden ücretlerini almışsa bunlar elek altı zayiatlardır. Bunlar Fetö’nün gözden çıkardıklarıdır.


Fetö olası bütün durumlar karşısında bağlantısız, her hangi bir yayın organıyla bir bağı olmayan, bir kuruluşu ile temas etmediği mensuplarını hala gizlemekte. Bunu özellikle Büyük elçi suikastinde gördük, yaşadık.

Bunun yanında durumu en iyi şekilde açıklayacağımız alan sanırım milli eğitim. Diyanet-Sen darbe girişimi öncesinde din görevlilerinin donanımı ilgilendiren bir taleple öncelikle YÖK’ün, sonrasında Diyanet’in ve sonrasında ise Milli Eğitimin kapısını çalmış.

YÖK ve DİYANET sendikanın istemiş olduğu bu talebi hızlı bir şekilde değerlendirip, destek verirken söz konusu çalışma ansızın Milli Eğitim Bakanlığında tozlu raflara kaldırılmış, arşivlenmiş.

Bu talep neydi? Neden göz ardı edildi? Bu ifadeleri Sendika Başkanı Mehmet Bayraktutar’ın bir dergiye verdiği röportajından alıntılıyorum;

‘Diyanet alanında özellikle daha donanımlı din görevlisi hayalimiz var. Bizler kendini yetiştiren bireylerin ancak fayda sağlayacaklarına inandığımız için Diyanet alanında Sınavsız Geçiş adı altında iki yıllık üniversite okuyan din görevlilerinin, dört yıllık eğitimden de yararlanmasını sağlamak adına çalışmalar yaptık.


Yaptığımız çalışmaların objektif bakış açısı ile yorumlanmasını sizden istesem; sizlerde donanımlı bir din görevlisi için iyi bir düşünce dersiniz. Fakat bu proje bütün aşamaları geçerken aylarca Milli Eğitim Bakanlığında kaldı. Bu tıkanıklığın sebebini incelediğimizde dosyanın Milli Eğitim Bakanlığının tozlu arşivlerine kaldırıldığını öğrendik.

Şimdi size soruyorum. Donanımlı din görevlisi bu ülkede en çok kimi rahatsız ederdi. Her şeyi bilen irdeleyen din görevlisi en çok kimi rahatsız ederdi. Tabi ki Fetö’yü.

Diyanet-Sen Genel Başkanı Sınavsız geçiş hususunda en büyük engellemenin fetö tarafından yapıldığını dile getiriyorsa, Fetö yıllarca kendine has bir din algısı ile bu ülkeye ayar vermeye çalışmışsa, din geçmiş yıllarda FETÖ örgütünün tuzakları ile donatılmışsa Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar’ın söyledikleri ciddi iddialar olarak karşımıza çıkıyor demektir.