Türkiye Selçuklu Devletinde sipehsalar (komutan) görevini ifa eden Feridun b. Ahmed’in görevinden gençliğinden itibaren Konya’daki Mevlana Dergâhına bağlı olması...

Türkiye Selçuklu Devletinde sipehsalar (komutan) görevini ifa eden Feridun b. Ahmed'in görevinden gençliğinden itibaren Konya'daki Mevlana Dergahına bağlı olması onun devlet hizmetinden ayrıldıktan sonra kendini Mevleviliğe vakfetmesi Risale-i Sipehsalar be-Menakıb-ı Hüdavendigar adlı eserinin önemini arttırmaktadır. Türkiye Selçuklu Devletinin duraklama ve yıkılış döneminde devlet hizmetinde üst düzey bir asker olması ve bu dönemde Türkiye Selçuklu Devletinin Mevlevilerin etkisi altında bulunması Sipehsalar 'ın verdiği bilgilerin değerini arttırmaktadır. Konumuz Mevlana olunca girişte Mevlevi uslunce olsun bir menkıbe ile Mevlevilik ve Mevlana'yı anlatmaya başlamak bir bereket sebebi olsun. Mevlana ve Mevlevilik hakkında kaynağımız sipahsalar risalesi olacaktır. Bu nedenden ötürü sipehsalar risalesi yazarı Feridun b. Ahmed 'den bahsetmemek yerinde bir davranış olmaz.

Sipehsalar Mecdeddîn Ferîdûn b. Ahmed (712?/1312?) 616/1219'da dünyaya gelen Mecdeddîn Ferîdun b. Ahmed, Türkiye Selçuklu Devleti askerî teşkilatında Sipehsalar kumandan/ başkomutan olarak görev yaptığından dolayı bu unvanla tanınmaktadır. Küçük yaşlardan itibaren Bahaeddin Veled'in meclislerine devam etti ve kendi ifadesine göre 40 yıl kadar Mevlana Celaleddîn-i Rûmî'ye hizmet etti. Türkiye Selçuklu Devleti askerî teşkilatındaki komutanlık görevinden ayrıldıktan sonra eşi tarafından akrabası Hüsameddin Çelebi'nin şeyliği döneminde (1273-1284) Mevlana Dergahının malî işleriyle meşgul oldu. Hüsameddin Çelebi'den sonra posta oturan Sultan Veled'e intisap ettiğinde 85 yaşında olan Sipehsalar 'ın vefat tarihi hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır. Vasiyeti üzerine Bahaeddin Veled ve Mevlana Celaleddin'in ayakucuna, Mevlana Celaleddin'in oğlu Alaeddin Çelebi'nin sol yanına defnedildi. Sakıp Dede, Sipehsalar 'ın cesur, olgun, güzel ahlaklı, ilim ve sanata yatkın bir kişi olduğunu belirterek ilerlemiş yaşına rağmen Mevlevî yoluna hizmet konusundaki başarısına dikkat çeker. Mevlana Celaleddin'in 672/1273 yılındaki vefatından sonra değer verdiği bir şahsın ricası üzerine Mevlana Celaleddin'in ve Sultan Veled'in hayatını gelecek nesillere aktarmak için Risale-i Sipehsalar be-Menakıb-ı Hazret-i Hüdavendigar adlı menakıbname tarzındaki eseri kaleme almıştır. Risale-i Sipehsalar be-Menakıb-ı Hazret-i Hüdavendigar, Mevlana Celaleddîn ve onun yetişmesini sağlayan babası, hocaları ve sohbetlerinde ve mutad Mevlevî ayinlerinde tertip edilen sema' toplantılarına iştirak ederek etrafında bulunanlar hakkındaki ilk menakıbname olup, daha sonra kaleme alınan menakıbname türündeki eserlere kaynaklık yapmıştır. İlk menkıbemizi sipahsalar ağzından nakl edelim

Türkiye Selçuklu Siyasî ve Askerî Tarihi: Ânûştegînli Harzemşah Celaleddîn Mengübirtî nin stratejik Bakımdan ehemmiyet arz eden Ahlat'ı 626/1229 tarihinde kuşatma altına alması üzerine Selçuklu sultanı Alaeddin I. Keykubad, Eyyubiler ve Ânûştegînli Harezmşahlılar ile olan ilişkilerine farklı bir yön vererek, zevcesi bakımından Eyyubiler ile akrabalık bağına sahip olduğundan dolayı Eyyubiler ile dostluk yoluna gidip ittifak kurarken, Ânûştegînli Harezmşahlılar ile mücadeleye karar verdi. 627/1230 tarihinde Erzincan yakınlarındaki Yassı çemen/Yassıceman mevkiinde karşı karşıya gelen bu iki taraftan Alaeddin I. Keykubad'ın komuta ettiği Türkiye Selçuklu ordusu ve el-Melikü'l-Eşref Muzaffereddîn Mûsa'nın komuta ettiği Eyyubi ordusundan müteşekkil müttefik kuvvetler, Harzemşah Celaleddîn Mengübirtî tarafından komuta edilen Ânûştegînli Harezmşahlılar ordusu ve Rükneddin Cîhanşah b. Mugiseddîn Tuğrulşah tarafından idare edilen Erzurum Selçuklu Melikliği ordusunun teşkil ettiği kuvvetleri mağlup etti. Menakıbname müellifi olan Sipehsalar Mecdeddîn Ferîdûn b. Ahmed, Yassıçemen Savaşına dair şöyle söyler. Sipehsalar, sultan Alaeddin I. Keykubad'ın casus olarak Harezmşahlılar ordusuna gittiği bilgisidir.