Mevlana Celaleddin ve baba Alaaddin

Bayramda, Hakkari’nin Şemdinli ilçesinin Tekeli üssünde nöbette yakaladı Karamanlı Oğuzhan’ı ölüm.

Daha doğrusu şehadet…

Mevlana’ya göre vuslat…

Hakka kavuşma.

Yaratana ulaşma.

Varlığında yok olma…

Ya da asıl varlığa intikal…

***

Bayram’da aldı acı haberi baba Alaaddin…

Besicilik yaptığı Zengen köyüne düştü ateş.

Ateş değil nur sanki…

Haber vermek zordu idareciler için .

Yutkunarak döküldü ağzından kelimeler Komutanın.

Ama baba Alaaddin dimdik ayaktaydı.

Sanki günlerdir bu haberi bekler gibi vakur.

Sanki müjdeli bir haber ulaşmış gibi mutlu.

O ne heybet, o ne asalet, o ne olgunluk…

O ne vatan sevgisi, o ne inanç, o ne iman…

Şehadetin oğlunu nöbette yakaladığını öğrenince güller açtı sanki yüzünde baba Alaaddin’in…

“Ben üzülmem buna” dedi gururla.

“Ben üzülmem buna; ayıp olmasa güler oynarım.”

***

Ölüm gününü düğün günü gibi kabullendi baba Alaaddin.

Mâder-i Mevlana’nın beldesinden, Mevlana’nın annesinin metfun olduğu topraklardan seslendi tıpkı Mevlana Celaleddin gibi.

“Ayıp olmasa güler ağlarım…”

Mevlana Celaleddin de şöyle sesleniyordu asırlar önce:

“Öldüğüm gün tabutum götürülürken,

Üzülüyorum sanma dünyadan ayrıldığıma.

“Yazık oldu” deme ardımdan;

Sakın ağlama.

“Ah ayrılık” deme görünce cenazemi.

O vakit ayrılık değil, visal (kuvuşma) vaktimdir benim…

Vuslat vaktidir; unutma...

“Elveda” deme kabre koyduklarında beni.

Gerçek âlemin perdesidir kabir yalnızca.

Batmasını değil, güneşin; doğmasını düşün.

Hiç ziyan getirir mi gurubu; güneşe aya…

Batmak, kaybolmak, yok olmak değildir bu.

Ziyan değildir.

Yeniden doğmaktır; vuslattır, kavuşmaktır.

Yeniden başlamaktır hayata…

Zindan değildir...

Zindan gibi görünse de mezar…

Kurtuluş yeridir ruhun; aslında.

Vuslat yeridir.”

***

Tıpkı Mevlana Celaleddin gibi “ağlama” diyordu baba Alaaddin eşine, Mâder-i Mevlana toprağından:

“Sakın ağlama.

Dinimize, vatanımıza inancımızdır, bizi ayakta tutan.”

“Sen değil miydin?” diye soruyordu Baba Alaaddin şehit annesine:

“Sen değil miydin, 15 Temmuz’da şehit olmak için meydanlara koşan?”

O ne sadakat, o ne dik duruş, o ne vakar, o ne iman…

Varmı dır dünyada başka acep?..

Bayram günü gelen ölümü, Şeb-i Arus gibi, düğün günü olarak karşılayan.

Ölüm haberinin geldiği bayramı Rûz-u Arus sayan?

Şehadeti yücelten, kutsayan…

İşte bu inançtır bu milleti ayakta tutan.

Bu toprakları vatan yapan.

Bu güçlü iman…

Ruhun şad olsun Oğuzhan…

Ruhlarınız şad olsun Şehîdân…