Beşiktaş’ta patlatılan iki bomba 30’u polis 38 can aldı.



Beşiktaş’ta patlatılan iki bomba 30’u polis 38 can aldı.

Şehit polislerimizden biri Beşiktaş Kongre üyesi de olan Vodafone Arena stadından sorumlu Özel Güvenlik Şube Emniyet Müdürü Vefa Karakurdu.

Siviller arasında Beşiktaş’ın Kartal Yuvası çalışanlarından Tunç Uncu ve Ankara’dan ikin günlüğüne İstanbul’a gezmeye giden Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Berkay Akbaş da var.

Şehit polisler, 3. sınıf Emniyet Müdürü Vefa Karakurdu, emniyet amiri Kadir Yıldırım, polis memurları Adem Oğuz, İlker Uylaş ve Hasan Bilgin için, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Binali Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu üst düzey bir katılımla ebedi istirahatgâhlarına tevdi edilmek üzere Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde hüzünlü bir tören yapıldı.

İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yâran’ın duaları ile uğurlanan törene katılanlar arasında İstanbul Hahambaşı İshak Haleva’nın da bulunması dikkat çekiciydi.

İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın törende yaptığı konuşmada terör örgütlerine "Siz kimin köpeğisiniz" diye haykırması, bu menfur saldırıyı gerçekleştirenlerin piyon olduklarını, artlarında başka güçlerin bulunduklarını işaret ediyor.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ilk işaretlerin PKK’yı gösterdiğini söylediler.

PKK veya DEAŞ farketmez.

Nihayeti terör örgütü değil mi?

Bu menfur saldırıyı lanetlemek yerine sosyal medyada teröre destek anlamına gelecek mesajlarla sanki içlerindeki nefreti dışa kusanlar, sanki içten içe sevinenler, iktidarı terör örgütlerine farklı yaklaşmakla itham edenler, bir terör örgütüne müsamahakar yaklaşıldığını ima edenler oldu.

Bu kadar alçaklık, bu kadar, bu kadar aymazlık için ya kör olmak lazım, ya art niyetli veya tıpkı bu terör örgütleri gibi piyon…

Emniyet Müdürü’nün de söylediği gibi kimin köpekleri bunlar?

Tasmalarının ucu kimin elinde?

İster PKK, olsun adı, ister DEAŞ, isterse bir başkası, ama onları da kullanan birileri var.

Onların da tasmalarını tutan biri ya da birileri var.

Bu kanlı terör örgütlerinin zamanlamasına bir bakarsanız terörün ardındaki güçleri tahmin etmeniz daha kolay olur.

Ak Parti’nin tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamadığı Haziran seçimlerinden hemen sonraki boşluk sürecinde 20 Temmuz 2015'te Suruç'taki intihar saldırısında 34 kişi hayatını kaybetmişti.

Türkiye’ye bir siyasi dayatma yapmaya kalkanlar terörü kullanmışlardı.

1 Kasım seçimlerinden hemen önce 10 Ekim 2015 günü Ankara’da tren garı önünde art arda patlayan iki bomba ile 102 cana kıyılmıştı.

HDP’nin baraj altında kalma durumunu görenler, HDP’nin düzenlediği eyleme katılanlara yönelik saldırı ile mağdur rolüne soktukları bu partiye destek sağlamayı amaçlamışlardı.

Şimdi terör partisi haline gelen HDP’lilerden suçlu görülenlere yönelik hukuk sürecini baltalamaya çalışıyorlar.

Zamanlamanın dikkat çeken bir diğer yönü de Cumhurbaşkanlığı sistemini getirecek Anayasa değişikliğinin meclise sunulduğu güne denk gelmiş olması.

Diğer büyük terör eylemlerinin zamanlamasına da bakılınca bunun sadece bir tesadüf olduğunu düşünmek zor görünüyor.

Adı ne olursa olsun, terör örgütlerinin tasmasını elinde tutanlar, Türkiye’nin güçlenmesini istemiyorlar.

Daha açıkçası 2024’e kadar Tayyip Erdoğan’lı bir Türkiye istemiyorlar.

Hiç kuşkunuz olmasın, 15 Temmuz’u yaptıranlar kimse, bu terör eylemlerini de yaptıranlar onlardır.

Allah şehitlerimize rahmet eylesin.

Türkiye’yi ve Türk milletini zalimlerin tuzaklarından korusun.