Meclis koridorları çok mu temiz?

Cumhurbaşkanının en yakınında;

Başbakanın en dibinde;

Genelkurmay Başkanının hemen ardında;

Başbakanlıkta yetmedi dehası tüm bakanlıklarda;

O da yetmedi ülkenin en mahrem kurumlarında;

Hepsi bu kadar mı? Değil tabi.

Emniyette, yargıda, havada karada;

Yetti mi? Yetmedi tabi.

Ekonomide, eğitimde, sağlıkta;

Sadece bu kadarcık mı? Tabiki bu kadarcık değil;

Bürokrasinin en tavanından en tabanında;

Dini kurumların kıyısında köşesinde;

Tüm illerde, ilçelerde hatta köylerde;

Ahtapot misali her yerde.

Girilmedik kurum, yapılmadık sahtekarlık kalmamış.

Türkiye'nin tüm kurum ve kuruluşlarını işgal eden bu hain örgüt sanırsınız ki Meclis'in koridorlarını işgal etmemiş.

Vücutta vuku bulan yarım asırlık mikrop ne hikmetse siyasete bulaşmamış.

Her kurumu esir alan FETÖ, siyaseti esir almamış öyle mi?

Ne yani şimdi siyaset alabildiğine berrak mı diyeceğiz.

Her yerde olabilir lakin siyasette yoklar mı diyeceğiz?

Bahçeli öyle demiyor ama.

"Bizim partimizin içinde olan FETÖ'cüleri biliyorum. Partimizin içinde olan da var ayrılanlar da var." Ne yani şimdi Bahçeli yalan mı söylüyor?

Devlet Bahçeli MHP'nin içinde varlar diyorsa peki ya diğer partilerde durum nedir? Başbakan Binali Yıldırım da çıkıp evet bizde tabi ki yok diyecek mi? Ya Kılıçdaroğlu da tabi ki hayır bizde ne FETÖ’cü ne de harici örgütçü falan yoktur kardeşim o da nerden çıktı diyecek mi?

Peki ya Saadet bizde F serisinin G'si bile yok mu diyecek? Sahi ya HDP o ne diyecek. Biz sırtımızı Kandil'e yasladık. Yetmez mi? Bizde FETÖ filan yok kardeşim diyecek mi?

Önceki gün MİT'in kara kutusunu açtığı mahrem imamlar operasyonunda, onca mücadeleye rağmen binlerce kişi örgüt ile irtibatlı olduğu ortaya çıktı ve operasyon kapsamında 9 bin emniyetçi görevinden atıldı.

Devletin en kılcal damarlarında girilmedik yer bırakmayan FETÖ, ülkeyi yöneten siyaset kurumuna bulaşmamış öyle mi?

Tamam siyaset anne sütü gibi lekesiz diyelim. O vakit bir zaman sonra örgütün siyaset ayağına da girilirse o zaman şöyle mi denilecek:

‘Araştırdık yok idi. Lakin şimdi varlarmış. Hem de en baba isimler.’