MEB’de Reform Kolay mı?

Sayın Ziya Selçuk’un Millî Eğitim Bakanlığı’nı daha sempatik ve daha insan temelli bir kurum haline getirdi. Daha önce yeni derslikler, akıllı tahtalar, tabletler ve hızlı internet gibi yatırımları ön plana alan MEB şimdi daha çok insani ve niteliksel alana yatırım yapacak gibi görünüyor. Vizyon belgesinde bu amaç “Dünyanın içinde bulunduğu durumun uyandırdığı derin endişeler, bizleri daha insani, daha medeni ve daha adil yeni bir hikâye yazmaya mecbur bırakmaktadır” şeklinde ifade ediliyor.

Vizyon belgesinde öncelikle son yıllarda giderilen fiziki eksiklikleri inkâr etmeyen daha sade ve işlevsel bir model düşünülüyor. Belgede somut şeyler az. Zaten adı üstünde bir vizyon belgesi. Somut diyebileceğimiz birkaç örnek şunlar: Zorunlu ders saatleri azaltılıyor, ücretli öğretmenlik kalkmıyor ama ücretleri iyileştiriliyor. Ortaöğretimde sınavlı okulların sayısı daha da azaltılıyor. Sözleşmeli öğretmenlerin çalışmak zorunda olduğu yıllar azaltılıyor… Hangi karar ne zaman ve nasıl uygulanacak tam olarak belli değil. Bu yıl daha çok gözlem yılı olacağa benziyor. Gelecek sene belli pilot uygulamalar ve sonraki sene ise tüm uygulamaların faaliyete geçmesi planlanıyor. Yani acele etmemek gerekiyor.

Hep söylerim “mevcut eğitim sistemimizin çok eksiği yok fazlası var” diye. Yeni vizyon belgesinde bu durumun farkına varıldığını söyleyebiliriz. Zorunlu ders saatlerinin azaltılacağına vurgu yapılıyor. Bunun dışında örneğin mesleki ve teknik eğitim kısmında müfredat yenilemesi gibi temel bir konunun yanında savunma sanayinin ihtiyaç duyduğu ara elemanların yetiştirilmesi gibi özel bir amaç ve yurt dışında yatırım yapan iş adamlarının ihtiyaç duyduğu meslek elemanların yetiştirilmesi gibi oldukça özel başlıklar da var.

Çocukları doğru şekilde yönlendirmek için bazı çabaların olacağını da anlıyoruz. Çocukluklarından itibaren takip edilmeleri için belli bazı yöntemler zaten var ama çok dağınık. Bu anlamda her çocuğun lise bitene kadar ilgi ve yeteneklerinin değerlendirilme ve takibi için e-portfolyo denen bir tür yazılım kullanılacak.

Yabancı dil eğitimi de ülkemiz açısından ciddi bir sorundu. Vizyon belgesinde bu sorun da gözden kaçırılmamış. Hem öğrenciler hem öğretmenler için alınacak belli önlemler var. Yine imam hatip okullarına, fen ve sosyal bilimler liselerine de ayrı bölümler ayrılmış ve bu okulların iyileştirilmesi hedefleniyor. Vizyon belgesinde ilginç olan bir durum da proje okulları sözcüğünün hiç yer almaması.

Yine bir diğer hedef ise bakanlığın tüm kararlarının veriye dayalı hale getirilmesi. Geçmişte bu alanda bir kopukluk yaşanıyordu. Bazı kararlar sık sık değiştiriliyordu. Keyfi olduğu izlenimi veriyordu. Bu anlamda böyle bir hedef de MEB’in ciddiyetini ve ağırlığını arttıracak ve aşınan saygınlığını tamir edecektir diye ümit ediyorum. Bunun yanında en etkili olacağına inandığım önlemlerden biri de elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmen ve yöneticilere yeni teşviklerin geliyor olması.