Masonlar, Adnan Oktar'dan neden vazgeçti? 1

Sorunun cevaplarına gelmeden önce, Adnan Oktar'ın servetinin kaynağından bahsetmek gerekir.

“Müritlerinin mal varlıklarına, miraslarına el konulması!” denildi, “İş adamlarının haraca bağlanması!” denildi, “Yurt dışı bağlantıları!” denildi… Eyvallah, amenna...

Demek ülkede bu kadar zengin enayimiz varmış! Ve Adnan Oktar, bunları kullanmayı çok iyi biliyormuş. Profesyonel zeki Adnan Oktar, bu kadar zengin enayi bulmuş ülkede!

Çiftlik Bank neyi vadetti? "Bana 5 vakit namazını ver; ben sana 50 vakit olarak geri vereyim, cennete gireceksin!"

Yani parasını verene, bu dünyada (maddi olarak) cenneti yaşatmayı vadetti!

Peki Adnan Oktar, ne vadetti? "Paranı bana ver, ben sana dünyada da, ahirette de cenneti yaşatacağım. Çünkü ben ahir zamanın sahibiyim.

Bu şekilde, para kaynağının birazını Türkiye'den, birazını yurt dışından topladı. Birileri bu adamı çıkardı, (bazı kesimlere) mehdi olduğuna inandırdı, -inşallah maşallah- oynattı, zıplattı! Aslında içlerinden bir kısmı inanmadı da yaşattığı hayat, daha doğrusu (gösterilen hayat) çok cazip geldiği için, onlarla beraber olmak istedi.

Çünkü cennetin dünyada başlıyor(du).

Adnan Oktar'ın ilk çıkış noktası; Darwinizmi eleştirmek ve Ateizmi yok etmekti.

Kabul etmek gerekir ki bunda çok başarılı oldu. İlk başlarda büyük bir dindar kitlenin ilgisini çekti. Bedava kitaplar, milyonlarca dergi dağıttı. Sonra dergileri paraya çevirdi, sonra kitapları paraya çevirdi. Sonuçta bir şekilde para musluğunu açması gerekiyordu.

Bu aynı şekilde FETÖ içinde geçerliydi. Fakat Fethullah Gülen, daha profesyoneldi. O kadar kişiyi kendine bağladı ki ve bağladığı kişileri o kadar güzel köpekleştirdi ki (Burada yanlış bir tabir yoktur!) Köpeğin anlamı şudur; köpek, bir kemiğe ebediyen sadık kalır. Burada vereceğin kemiğin ne olduğu önemlidir. Verdiğin kemik, o köpeği tatmin ederse, ebediyen senin köpeğin olur. Senin sınırlarına girecek her insana ve her türlü tehlikeye karşı kendisini siper eder. Fethullah Gülen'in ayarttığı kitle, genellikle alt tabakadandı. Alt tabakandan, yine genellikle zeki insanları; üst tabakalara ve en önemlisi bürokrasinin ve siyasetin içerisine yerleştirerek kendi kadrosunu oluşturdu.

Adnan Oktar'ın böyle bir gayesi yoktu. O, VIP (viaypi) çalıştı.

Peki, VIP hizmetini kim alır? Parası olan değil, çok parası olan! Paranı verirsin, üye olursun!

Bugün Adnan Oktar grubunda olmasaydı, Budist, Şamanist, Ateist olacak türden insanlar ve parası çok olan insanlardı VIP hizmetini alanlar!

Peki paran varsa gücünde vardır, neden bu insanlar Adnan Oktar'ın gurubuna kendilerini dahil ettiler?

Paranı verirsin, üye olursun; seni en başta MOSSAD korur. Senin bütün müşküllerini bunlar çözer. Senin “yürümez, olmaz” dediğin her işi oldurur. Arkanda çok büyük şirketler vardır ve kimse bu şirketleri bilmez.

Senin bir bakanın, bırak İsrail parlamentosunda konuşmayı; İsrail'e izinsiz giremez iken;

Adnan Oktar'ın müritleri, İsrail parlamentosunda konuşma yapabilme yetkisine sahip!

Gücün nerden geldiği açık bir şekilde anlaşılıyor, değil mi?

Şimdi köpek meselesine yeniden girersek; Adnan Oktar’a verilen kemik Yahudi kemiği ise; elbette ki İsrail'in savunucusu olmak zorunda! Hatta Yahudilikle, kendi kurduğu dini birleştirip, Yahudi sempatizasyonluğunu Türkiye'de yapmak zorunda!

Devletimiz bunu çok iyi biliyordu. Fakat Adnan Oktar'ı almak öyle kolay değildi.

Zenginleri haraca nasıl bağladı?

Diyelim ki bir işadamı; İngiltere, Amerika yada Orta Doğu’da (özellikle Orta Doğu’da) bir ülke ile iş yapmak istiyor. Süreçte sıkıntı çıkıyor ve iş yapması zorlaşıyor. Orta Doğu’nun sözü geçen tek hakimi İsrail iken; ve Adnan Oktar, İsrail'in Türkiye’deki köpeği iken, Adnan Oktar'a üye olanların, tüm kişisel problemleri çözülecek iken;

Sen 1 Milyon dolar verip, üye olmaz mısın? Olursun!

Çünkü (bazı kesimlere göre) din eşittir alınıp-satılan bir meta! Din eşittir ticaret!

Hatta zenginsen dine ne gerek var? Gidersin, Adnan Oktar'ın yanına, göbekte sallarsın, onun için şampanya da patlatırsın!

Adnan Oktar iftar yemeği verdi, içinde bir tane oruçlu insan yoktu. Hem de (bakın burası çok önemli) Çırağan Sarayı’nda! Yani Osmanlının yıkıldığı sarayda!

İsrail'in, Türkiye’deki bağlantısı ve ekonomik gücü; Adnan Oktar mıdır? Evet!

Amerika'nınki, İzmir'de yatan Papaz mıdır? Evet!

Biz, Adnan Oktar'ı neden aldık ve neden başkanlık seçiminden hemen sonra aldık?

Seçimden hemen sonra, ülkede dehşet bir reform oldu! Zira bunu bilen çok azdır!

Şimdi Adnan Oktar'ı içeri alırken, kaç MOSSAD ajanını aldık ve Adnan Oktar'ın korumaları şu an nerede?

Ve daha önemlisi, bu kadar MOSSAD ajanı varken, Adnan Oktar'ı devlet nasıl bu kadar kolay aldı?

Adnan Oktar, gerçekte kim?

(Devamı haftaya)