Man adası

Kemal Kılıçdaroğlu gösterdi,

CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan baktı...

Ve paylaştı...

*

Erdoğan'ın yakınları,

para mı almışlar, vermişler mi?..

Bir şeyler yapmışlar...

Onları anlattı...

*

Offshore iddiaları...

Vergi cennetine para transferleri...

Sıraladı gitti....

*

Suçlayan:

Kılıçdaroğlu....

*

Cevap verenler:

Muhataplar hariç, herkes...

*

Yanıtlar art arda geliyor;

AK Parti, " Evraklar sahte"

CHP "gerçek" diyor...

*

Burada bir sıkıntı yok mu?

*

Sanki olayın doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmıyoruz...

Hükümet yıkmak, kurmak üzerine kurgulanmış bir senaryonun parçası olmuşuz.

*

AK Partili bir vekil, belgeler hakkında hiçbir bilgisi olmamasına rağmen,

Savunma refleksi içerisine girerken;

CHP ise, "Erdoğan" adı geçen canlı - cansız her şeye saldırıyor.

*

Kılıçdaroğlu'nun yalancı çoban durumuna düşmesinden dolayı,

haklı olabilir AK Partililer...

Ama...

Bu tür konularda mahkemelerin bile tek celsede karar veremediği,

Onlarca duruşma yapıldığını göz önünde bulundurursak...

Bir gazeteci, siyasetçi bu belgeler için tek celsede karar veremez...

*

"Belgeleri gördüm...

Yine de hüküm veremem...

Çünkü mahkeme başkanı değilim" diyebilen tek kişi çıkmadı.

*

Gazeteci kimliğimle CHP'ye şunu sorabilirim:

Ortada Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün açıklaması var..

Diyor ki,

"Man Adası'na göre de, Türkiye'ye göre de bu hususlarla ilgili yasak yok"

O zaman neyin suçu bu belgeler?

*

AK Parti adına konuşanlara ise:

Hanginiz bu şirketi yakından tanıyorsunuz da,

anında "müspet" cevap veriyorsunuz...

*

Şunları tartışabiliriz,

Neden ülkemde vergi vermek yerine,

başka bir devletin kapısını çalıyor, orada ofis açıyorsun?

*

Sayın Cumhurbaşkanı'nı anlarım...

Dünya devletleri, bağımsızlık hareketimizde karşı savaş açmış durumda...

Ve...

Bunu CHP üzerinden yapmaya çalışıyorlar...

Kuşkum yok...

*

Hatta bu savaşta,

Meral Akşener'in bile kullanıldığını düşünüyorum...

*

Erdoğan'ı yıkmak,

Ardından öncesi gibi sömürge ülkesine dönüşmemiz isteniyor...

*

Ama...

Konu hakkında bilgisi olmayanların,

“Bütün iddiaları yalan. Açıkladığı belgeler ticaret kaynaklı” demesi...

Olayların daha da alevlenmesine neden oluyor...

*

Yine diyorum...

Bu hadise komplonun bir parçası olabilir...

Fakat...

Olayları analiz ederken,

Reza Zarrap'ta düştüğümüz hataya tekrar düşmemeliyiz:

*

Mesela:

Egemen Bağış sustu, AK Parti'ye fayda mı sağladı?

Muammer Güler, Zafer Çağlayan'ın sustular fayda mı sağlandı?

Malesef hayır...

Zarar verdi.

*

Bugün toplumun yüzde 90'ı bu kişileri hayırla yâd etmiyor...

*

Herkes midesinden konuştuğu için,

AK Parti bu yanlışları göremiyor.

*

Acizane bir fikir sunarak bitirmek istiyorum:

*

Konuşması gereken kişiler, alsınlar karışlarına Kılıçdaroğlu'nu,

belgelerle gelip, çıksınlar ekranlara...

Haykırsınlar,

"Haklıyız, suç işlemedik!" desinler...

*

Haa... """"

Israrla "biz TV'ye çıkmayız" derlerse...

Zafer Çağlayan hadisesinde olduğu gibi bu işten zarar görecek tek kişi,

Recep Tayyip Erdoğan...

Tek zarar görecek devlet ise Türkiye olacaktır.

*

Sağlıcakla kalın.