Maârif, marifettir..

Namık Kemal; “İttihad-ı İslâm” başlıklı makalesinde* “kılıcın kârı iki cüzü birbirinden ayırmaktır. Onu birleştirmek marifetin himmetine tevakkuf eder” der. Ne hikmetli bir söz..

* Bu makale Dergâh Yayılarınca Namık Kemal'in makalelerinin derlendiği “Osmanlı Modermleşmesinin Meseleleri” adlı kitaptan alıntılanmıştır.

Büyük edibimiz bu veciz sözüyle; “kavga ile kılıç ile sadece cüzler (parçalar) yaratır, bütünü bölersiniz, oysa yapmanız gereken bölmek değil, bölünmüşleri birleştirmektir, bunu da ancak eğitimle, doğruyu araştırıp öğretmekle başarabilirsiniz” diyor... Marifet (maârif, eğitim) büyük bir marifet (hüner) gerçekten de...

Eğitimi bozuk nesiller asaletini kaybeder.. Cibilliyeti bozulan nesiller her haltı eder. Vatana ihanet, âileye ihanetle başlar. Vatana ihanet eden milletine ve devletine de ihanet etmiş olur...

Eğitimin hep güzel yanları anlatılıyor ama bozuk eğitimin yarattığı hasar nedense gözardı ediliyor. Aslında nedeni bellidir de kimse yoğurdum ekşi demezmiş.. Namuslu olsa, muttaki olsa der...

Kimse ben bozuk eğitim veriyorum demiyor. Zira herkes kendince en iyi, en doğru eğitimi veriyor... Fakat ayinesi iştir kişinin láfa bakılmaz demişler. İktidarların da aynası işleri olmak lazım gelmez mi?

Ortaöğretim ve ilköğretim çocuklarının durumu? Bunların aldığı eğitim için hayırlı sonuçlar vermiş diyebilecek bir ihlás sahibi var mı? Üniversitelerin hal-i pür melâli de ortada.. Karma eğitimle ahlâk da by by..

Bırakın eğitimi, öğretimde bile nal topuyoruz.. Singapur okulları aya çıkıyor biz yaya dolaşıyoruz. İngiltere’nin Eton College ayarında bir okulumuz var mı? Okullarımızda derslere Allah’a hamdele ile başlansa yandaş medya bile kıyameti koparmaz mı? Eton kolejinde* ve benzerlerinde derslere ayin ile başlanıyormuş ama? Aaaaa...

* 1429-71 arasında İngiltere tahtında oturan Kral Henry “eğitimci kral” olarak nam salmıştı.

Şimdi bu “aaaa” diyerek ağızlarını bir karış ayıranlara ünlü Japon okullarında tuvalet temizliğini bile öğrenciler yapıyor öğretmenleriyle desem hücceten giderler belki...

Oysa Japonları dünya işlerinde becerikli ve maharetli kılan şeylerden biri de okullarında hademe bulunmaması, okulları WC’ler dahil öğrencilerin ve öğretmenlerin pırıl pırıl ışıl ışıl, temizlemesidir.

* * *

Eğitim ve öğretim (maârif) bir toplumun istikbâlini inşá etmektir. İstikbâlini inşá etmeyi düşünmeyenler hem hain hem beyinsizdirler..

Her anne ve baba çocuklarının istikbâlini düşünür ama her kişi devletinin istikbâlini düşünmez. Oysa bu büyük bir beyinsizliktir. Devlet olmazsa toplum (halk) da olmaz, çocuğun elâlemin kölesi olur...

Maârif marifettir. Maârifin mükemmelliği marifet ehlinin (muallimlere, eğitici, öğreticilere) üstün ve vasıflı olmalarıyla kaim ve daim olur..

Maârif ehli namuslu ve ülkesini seven, toplumun değerlerine bağlı insanlar olurlarsa maârif de o nisbette güçlü olur, o nisbette güçlü bir istikbâl inşá eder.. Aksi izmihlâldir. Yani yok olmak, mahvolmak!..

Olmak ya da olmamak işte bütün mesele.. İstikbâlde “olmak” istiyorsak maârif marifet ehli uyanık olsun, iktidarlar maârif konusunu birinci madde olarak ele alsın ve asla yılgınlık göstermesinler..