Zaman, mekân, çevre, ırk, ekol, kültür, medeniyet gibi faktörlerin hepsi veya her biri san’atkârın ve eserinin tekevvününde (oluşumunda) farklı ve mühim roller oynar.

Zaman, mekan, çevre, ırk, ekol, kültür, medeniyet gibi faktörlerin hepsi veya her biri san'atkarın ve eserinin tekevvününde (oluşumunda) farklı ve mühim roller oynar.

Suriye'li kadın romancı Miriam Antaki'nin Amerika'da yayınlanıp Hemingway Ödülü kazanan 'Les Versets du Pardon' (Bağışlama Mısraları) adlı romanı, Filistinli bir aktivist olan Ahmet'in anlatımıyla bir aşk hikayesi çerçevesinde Filistin-İsrail savaşını ve iki ülkenin tarihini anlatan bir misaldir san'atkar ve eserinin tekevvününde...

Fakat biz bu romandan hareketle siyasî tekevvünümüze bakmak istedik...

Suriyeli bir Hristiyan olan Antaki'nin bu romanı, Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin bir arada yaşayabileceğine dair bir savunma niteliğinde...

Lakin Miriam Antaki kamil anlamda empati yapamamakta, hristiyan kimliği Müslümanlara bakışta ciddî hatalar da yaptırmaktadır.

Mesela Antaki, roman kahramanı Ahmet için terörist diyor... Oysa anlaşıldığına göre Ahmet; Filistin'in İsrail terör devletine kıyamında (intifada) rol alan zavallı bir aktivisttir yalnızca...

Ve M. Antaki'nin 'Les Versets du Pardon'u ile siyasî tekevvün bahsini birleştirme latifemizde PARDON dışında da mühim faktörler var...

Önem sırasına göre anlatalım:

Türkiye aydınları ya da kendini aydın sanan bazıları sürekli Türkiye aleyhine yazar çizerler... Bunlar Antaki gibi hristiyan da değillerdir gûya...

Onlar bu toplumun ekmeği ile büyümüş, bu coğrafyada yetişmişlerdir.

Lakin para ve şöhret limanlarında yüzlerini kıble dışında yönlere çevirmiş ve Antaki'lerden çok daha gavur olmuşlardır toplum nezdinde...

Antaki, sonuçta üç toplumun bir arada yaşayabileceğini, hatta farklı ırklar ve dinlerden de olsalar birbirlerine aşık gençlerin evlenebilecekleri tezini işliyor, yanlış bir felsefeyle de olsa barışa ulaşma gayesi var!..

Bizim yerliler ise barış değil savaş istiyorlar. Üstelik iç savaş...

CHP ve yandaş kalemlerinin BARIŞ PINARI HAREKÂTINDAKİ tavırlarına nasıl bakacağız?

Bunları masum fikriyat farkları olarak mi, yoksa halkına tepeden bakan adından başka halkçılığı kalmamış jakoben tavırları olarak mı bakmak durumundayız? Elbette ikincisi...

Yüzyıllardır dünyaya en başta asalet, merhamet, insaniyet ve feraseti ile ün salmış necip Türk milleti günümüzde ne kadar bozulmuş olursa olsun yine de tarihinden verasetle intikal eden bu güzel hasletlerinden fazla şey kaybetmiş değildir.

Millî feraset, Barış Pınarı harekatına tam destek veriyorken... harekat hakkında Batı medyasının bile çekinerek kullandığı tabirleri kullanmak vatan hainliği değilse nedir?

Türkiye'nin en büyük talihsizliği halkın kendi istediği, kendi gibi olan samimi ve güzel insanları yönetici olarak tayin edebilmekteki sıkıntıdır..

Birileri birtakım siyasi partiler kuruyorlar, sonra parti yönetimindekiler kimi isterlerse onlar vekil oluyor, hükûmet kurup iktidar oluyorlar...

Ya da onlar muhalefet koltuklarına oturup CHP gibi goygoyla vakit öldürüyorlar... İyi bir muhalefete sahip olamamak da iyi bir iktidardan mahrumiyet kadar trajiktir çünkü...

Bu yüzden siyasî tekevvünümüz (siyasî oluşumlarımız) tam anlamıyla bir Türkiye Talihsizlik Tarihidir... Allah sonumuzu hayreyleye.. 16.10.2019