Liselerde inanç özgürlüğü

Almanya’da bir lisede bir grup Alman öğretmen ileyiz. Çok sayıda Müslüman öğrencinin bulunduğu bir okul. Etrafta koşturan başörtülü öğrencilerden bunu anlıyorum. Bir ara söz okulda mescit olup olmadığına geliyor. “Yok” diyor öğretmen arkadaşlar. “Başörtüsü serbest ama mescit açma izni yok.” Müslüman öğrencilerin böyle bir talepleri varmış ama okul idaresi bu talebe sıcak bakmamış.

Olayı biraz kurcalıyorum. Ayrıntılı sorular soruyorum. Niçin izin verilmediğini anlamaya çalışıyorum. Sonunda cevabımı buluyorum. Mazeretleri okulda çok sayıda birbirinden farklı inanç olmasıymış. Müslümanların ibadet etmeleri için onlara bir oda tahsis ederlerse diğer tüm inançların da bir oda isteyeceğinden duydukları korku imiş. Böyle bir talep gelirse bu talebi nasıl değerlendireceklerini bilmiyorlarmış.

Tabi bu mazeret bana gerçek bir mazeret gibi gelmedi. Diğer din ve inançlardan şu ana kadar böyle bir talep gelip gelmediğini sordum. Aldığım cevap “hayır” oldu. Diğer inançların referans kitaplarına bakılmış mı? Gün boyunca belli saatlerde ibadet etme şartı var mı? Diye sordum. Her inancın kutsal kitabının ve farklı uygulamaların tek tek incelenmesinin zor olduğunu ifade ettiler.

Mescit açılmasının önündeki engellerin kolayca aşılabileceğini söyledim. Mescit izni verilmemesinin inanç özgürlüğünü yaralayıcı bir durum olduğunu ifade ettim. Mescit açılmasına izin verilirse okuldaki Müslüman ve Türk öğrencilerin okulu daha fazla benimseyeceklerini ve kendilerini okula daha fazla ait hissedeceklerini belirttim. Ve orada durdum. Yorucu bir iş gününün ardından öğretmen arkadaşları bu mesele ile çok fazla yormak istemedim.

Almanları anlıyorum. Tabi ki mesele okuldaki oda sayısının azlığı değil. Mesele İslamiyet’i anlamakla ve mesajını doğru şekilde kavramakla ilgili. Almanya’nın asli bir unsuru görüp görmemek ile ilgili. Mesele diğer tüm inançların gençleri dinlerinden habersizken Müslümanların dinlerini uygulamak ve yaşamak için harekete geçiyor olmaları.

Mesele öldü sanıldığı halde yeniden canlanan, yasaklandıkça güçlenen, eleştirildikçe daha çok sempati ve destek kazanan İslam inancı ve buna karşı bir şey yapamamanın, alternatif üretememenin verdiği tedirginlik. İslamiyet’in dünyada hakkında en çok konuşulan din olması. İslam’ın yeryüzünde iddiası olan tek din olması.

Almanların endişelerini anlıyorum ama ‘içimizdeki Almanlar’ın endişelerini anlamak daha zor. Müslüman bir ülkede hala liselerde mescit açılmasını ve liseli kızların başını örtmesini kabullenememiş insanlar var. Derdiniz ne? Sokakta yürürken hiç etrafınıza bakmıyor musunuz? Müslüman bir ülkede yaşadığınızın farkına ne zaman varacaksınız?