LİDERLİKTE BÜTÜNLEŞME

Meclis konuşmalarını kulak arkası dinliyordum ki Prof.Dr. Naci Bostancı’nın muhalefete dersi dikkatimi çekiverdi. Bütçe görüşmelerinin son günü, ekran başında heyecanlandım. Niye? Hoca, kör dövüşü ben ben ben çatışmalarını, halk iradesinin 17 yıldır Meclise nasıl yansıdığını kanıtlayarak durdurmayı başardı. Herkesin anlayabileceği usta bir dille yaptığı örnek konuşma, düşündürdü ve susturdu. Yalnızca başkanı olduğu grup değil, ekran başındakiler de dahil bütün izleyenlerin vicdanı harekete geçti. İzleyemeyenlere konuşmayı kayıtlardan bulmalarını tavsiye ederim. Bu somut gerçek, vekil listelerinin nasıl düzenlenmesi gerektiği hakkında da ip ucu veriyor. Böyle oluyor işte liderlikte bütünleşme! Toplum içinde de vicdanları etkileyebilen liderliklerin olduğuna kendi yöremde bizzat şahit oldum. STK liderlerinin halk iradesiyle bütünleşmesine dikkat!

Millî Eğitim Bakanı, 2023 Eğitim Vizyonu Sunumu’nda dünyayla rekabet edecek bir eğitim kurma meselesinin büyük bir liderlik gerektirdiğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanımızın liderliği olmasaydı böyle bir görevde olmayı arzu etmezdim dedi. Onun Başbakanken verdiği demeçleri tekrar özetler gibiydi Ziya Hoca! Eğitim millî bir dava. İktidar lideri ileri ülkelerde meslek lisesi yüzde 70, bizde 30; böyle vagon oluruz demişti. Ne yazık ki Muhalefet, gel birlikte hareket edelim de halk bizi de takdir etsin demedi. Oysa çağdaş uygarlığa yürümesi gereken bir ülkede, halk talebi olan doğruları savunan her liderlikte bütünleşmek tarihî sorumluluktur.

Naci Hoca da iktidar yolunun halkın doğrularına sahip çıkmakla açılacağını çarpıcı anekdotlarla kanıtladı muhalefete ama sonuçta kazanılan ne? Sadece suskunluk(!) Gönül isterdi ki kendisini haklı bulan muhalefet konuşmacıları çıksın, doğrularda bütünleşilsin ve ilerleme adına yeni ufaklara yelken açılabilsin. İşte böyle bir sorumlulukla çağrı yapıyorum! Gelin iyi bakalım 2023 vizyonunun şu ana hatlarına:

Eğitim yönetiminde ehliyet ve liyakat olmazsa olmazımızdır dedi Ziya Hoca. Üç aşamalı dönüşümden söz etti: Önce tasarım, küçük ölçekli pilotlama ve kısmî yeni uygulama sonuçlarını görmek için hazırlık dönemi olacak. Ardından orta ölçekli pilotlamalar, tasarım iyileştirmeleri ve sonuçlu projeler hayata geçirilecek, sonunda da ülke genelinde uygulama ve etki analizleri başlayacak.

Sistemin temelinde her okulun bir gelişim plan ve modeli var. Okullar 20 üstünde ayrı parametreyle izlenecek. Hangi okulun neye ihtiyacı olduğu, eğitim kalitesinin nasıl dönüştürüleceği böyle görülecek. Tüm okullarda tasarım-beceri atölyeleri kurulacak. İlkokulla yüksek öğrenimin meslekî bağlantısını sağlayıcı olacak bunlar. Örneğin mühendislik alanlarıyla ilkokuldaki robotik mekanik atölyesi arasında ilgi olacak. Müfredat yazmadan önce öğretmen eğitimleri tamamlanacak. Esnek, modüler daha az ders saati ile verilecek ve çeşidin söz konusu olduğu müfredat detaylı değil, çerçeve olacak!

Sistem, yönlendirme esaslı. Çocuklar ilkokuldan itibaren ilgi, yetenek,mizaç açısından iyi tanınacak. Sınav ikinci planda. Sınavla girilen okul sayısı ve okullar arası imkân farklılıkları azaltılınca onun baskısı da azalacak. Organize sanayi bölgeleriyle iletişim kurulmuş. Teknoparklar, Savunma Sanayisi, Uzay Teknolojisi…gibi pek çok farklı alanda liseler göreceksiniz diyor Hoca! Özel öğretime teşviki azaltarak kaldıracağız ve dezavantajlı durumda olan resmî okulların nitel ve nicel gelişimi önemli diyor.

Kapatılan Köy Enstitülerinin temel anlayışını da çağrıştıran bu vizyon yanlış mı? Uygulanabilir mi, nasıl sorunlarla karşılaşırız? Bu millî meseleye kafa yorabilecek herkes, millet aşkına kendisine ve çevresine “Akletmez misiniz?” diye sora sora konuşmalı. Lakin ciddî bir tartışma, yorum rastlamadı bana henüz.

Televizyonlar yine birbiriyle zıt fikirli belli kişilerin güncel olaylar hakkında tartışma ve saçma puanlamalı yemek programlarıyla meşgul ediyor halkı. Özel Okullar Derneği Başkanı, kendilerinin önünün açılmasını istiyor. Eğitim yazarı Abbas Güçlü, son sınıf öğrencilerinin bozuk sisteme karşı rahatlatma amaçlı sınava hazırlık çalışmaları olsun talebini eleştiriyor. Bunların vizyonla ne ilgisi var? Konu önemli. Nalıncı keseri gibi kimse kendi kafa formatına ve çıkarına yontmasın artık.

Ziya Hoca da bozuk sistemin çilesinden kurtulmak için kafa yora yora yorgun düşüp köşesine çekilmiş duayen(aksakal) öğretmenler başta olmak üzere örnek uygulama, yorum, düşünce, sakınca…sunan herkese randevu vermeli. Hiç değilse hazırlık aşamasında. Yalnızca akademisyen arkadaşlarını dinlemekle yetinmemeli. Öğretmenlerin gönül gücünü, cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi harekete geçirebilmeli. Halk iradesi, seçtiği lidere 17 yıldır dert yanıyor, o da çözüm diyor çözüm! Bu yüzden kaç Bakan geldi gitti. Lütfen bu sefer muhalifi, yol arkadaşı… düşüncesi ne olursa olsun herkes, akletsin ve liderlikte bütünleşelim!