“İslam’ı İmha Yolunda Döşenen Taşlar”ı anlatmaya devam ediyoruz. Serideki son iki yazımızda, Diyanet’in 1998 yılındaki II. Din Şûrasıyla, bir Vatikan projesi olup Hıristiyanlığı yaymayı gaye edinen dinlerarası diyalogu faaliyet kapsamına almasından ve hemen akabinde de Urfa ve Mardin’de yapılan, itikadî fecaatlerle dolu iki dinlerarası diyalog toplantısından bahsetmiştik.

'İslam'ı İmha Yolunda Döşenen Taşlar'ı anlatmaya devam ediyoruz.

Serideki son iki yazımızda, Diyanet'in 1998 yılındaki II. Din Şûrasıyla, bir Vatikan projesi olup Hıristiyanlığı yaymayı gaye edinen dinlerarası diyalogu faaliyet kapsamına almasından ve hemen akabinde de Urfa ve Mardin'de yapılan, itikadî fecaatlerle dolu iki dinlerarası diyalog toplantısından bahsetmiştik.

Bu yazımızda yine dinlerarası diyalog damgalı, 'Diyanet'in Tefsiri' sayılan 'Kuran Yolu' adlı -sözde- tefsiri konu edineceğiz.

Evet, Diyanet'in dinlerarası diyalogculuğunun belki de en önemli belgesi, büyük paralar harcanarak hazırlanan Kuran Yolu Tefsiridir.

Tefsir ilmi kriterlerine hiçbir şekilde uymayan bu kitap, Hayreddin Karaman başkanlığındaki dört kişilik bir heyete hazırlatılmıştır.

Üzerinde hem kendi çalışmış, hem de yapılan diğer çalışmaları titizlikle incelemiş bir kardeşiniz olarak çok açık söylüyorum ki, bu kitabın muhtevasında, F. Gülen'in dinlerarası diyalogculuğunu çağrıştıran pek çok misal bulmak mümkündür. Bunu anlamak için Bakara: 62, Maide: 69; Âl-i İmran: 64. ayetlerin -özellikle ilk baskıdaki- izahlarına bakmak yeterlidir. Tepkiler üzerine sonraki baskılarda bazı ifadeler kısmen yumuşatılmıştır. Bu müdahale bile yapılan yanlışın vahametini ortaya koymaya kafidir.

Aşağıdaki bilgileri Ali Eren Hocamızın 'Diyanet'in 'Kur'an Yolu' Tefsirli Mealinde Skandallar!' adlı makalesinden aldık. Okuyucularımıza bu makaleyi mutlaka tetkik etmelerini tavsiye ederiz.

Evet, bu tefsiri birkaç maddede şöyle tanıtmak mümkündür:

- Tefsiri yazan heyetteki dört profesörden hiçbirinin alanı tefsir değildir.

- Tefsiri yazanlara 300.000 Dolar gibi büyük bir ücret ödenmiştir.

- Diyanet İşleri Başkanlığı, böyle bir tefsir hazırlatmaya 1998 senesinde, yani 28 Şubat hadisesinin cereyan ettiği 1997'nin hemen akabinde karar vermiştir.

- 2003 yılında çıkan ve kısa zamanda tükenen ilk baskısında mut'a nikahına bile cevaz verilmektedir.

- Ehl-i kitap hakkındaki ayetler saptırılarak, onların da cennete gideceği şeklinde mesajlar verilmekte, ayetler bağlamından çıkarılarak buna delil gösterilmektedir.

- Dinde tahrifatçılıkları açık ve 'tescilli mason' olduklarını da bilinen C. Afgani, M. Abduh, R. Rıza gibi isimlerden, 'İslam alimi' diyerek alıntılar yapılmaktadır.

- Keza muharref Tevrat ve İncil'den 'ek bilgi vermek maksadıyla' denilerek sık sık alıntılar yapılmakta ya da bu muharref kitaplara atıfta bulunulmaktadır.[1]

İlahiyatçı, hukukçu ve tefsir uzmanı Ahmet Tekin Hoca, tefsir adı taşıyan bu kitap üzerine etraflı bir çalışma yapmış bulunmaktadır. Yazımızın bundan sonraki kısmında bu çalışmadan istifade edeceğiz.

1- Kuran Yolu Tefsirinde Hakim Ana Fikir Dinlerarası Diyalogdur

'…2000'li yılların ilk senelerinde de Prof. Dr. Hayreddin Karaman ve arkadaşları, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı adına hazırladıkları tefsir ile diyaloga destek verdiler. İlgili ilgisiz birçok ayete diyalog ayeti dediler. Hiç ilgisi olmayan bir ayetin tefsirinde sözü döndürüp dolaştırıp Vatikan'ın diyalog kararına getirdiler. Ehl-i kitabı iltizamları müseccel bir kısım Türk düşmanı sözüm ona müfessirlerin görüşlerini öne çıkararak, İslam iman esaslarını ikiye üçe indirdiler. Ehl-i kitaba, Yahudiliğe, Hıristiyanlığa meşruiyet verdiler. Prof. Dr. Süleyman Ateş bunları 'Benim söylediklerime 30 yıl sonra geldiler' beyanıyla karşıladı. Üç defa T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunda incelenip onaylanarak yayın hayatına geçtiğini ifade ettikleri bu tefsirlerinde Prof. Dr. Karaman ve arkadaşları, Kur'an'ın bazı ayetlerindeki manaları daraltarak, bazı ayetlerindeki manaları genişleterek diyaloga ve diyalogculara hizmet ettiler[2]

2- Tefsire Damgasını Vurduğu Halde Adı Zikredilmeyen Şahıslar

'Sayfa XLIV'te kitabınızın vitrininde Şevkanî'nin Fethulkadirini, Süleyman Ateş'in Yüce Kur'anın Çağdaş Tefsirini, Muhammed Esed'in Kur'an Mesajını vermiş, elhak tefsirinizin her sayfasında da yeterinden fazla kullanmışsınız. Ancak bu zatların tefsirlerindeki fikirler kadar fikirlerini kullandığınız Muhammed Abduh'u, Reşit Rıza'nın Tefsirü'l –Menarını, Kitab-ı Mukaddesi ve Fethullah Gülen'i burada zikretmemişsiniz. Hatta Kitab-ı Mukaddesle Fethullah Gülen'i 5. cildin sonundaki bibliyografyada da zikretmemişsiniz. Bunları ortaya koymamızın sebebi Kur'an Yolu Tefsirine bu altı zat ile birlikte Kitab-ı Mukaddesin damgasını vurduğunu görmemizdir…' [3]

3- Ehl-i Sünnet Dışı Görüşlerle Kafaları Karıştırma

Ahmet Tekin Hoca, ilgili çalışmasında, tefsir adı altındaki bu kitapta ehl-i sünnet dışı görüşlere yer verilerek Müslümanların kafalarının karıştırıldığını da söylüyor:

'…Önsözde orta seviyede kültürlü bir Müslüman esas alınarak bu tefsirin yazıldığı belirtildiği halde ehlisünnet dışı mezheplerin görüşlerine yer verilerek, koydukları sınırı da çiğnemiş müellifler. Ehl-i sünnet dışı mezheplerin görüşleri orta seviyede kültürlü bir Müslümanın kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz…' [4]

4- 'Hak' Kelimesinin Saptırılarak Kuran'ın İçinin Boşaltılması

'…Kur'an-ı Kerim'de geçen 'hak' kelimesi tamamen M. Esed'in Kur'an Mesajındaki tercihleri dikkate alınarak manalandırılmış. Kur'an dili sekülerleştirilerek, bozularak Kur'an adeta bir din kitabı olmaktan çıkarılmış. Hak kelimesi onlarca mana ile karşılanabilecekken 'gerçek' şeklindeki karşılığına takılı kalınarak İslam ıstılahları geri itilmiş ve Kur'an ne dediği anlaşılmaz bir kitap haline getirilmiş. 'Allah' yerine 'gerçek', 'din' yerine 'gerçek', 'hak kitap' yerine 'gerçek', 'hak düzen' yerine 'gerçek', 'hesaplı düzen' yerine 'gerçek', 'adalet' yerine 'gerçek', 'gerekçeli' yerine 'gerçek' kelimesi kullanılarak Kur'an'ın içi boşaltılmış. Kur'an'daki kelimelerin çok yönlü anlaşılması gerektiği adeta fiilen inkar edilmiş…' [5]

5- Muharref Kitapları Meşru Kaynak Alarak Ehl-i Kitabı Temize Çıkarma Savunması

Ahmet Tekin Hocanın çok önemli bir tespiti de şudur:

'…Kitab-ı Mukaddese yapılan atıflarla Müslümanın kafasını karıştırma, ehl-i kitabı ibra etme zihniyetiyle hareket edildiği intibaı veriliyor. Hele de ehl-i kitabı ibra etmeye çalışan Müslüman marjinallere fazlaca yer verilmesi bu görüşü teyit ediyor. Halis bir niyetle Kur'an tefsiri yazmaktan çok, ehl-i kitabı temize çıkarma savunması yapıldığı anlaşılıyor. Süleyman Ateş'in bu tefsir dolayısıyla 'Benim söylediklerime 30 yıl sonra geldiler' beyanı da bu anlayışı destekliyor. Bu ülkenin laikleri bile Kur'an Yolu tefsirini yazanların açtığı yara kadar İslam'ı yaralamadılar. Yaralayamazlardı da. Çünkü millet İslami konuda onlara tepki duyuyordu. Bu millet sizleri ise başının üstünde tutuyor. Siz ve Din İşleri Yüksek Kurulu, halkımız nezdindeki itibarınızla yanlışınızı doğru saydıracak bir kabul edilebilirliğe sahipsiniz. Süleyman Ateş'in dinde, Kur'an'da açtığı yarayı kalıcı hale getirmenizden, yeteri kadar parçalı olan bu Müslüman milleti daha da parçalamanızdan endişe duyuyorum...' [6]

Kuran Yolu Tefsirini anlatmak için bu satırlar fazlasıyla yeterlidir.

Tefsir adı altındaki bu çalışmanın gayr-i ilmîliği, tefsir ilminin ölçülerinden uzaklığı bir yana, İslam'ın istikamet çizgisini ihlal ederek tevhid akaidine nasıl zarar verdiği, muharref din mensuplarını aklama gayretkeşliği ortadadır.

Kitaba şöyle bir göz atanlar, M. Esed'in 'Kuran Mesajı'na, M. Abduh ve R. Rıza'nın 'Menar Tefsiri'ne ne kadar çok benzediğini anlamakta güçlük çekmeyeceklerdir.

Bu durum, II. Din Şûrasıyla Vatikan'ın dinlerarası diyalog projesini faaliyet kapsamına alan Diyanet'in, nasıl bir istikamet sapmasına uğradığını göstermesi açısından ibretliktir.

Biz yazılarımızda tahrifatçıları gündem ederken, itikadî ölçüyü koruyan adres olarak Diyanet'i göstermeyi ne kadar çok isterdik. Fakat heyhat! Ölçüyü ikame etmek bir yana, Diyanet bizzat kendisi tahrifatlara imza atıyor.

İnsanımızı tevhid inancına aykırı bir istikamete sevk etmeye kimsenin hakkı yoktur. Diyanet, kuruluş kanununda kendine verilen yasal görevi ihlal ederek, Hıristiyanlığı yayma misyonu demek olan dinlerarası diyaloga kapılmıştır.

Bir evvelki yazımızda da ifade ettik: Biz Diyanet derken elbette ki milletimizin dinî hizmet ihtiyacına cevap veren güzide bir kadroyu toptan aynı kefeye koymuyoruz. Bu kurumun kendine verdiği yetkiyi kötüye kullanarak İslam'ın içinin boşaltılması anlamına gelecek icraatlara imza atanlar kimler ise, sorumluluk onlardadır. Ama şu da var ki, Diyanet'in dinlerarası diyalog hezeyanına evet diyen yahut bu itikadî felaket karşısında susan da, bir şekilde mesuliyete ortak olmaktadır.

Üzülerek ifade ediyoruz: Geçmiş yüzyılın başından beri 'İslam'ı İmha Yolunda Döşenen Taşlar'ı kronolojik bir sıra ile ele alırken Diyanet'in 'tefsir' adı taşıyan hezeyanlarla dolu bu kitabını da zikretmeye mecbur kaldık.

Hayreddin Karaman başta olmak üzere bu tefsir yazarları Allah indinde sorumlu oldukları gibi, milletin bağrında açtıkları yara sebebiyle tarih ve millet önünde de sorumludurlar. Bu milletin dinî ve milli bütünlüğüne verdikleri zararın vebalinin altından nasıl kalkacaklarını düşünmeleri gerekir. Eğer gerçekten bir pişmanlık duyuyorlarsa, telafi yolunda çok şeyler yapabileceklerini de kendilerine hatırlatırız.

Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurur:

'Şüphesiz Allah katında din İslam'dır…' (Âl-i İmran: 19.)

'Kim İslam'dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.' (Âl-i İmran: 85.)

Bu iki ayetin tarif ettiği istikamet doğrultusunda, bu meselede sorumluluğu olanların -hususen de Diyanet'in- imza attıkları bu büyük yanlıştan dönmelerini istiyor ve bekliyoruz.

[1] Ayrıntılı bilgi için Ali Eren'in 'Diyanet'in 'Kur'an Yolu' Tefsirli Mealinde Skandallar!' adlı yazısına bakılabilir. Yazıya şuradan ulaşılabilir:

https://kundun55.com/diyanetin-Kur'an-yolu-tefsirli-mealinde-skandallar/

[2] Ahmet Tekin, Diyalogculara Kur'an Dersi, s: 15-16.

[3] Ahmet Tekin, Kur'an Yolunda Kalem Oynatanlar, s: 24.

[4] Ahmet Tekin, Kur'an Yolunda Kalem Oynatanlar, s: 45.

[5] Ahmet Tekin, Kur'an Yolunda Kalem Oynatanlar, s: 44.

[6] Ahmet Tekin, Kur'an Yolunda Kalem Oynatanlar, s: 44-45.