Kudüs’te ve Gazze’de siyonizm ve soykırım işbirliği

Bugün 16 Mayıs 2018… On bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’in ilk günü...

Hadis-i Şerif’te “başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennem’den kurtuluş” olarak bildirilen Ramazan ayı hepimiz için, tüm İslam âlemi için hayırlara vesile olsun inşaallah…

Siz kıymetli okurlarımızla mübarek Ramazan’da ortak gündemimizi oluşturan oruç, namaz, fitre, zekat, sadaka, iftar, sahur gibi güzellikleri paylaşmayı ümit ediyordum bugün… Özellikle birbirimizi anlamada ve toplumsal bütünleşmemizi sağlamada bu güzelliklerin ciddi katkılarından söz etmeyi planlıyordum.

Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığımızın isabetli şekilde ifade ettikleri gibi, “iftar sofralarımızın israf sofraları olmaması gerektiği” uyarılarını mutlaka göz önünde bulundurmamız gerektiğini hatırlatacaktım bir nebze… İkram ve infakta, hayır ve hasenatta gönül zenginliğinin yanı sıra itidalin de önem taşıdığını; tüketim ve harcamada cimrilik ve savurganlıktan kaçınarak iktisatlı davranmanın lüzumunu vurgulayacaktım.

Ancak ne yazık ki önceki gün, 14 Mayıs 2018 Pazartesi günü İslam âleminin bu sevinç mevsimine büyük bir acı düştü, yüreğimiz yandı, soykırım misali korkunç bir katliam yaşandı kardeş Filistin topraklarında…

Siyonist zorbalar planlı şekilde bilerek ve isteyerek katletti din kardeşlerimizi… Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın mübarek topraklarında ilk değildi katil İsrail’in vahşi terörü, son da olmayacak muhtemelen… Zorbalıklarını güya “Tanrı’nın elini Armageddon savaşına zorlama” densizliğine kadar vardıran sakat zihniyet sahiplerinin terörü bitmez.

Öte yandan Ariel Şaron komutasındaki işgalci İsrail ordusunun 1982’de Sabra ve Şatilla kamplarında çoğu çocuk ve kadın olmak üzere savunmasız iki bin Filistinlinin katledilmesine göz yumduğunu daha dün gibi hatırlıyoruz.

Önceki gün kirli bir plan devreye sokuluyordu Netenyahu ve Trump yönetimi tarafından kutsal Kudüs topraklarında… Ne dediğini bilmeyen ve ne yediğinden haberi olmayan dengesiz Amerikan kovboyu Trump, tehlikeli bir trampaya kalkıştı. Dilerim, akıbeti şer olur. Benjamin Netenyahu da kendisinin hesaba çekilmeyeceğini zannediyor herhalde…

Sinsi İsrail meclisi tarafından 1980 yılında Kudüs’ün başkent olması kararı alındığı halde niçin 14 Mayıs 2018’de bu alçakça vahşet uygulamaya geçiriliyordu? Irkçı İsrail’in sözde 70’inci kuruluş yıldönümüydü ve ekürisi de Trump’dı çünkü…

Tevhid yurdu Kudüs’ümüzün 14 Mayıs 1948’de resmen siyonist İsrail işgaline maruz kalması sebebiyle kitleler halinde Filistinli din kardeşlerimizin yurtlarından çıkarılarak sürgüne gönderildiği “Büyük Felaket (Nekbe)” günleridir bugünler İslam âlemi için…

Yetmiş yıl boyunca böğrümüze saplanan hançer misali canımızı acıtan kanlı işgale, ABD elçiliğinin Kudüs’e taşınmasıyla meşruiyet kazandırılmak isteniyor böylece… US Embassy’nin açılışı, bir tür Amerikan embesilliğine dönüştü anlayacağınız.

Kudüs’te İsrail ile ABD arasındaki bu siyon elçiliği, Gazze’de barışçıl gösterilerde bulunan Filistinlilere karşı açık soykırım işbirliğine dönüştü önceki gün... Kudüs bizim vazgeçilmez başkentlerimizdendir. Kudüs’le ilgili hesabı olan tüm şer güçlere bunun hatırlatılması kaçınılmaz gerekliliktir.

Bu uğurda gösteride bulunan 59 Filistinli hunharca şehit edilmiş ve 3 bine yakın kişi de yaralanmıştır. Pişkinliğinden zerre kadar vazgeçmeyen Netenyahu, korkunç katliamı meşru savunma olarak nitelemekte; Beyaz Saray sözcüsü de aslında suçlu tarafın Filistinliler olduğunu söyleyerek ona payandalık yapmaktadır.

Hz. Ömer‘in halifelik döneminde fethedilen ve İngiliz işgaliyle 1917 yılında elimizden çıkan Kudüs toprakları on dört asır boyunca barış yurdu “Daru’s-Selam” olarak anılıyordu. Bu mübarek topraklarımız, siyonistler tarafından oluşturulan kaos, kargaşa, zulüm ve soykırıma dönüşen katliamlarla ırkçı İsrail yurduna dönüştürülmeye çalışılıyor yıllardır.

Bin yıldır İslam ümmetinin hamisi, koruyucu kalkanı, tükenmeyen umudu olan Türkiye, Filistinli kardeşlerimizin acısını yüreğinde hissederek üç gün yas ilan etmiştir. Başkanlığını yaptığımız İslam İşbirliği Teşkilâtı, Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından Cuma günü toplantıya çağrılarak kitlesel harekete geçilmesi sağlanacaktır.

Salı günü Meclis Genel Kurulu Kudüs özel gündemiyle toplanacak; bu arada Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da toplantıya çağrılacaktır. Cuma günü öğleden sonra İstanbul Yenikapı’da ve Diyarbakır’da bu zulüm ve zorbalığa karşı Filistinlilerle dayanışma için dev mitingler tertip edilecektir. Yaralanan Filistinliler, tedavilerinin yapılması için ülkemize getirilecektir.

Mübarek Ramazan-ı Şerif’te aklımız, fikrimiz, özümüz, sözümüz, tüm dua ve yardımlarımız mağdur ve mazlum din kardeşlerimiz için olsun. On bir ayın sultanı Ramazan’ımız mübarek olsun.

Emrullah AYDIN